X

Milyon yıllık bir bilgelik ve tertemiz bir ayna: Ayahuasca nedir?

Her şey moda oluyor; insan tipleri, saç renkleri, ev mobilyaları, semtler, dini inançlar, yaşam şekilleri, meslekler…
Ruhsal, kutsal yolculuk bile bir moda. İnancımızı, varoluşumuzu sorgulama halimizi bile bir akım ile yapıyoruz. Araştırmadan, hissetmeden, anlamadan, idrak etmeden…
Tüketmenin dayanılmaz hırsı!
Böylelikle içi boşalıyor her şeyin,
Yoganın, şamanizmin, kutsal kitapların, ezoterizmin, kişisel gelişimin, sufizmin, insanın, aşkın, saygının, değerin, alçak gönüllüğün, sevgiliğin, samimiyetin…
Bu ara çok denk geliyorum sosyal medyada, yaşam koçu olmak ister misiniz?
Yoga öğretmeni olmak ister misiniz?
Yakında guru olmak ister misiniz diye soracaklar,
200 saat eğitimden sonra Guruluk sertifikası verilecek!

Organik büyümeler, organik gelişmelerden uzaklaşıyoruz böylece.
Tanrılarımız bile değişecek, Şiva’dan, Instagram’a transfer edileceğiz!
Mekanik sevdalar peşinde koşmaya başladık, sanırım artık gerçekten bir yanımız inanmaya da başladı, bir organ değişikliği ile daha yeni sürüm makine olacağımıza…

Organik yapılarız arkadaşlar, illüzyonumuz ne kadar güçlü olursa olsun, insanlık deneyimi için burada olanlarız.
Bu yeni bilgiden, değişimden uzak kalıp, arkaik gerçeklere tutunmak değil, arasındaki dengeyi yönetebilmek, ayrılan dünyayı gözlemleyebilmek hali.. Aynen bir insan gibi…

Nerde o eski bayramlar demiyorum, ne haddime.. Sadece artık sorumsuz çocuklar gibi saldırmayalım, kıymet vererek seçelim, özen gösterelim, emek harcayalım diyorum.
Işığımızı savurmayalım!

Uzun zamandır yazmak isteyip yine de hadsizlik yapmamak için uzak durduğum bir konudan bahsedeyim istedim; ayahuasca’dan…
Herkesin merakla araştırdığı, şamanizm deyince akla ilk gelen şey. Kutsal şaman çayı.
Bu aralar öyle yükselen bir değer ki, her yerde herkesin ağzında. Herkesin de belirli bir fikri var konuyla ilgilenen, deneyimleyen, deneyimlemeyen….
Hatta son edindiğim izlenim, artık tüm yaşamsal sorunlarımızın, ‘varoluş kaygılarımızın kökten şifasını sağlayacak sihirli çay!’

Deneyimlemeyenin, deneyimleyene ilk sorusu ise:

Ne gördün?

Bütün problemlerin bitti mi?
….
Hayatın değişti mi?

Ne kadar meraklıyız sihirli değneklere, bir kurtarıcıya.
Hristiyanlıkta bizi İsa Mesih, masallarda beyaz atlılar, yaşamda da ayahuasca kurtaracak!
Hala kendimize yeni dinler,  gücümüzü teslim edip sorumluluğunu almadan yaşayacağımız hayatlar kurmaya çalışıyoruz. Hipnozumuz öyle büyük ki, ‘yaşam’ hediyesini kullanmadan, açmadan geri iade etmeye gönülden, ilk dakikadan razıyız.

Varoluşsal sıkıntılarımızdan kurtulmak için, ‘panikle’ bir kurtarıcı arıyoruz.
Deneyimin zorluğu, sonrasında çoğunluğa bir ‘başarmışlık’ ve ‘idrak etmişlik’ hissi veriyor.
Her parlak şeyin bir gölgesi oluyor elbet, o kadar ışığın kendi kadar güçlü karanlığı..
Tembellik…

Gözlemlediğim şey, kendi üzerinde halihazırda çalışmamış bireylerin, bu deneyimden sonra aşırı yükselip, daha sonralarında ‘her şeyi başarmış ve anlamış (!)’ olarak rehavete düştüğü ve ardından geçirdiği uzun tembellik döneminden sonra, yaşama geç kalmışlık ve daha derin yalnızlık veya kopmuşluk halleri, tutsaklık dürtülerinin derinleşmesi..

Küçük bir sorum var burada.
Yaşamda tek hakkınız olsa bir milyon yaşındaki bir insanla konuşmak için,
Ona ne durumdayken giderdiniz ve ne sorardınız?
Ve diğer bir soru da, aldığınız cevaplar ile ne yapacaksınız?

Ayahuasca bir milyon yaşında bir kadın.
Ona giderken, huzuruna çıkarken, bedensel ve zihinsel bir arınmaya, keskin bir niyete ihtiyacımız var… sonrada güçlü bir teslimiyete*
Soracak adam akıllı bir soruya, saygıya ve olgunluğa..
Bizi kurtarmak için orada beklemiyor bizleri…
Milyon yıllık yaşam bilgisini bize sunuyor, varoluşa dair, sevgiye dair, gerçeğe dair..
Yolcuların kutsal araçlarından biri, diğer kutsal ilaçlar gibi.
Bir moda değil, bir yudumda tüm hayatınızı değiştirecek bir iksir değil.
Size sizi anlatır isterse,
Eğer gerçekten isteğiniz buysa!
Size yaşamı anlatır isterse, eğer cidden istediğiniz buysa!

Dişi enerji size sadece istediğinizi verir. Bazen öyledir ki, istediğim bu değildi diye isyan edersiniz…
Çünkü o, gönlünüzden geçeni verir size, zihninizin istediğini değil…
Niyet, istek ile aynı şey değildir.
Niyet gönlünüzden geçerken sizi niyetin kendisi yapar,
Niyet artık sizin olduğunuz şeydir, yaydığınız vibrasyondur.
Olduğunuz hal, niyeti yaratandır..

O yüzden niyetiniz ne ise onu verir size kutsal ilaçlar da, size sizi gösterir, o an olduğunuz şeyi.
Ve o halin var olan kabını doldurur, ne kadar alıyorsa…

Yaşam, yaşamı bize sunan araçlar çocuk oyuncağı değildir, ciddiyet ister, saygı ister, ama çok da ciddiye almamak gerekir.
O kadar ince bir çizgi ki, gücünüzü vermeyin, kendinizden önemli tutmayın ama aşağı indirmeyin!
Her şey göz hizasında olur biter!

Sorumluluğunu almayı istemeyen bireyler için, bu tarz deneyimler bir şekilde aşırı eğilim, gerçeklerden kaçma, derin depresyon halleri yaratabilir.
Yaratmaya da bilir!
Sadece bilin, kiminle konuştuğunuzu, ne kadar değerli olduğunu…
Hürmetinizi eksik etmeyin, saklanmış bilgilere, miraslara.. Yine de sizden öte koymayın, alçak gönüllülük ve kendine sonsuz sağlam bir güvenle taşıyın, köksüz olmasın hiçbir şey.

Her şeyin bir enerjisi var, her yaptığımızın bir sorumluluğu…
Sorumluluğumuzu alalım, hem yaşamın hem de istediğimiz, yaptığımız her şeyin..
Saygımızı ve hürmetimizi popüler ihtiyaçlarımız /meraklarımız için kaybetmeyelim.

Kendimiz üzerinde sabır ve özenle çalışıp artık gerçekten bir rehbere ihtiyacımız olduğunda, gidecek bir yerimiz, soracak, dizine yatıp usul usul ağlayacak, belki hiçbir şey söylemese de gölgesinde dinleneceğimiz bir büyüğümüz olsun…
Koruyalım, kollayalım değerlerimizi, kıymet verip onurlandıralım..

Tekamül bireysel bir şeydir. Herkesin yolculuğu tamamen kendisiyle, dolaylı olarak başkaları ile ilgilidir…
Ve herkesin deneyimi de kendisinedir, her şeyde, her tür çalışmada..
Bir şiir okunur, herkes başka bir şey için ağlar…
Kendi yolunuzun dervişi olmaktır olay, kendi kendinizin bileni, öğretmeni..
Kimseye vermeyin gücünüzü, ne ilaçlara, ne eğitimlere, ne televizyona, ne Instagram’a, ne de bu yazılara… Sizin olsun hepsi, istediğiniz gibi sadece kendi iç sesinizin kararıyla kullanın.

Yaşam olduğu gibi bir seminer alanı, inziva…  kendinizi iyi gözlemleyin. Nerede hangi güdü ile ne yapıyorsunuz?
Zihinsel ve bedensel olarak derinlere inin ve bakın elinizden gelenin en iyisiyle, kendinize olur verin, onay verin, hakkınızı helal edin kendinize..
Yaşamı da, getirdiklerini de, götürüp yerine koydukarını da onurlandırın..
Her şeye değerini verdiğinizde, kendinize, acılarınıza, yaşamınıza, duygularınıza.. Her şey değerli ve yaşanmaya değer olur, toplumsal ve bireysel anksiyete ortadan yok olur ve gerçek birer yolcu oluruz yolumuzda…
Ve bazen yolumuzu şaşırdığımızda, egodan öte kendi ruhumuzu solumaya ihtiyaç duyduğumuzda ‘öğretmenimiz’, ‘atalarımız’ bizi çağırır ve buyur eder..
Ne olduğunu anlamadan kendimizi huzurunda buluruz bilginin ve kaynağın.

Şimdi belki anlatabilirim ayahuasca nedir? Tertemiz bir aynadır! Yalın, pırıl pırıl bir ayna..
‘Tanrı dünyaya göndermeden önce elindeki çamurdan insan heykeline, kendi ruhundan üflemiş ve kulağına eğilip usulca ismini söylerken içinden ilahi bir melodi çıkmış, insancığın tüm bedenini saran..
Kendini oku güzel yavrum demiş,
Ve hep bil içinde taşıdığın parçamı..
Benim gibi görebil, benim gibi duyabil, benim gibi hisset diye emanetimdir benim sana..
Doya doya yaşa, keyfini çıkar sen olmanın, ben olmanın..’

Aynanın karşısına geçip kendi gözlerinin içine bakarak, Tanrıya onun parçasıyla yaşamda ne yaptığını söylemek ve bunda huzurlu olmak mesele..
Yaşama varlığımıza emanetimize saygı, hürmet ve sevgiyle geçsin günlerimiz…
Hepinizin içindeki yaşamı ve ışığı onurlandırırım,
İyi tatiller.

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale