X

Mindful beslenme: Yemek ile farkındalığın buluştuğu nokta

Bilinçli farkındalık, son zamanlarda giderek yaygınlaşan ve üzerine sıkça konuşulan bir kavram. Bilinçli yemek de, bilinçli farkındalığın kendini gösterdiği alanlardan biri. Ne yazık ki farkındalıkla yemek yeme, özellikle günümüz dünyasında oldukça zor. Yine de öz duyarlığa sahip olup bilinçli yemek yemenin ne demek olduğunu tam manasıyla öğrenerek, siz de yemek seanslarınıza farkındalık getirebilirsiniz.

İlgili yazı: Zihnin ilacı: Bilinçli farkındalık (Mindfulness)

İşte bilinçli yemek yemenin incelikleri:

1. Bedeninizin beyninizi yakalamasına izin verin

Yavaşlama, besin olarak ne istediğiyle ilgili bedeninizle ve zihninizle iletişime geçmenize yardımcı olur. Vücut, genellikle doyma sinyalini beyinden 20 dakika sonra gönderir. Aşırı yemenizin nedeni sıklıkla bu yüzdendir. Fakat, daha yavaş yemek yerseniz, bedeninize beyninizi yakalama şansı verirsiniz ve bu sayede yemeniz gereken doğru miktarı duyma şansınız olur.

Eğer daha yavaş yemek yemek istiyorsanız, annelerinize hatta anneannelerinize kulak vermeniz gerekebilir. Bu noktada oturarak yemek yeme, ağzınıza aldığınız lokmayı 25 hatta belki de daha çok çiğneme, ağzınızda yemek varken çatalınızı masaya bırakma, daha yavaş yemek yemenize yardımcı olabilir.

2. Bedeninizin açlık sinyallerinin farkında olun

Acıktığımız zaman ilk olarak genellikle zihnimize kulak veriyoruz; fakat farkındalık uygulamaları, vücudunuza kulak vermeniz gerektiğini dile getiriyor. Stres, üzüntü, öfke gibi duygusal sinyaller geldiği zaman, bedeninizi dinlemeye çalışabilirsiniz. Gerçekten karnınız gurulduyor mu ve enerjiniz düşük mü? Sıklıkla, bedenimizden ziyade zihnimiz bize yemek yememiz gerektiğini söylediğinde yemek yiyoruz. Farkında bir şekilde yemek yeme uygulaması, aslında vücudunuzdan açlıkla ilgili derinden gelen sesleri dinlemenize dayanıyor. Kendinize sorun: Size gelen sinyallerden hangisi vücudunuzun açlık sinyali, hangisi duygularınızın açlığı tetiklemesiyle oluşuyor?

3. Yediğinizin tadına dikkat edin
Yediğiniz yemeklerin tadına, dokusuna ve kokusuna dikkat etme, bilinçli yemek yeme için önemlidir.

Limonun ekşimsi tadı, çileğin eşsiz kokusu veya nanenin ferahlatıcı etkisi. Yediğiniz yemeklere dikkat etme, bilinçli bir şekilde yemek yeme için oldukça önemlidir. Eğer yemeğinizi 5 dakika içinde yiyorsanız, tüm bu farkındalık süreçlerine hakim olmak oldukça zor olacaktır. Bilinçli yemek yeme konusunda daha ileri gitmek için, ailenizle yemek yerken, yediğiniz yemeğin lezzetli ve dokusu hakkında konuşun. Çocuklarınıza avokadonun tadını sorun ya da humus yiyince ne hissettiklerini. Sonrasında ise kendi gözlemlerinizi onlara aktarın.

4. Yediklerinizin tabağınıza geliş öyküsünü düşünün

Eğer avcı-toplayıcı ya da çiftçi değilseniz, yediğiniz besinlerle aranızdaki ilişki ne yazık ki kopmuş demektir. Birçok insan yediği yemekte bulunan malzemelerin nereden geldiğiyle ilgilenmiyor bile. Bu çok büyük bir kayıp; çünkü yemek, doğayla bağ kurmamız adına müthiş bir fırsat sunuyor.

Eğer yemeğin tabağınıza geliş süreci boyunca, o sürece emek veren, yemeği hazırlayan, ürünü eken ve hasadı taşıyan insanları göz ardı ederseniz, yediğiniz yemeğe minnet duyamazsınız ve yemekle aranızda hiçbir bağ hissetmezsiniz.

Yediğiniz yemeği yaratan suyun, toprağın ve diğer elementlerin farkına varın. O öğünde yediğiniz her şeyi düşünmeye başladığınızda, yemeğin bu noktaya kadar gelmesine katkı sağlayan herkese karşı minnet duyacaksınız. Bu gibi küçük farkındalık uygulamaları, yediğiniz yemeklerde sürdürebilirlik ve sağlık açısından daha akıllıca kararlar vermenize ve bu sayede dünyaya katkı sağlamanıza neden olacaktır.

5) Yalnızca tabağınıza odaklanın

Başka bir iş yaparken aynı zamanda yemek yerseniz, bu durum bedeninizin ihtiyaçlarına ve isteklerine uygun beslenmemenize neden olur. Örneğin; sürükleyici bir filme gittiğinizde ve popcorn aldığınızda, filmi izlerken farkında olmadan tüm popcorn’u biterebilirsiniz ve film bittiğinde bu durumun farkına varabilirsiniz. Dikkatiniz dağıldığında, vücudumuzdan gelen, yemek ve diğer ihtiyaçlarla ilgili sinyalleri dinlemek daha da zorlaşır. Bir sonraki öğününüzde, yalnızca yemeğe odaklanmaya çalışın.

Sürükleyici bir film izlerken popcorn yerseniz, filme odaklandığınız için popcorn yediğinizi unutabilirsiniz. Bilinçli yemek yeme adına, yemek yerken sadece yemeğe odaklanın.

Sonuç olarak yukarıda belirttiğimiz; yavaş yemek yeme, bedenini dinleme, tek bir işe odaklanma, küçük ritüeller oluşturma ve yediğiniz öğünün tabağınıza geliş sürecini düşünme gibi uygulamalar, günlük yemek seanslarınıza farkındalığı getirecektir.

Kaynak:

Mindful.org

Huffingtonpost.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale