X

TikTok’un yeni trendi millennial walks nedir, nasıl faydalar sunar?

Günlük hayatın yoğun temposunu kaldırabilmemiz için bedenimize ve zihnimize iyi bakmamız büyük bir önem taşıyor. Bu önem doğrultusunda da hem bedene hem de zihne iyi gelen yaşam pratiklerine yönelik arayış artıyor. Son dönemlerde TikTok’ta popülerleşen millennial walks isimli trend de bu arayışa cevap veriyor. Bu yazımızda, millennial walksın ne olduğunu ve nasıl faydalar sunduğunu sizler için kaleme aldık.

Millennial walks nedir?

Millennial walks, ismini 1981-1996 yılları arasında dünyaya gelmiş olan bireyleri kapsayan milenyum yani Y kuşağından alıyor. Bu trend, bahsi geçen kuşağın gençlik veya erken yetişkinlik dönemlerine damga vurmuş müzikler eşliğinde yapılan yürüyüşleri ifade ediyor. Millennial walks, 2008-2014 yılları arasında fazlasıyla popüler olan şarkılar dinlenerek yapılan yürüyüşleri ön plana çıkarıyor.

Adım adım iyi oluşu temsil eden bu trend, hem yürüyerek hem de bahsi geçen dönemin ruhunu ve nostaljisini hissederek hayattan keyif almayı merkeze yerleştiriyor. Bu trendi uygulayan insanlar, kendilerini 2008-2014 yıllarının indie filmlerinin herhangi bir sahnesinde yürüyormuş gibi hissettiklerini ifade ediyorlar.

Millennial walksın faydaları nelerdir?

Eski dönemlere ışınlanmak ve sıradan bir yürüyüşün sunduğu faydalardan daha fazlasıyla buluşmak için millennial walksı günlük bir rutin haline getirebilirsiniz.

Bu trend, eski dönemlerin şarkılarının dinlenmesini baz alarak güzel anıları hatırlatıyor ve mutluluk hormonu salgısını tetikliyor. Bu sayede, günlük hayatın stresinden uzaklaşılıyor ve anın tadı etkili bir şekilde çıkarılıyor. Ayrıca, bu trend aracılığıyla yürüyüşün sunduğu fiziksel rahatlamayla ve müziğin sunduğu zihinsel rahatlama harmanlanarak harika bir sinerjiye ulaşılıyor.

Millennial walks temelde nostaljiye bağlı olduğu için nostaljinin psikolojik olarak iyi hissettirici etkisini açığa çıkarıyor. Aynı zamanda, nostaljiyle birlikte sosyal bağlılık hissi artırılıyor ve öz saygıya pozitif bir katkı yapılıyor. Kısacası, bu trend özlenen eski hatıraları canlandıran bir zamanda yolculuk deneyimi sunuyor.

Bahsi geçen döneme ait şarkılar hızlı tempolarıyla yürüyüş eylemine enerji katarak motivasyonu artırıyor. Millennial walks için seçilen parçaların ritimleriyle adımlar hızlandırılabiliyor ve dinamik bir yürüyüş yapılabiliyor.

Bu trendin fiziksel tarafı beden sağlığını desteklerken müziksel tarafı da zihinsel sağlığı destekliyor. Bu durum sonucunda da bedensel hareket ile zihinsel dinginlik bir araya geliyor ve beden-zihin dengesi yakalanıyor. Bu denge doğrultusunda da genel iyi hissetme hali geliştiriliyor.

Millennial walks için tercih edebileceğiniz sanatçılar

Eğer millennial walksı deneyimlemek istiyorsanız 2008-2014 yıllarına damga vurmuş pek çok sanatçı ve şarkı arasından tercih yapabilirsiniz. Şimdi, seçim sürecinizi kolaylaştırmak adına bahsi geçen dönemin ruhunu yansıtan bazı müzik türlerini ve sanatçıları sizlerle paylaşmak istiyoruz:

  • Indie ve synth-pop: MGMT, The Temper Trap, Passion Pit ve Matt and Kim gibi sanatçıların hem melankolik hem de neşeli şarkılarını dinleyerek yürüyüşlerinizi zenginleştirebilirsiniz.
  • Pop: Eğer pop müzik seviyorsanız ve millennial walks trendini uygulamak istiyorsanız Lady Gaga’nın ilk albümlerine ve Katy Perry’nin o dönemki şarkılarına şans tanıyabilirsiniz. Ayrıca, Rihanna ve Pitbull gibi sanatçıların enerji dolu şarkılarıyla da yürüyüşlerinizi hızlandırabilirsiniz.
  • Alternatif rock: Florence & The Machine, Two Door Cinema Club, Vampire Weekend ve Foster The People gibi sanatçıların o yıllardaki popüler parçalarıyla da kendinize alternatif bir rota çizebilirsiniz.

Bu trend aracılığıyla fiziksel aktiviteyi, zihinsel rahatlamayı ve pozitif nostaljiyi aynı anda kucaklayarak basit ama etkili bir iyi oluş pratiği uygulayabilirsiniz. Hiç vakit kaybetmeden kendi millennial walks çalma listenizi hazırlayın ve yeşilin tonlarına doyabileceğiniz bir parkta yürüyüşe çıkın.

İlginizi çekebilir: Yürüyüş meditasyonunun faydaları nelerdir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale