X

Meşgul olmak ve sürekli bir şeylerle uğraşma ihtiyacı alışkanlık olabilir mi?

“Meşguliyet” çağımızın en kritik konularından biri olabilir. Sürekli gelen telefonlar, yetişilemeyen mailler, ardı arkası kesilmeyen toplantılar, bitmeyen ev işleri, dersler, görüşmeler… “Şu anda çok meşgulüm, bugün çok doluyum, hafta sonu çok işim var” ve bunlar gibi daha nice söylem çoğumuzun dilinde olabilir. Sürekli bir şeylerle meşgul olmak ve boş kalmadığını bilmek; belki çoğu bireyin kendisini önemli ve işe yarar hissetmesini sağlayabilir. Sürekli kendini bir şeylerle oyalamaya çalışarak dünyaya katkı sağladığını düşünmek, motivasyona olumlu etki ederek bazılarımızın hayattan daha fazla zevk almasına yardımcı olabilir. Peki ya gerçekten öyle mi? Gerçekten sürekli meşgul olmak, daima oyalanacak bir şeyler yaratmak iyi bir şey mi, neden böyle bir ihtiyaç ortaya çıkıyor ya da neden bir türlü meşgul olmama durumuna geçiş yapamıyoruz? Acaba meşgul olmak ve sürekli bir şeylerle uğraşma ihtiyacı alışkanlık olabilir mi?

Özellikle günümüzün çalışma koşullarında çoğu birey meşgul olmanın çok önemli olduğunu düşünerek daha fazla çalışmaya ve gerekli-gereksiz bir sürü işle uğraşmaya çalışabiliyor. Fakat birçoğu, meşgul olmanın ve bir şeylerle oyalanmanın alışkanlık haline gelmiş olduğunu fark etmeden zamanını boşa harcayabiliyor.

Ünlü yazar Tim Kreider, gerekli ya da gereksiz sürekli meşgul olmak istemenin anlamsız olduğunu, sürekli oyalanacak bir şeyler aramanın üretkenlik ya da çalışkanlığa aslında hiçbir katkı sağlamadığını belirtiyor:

Uzun zaman önce çok mantıklı bir karar vererek para yerine zamana yatırım yapmayı tercih ettim; çünkü hayatımın bir gün sona ereceğini ve sevdiklerimle geçirebileceğim vaktin zamanla daraldığını görmeye başladım. Bu nedenle en iyi yatırımın zaman olacağına karar vererek para için çalışmayı bıraktım. Ömrüm sona ererken ne kadar az çalıştım, keşke daha fazla çalışsaydım diye değil; ‘Chris’le bir bira daha içseydim ya da Meganla daha uzun konuşsaydım’ diye pişmanlık yaşayacağımın farkına vardım. Hayat sizce de meşgul olmak için çok kısa değil mi?”

Kreider’ın bu sözleri, sürekli bir şeylerle meşgul olmanın zamanımızı nasıl öldürdüğüne dair çok ince ayrıntılar taşıyor. Görüyoruz ki, meşgul olmak artık önemli ya da saygı duyulması gereken bir özellik değil. İşte nedenleri:

Meşguliyet, zamanı yeterince iyi yönetememenin göstergesi olabilir

Herkesin dönem dönem yoğun olduğu zamanlar olabilir, ancak meşgul insanlar her zaman çok yoğun olduklarından şikayet edebilirler. Meşgul olmak her zaman üretken olmakla aynı anlama gelmeyebilir. Meşgul insanlar genelde stres altında olduklarında, yapamayacakları ya da yapmak istemedikleri bir iş olduğunda meşguliyetlerini bir bahane olarak öne sürebilirler. Zaman yönetimi konusunda kötü olmaları ya da erteleme alışkanlıkları, bu kişileri meşguliyet bahanesinin ardına saklanmaya itebilir.

Sürekli meşgul olmak özgüven eksikliğiyle bağlantılı olabilir

Meşgul olmak ve sürekli bir şeylerle uğraşmanın temel sebeplerinden biri de üzerinde yaşadığımız dünyada bir işe yaradığımızı hissetme ihtiyacımız olabilir. Ne yazık ki çoğu zaman kendimizi çevremizdekilerle karşılaştırarak onların yaptıkları işleri daha değerli, kendi çalışmalarımızı ise daha değersiz görme eğiliminde olduğumuz söylenebilir. Bu nedenle kendimizin ne kadar önemli olduğunu ve değerli olduğunu sürekli meşgul olarak, çok fazla iş hallederek değerlendirmeye çalışabiliriz.

Meşgul olmak hayattaki güzel şeyleri deneyimlemeye engel olabilir

Meşguliyet hayatın gerekliliklerindendir ve yaşadığımızı hissetmek için bir şeylerle meşgul olmaya ihtiyacımız vardır. Fakat bunun uzun sureli ve kalıcı olması, hayatımızda aksaklıklara yol açabilir. Kreider’ın da dediği gibi, ömrümüzün sonuna geldiğimizde pişman olacağımız şey az çalışmış olmak değil, hayatın tadını daha az çıkarmış olmak, daha az gezmek, daha az gülmek olacaktır.

Diğer yandan, Headspace yazarlarından Susan Johnston Taylor’ın ifadeleri de Tim Kreider’i destekler nitelikte. Taylor’ın meşgul olma alışkanlığını kırmak konusunu kaleme aldığı makalesi, meşguliyetin anlamlı bir çıktıdan çok kişisel ve profesyonel olarak değerlendirilebilecek, tüm insanlar için ortak bir sorun haline geldiğine dikkat çekiyor. Sürekli meşgul olmanın bir fayda sağlamaktan çok stres yarattığına vurgu yapıyor. Öyleyse, yapılacak en iyi şey Taylor’ın da dediği gibi meşgul olma alışkanlığını kırmak. Peki, bunu nasıl yapabiliriz? Aslında, çok basit iki adımla: Daha anlamlı işlere öncelik vererek ve kafamızı gerçekten boşaltmayı başararak.

İki adımı da gerçekleştirmenize yardımcı olacak en önemli hamle dikkat dağıtıcılardan uzaklaşmak olabilir. Bildirimlerinizi kapatın, sosyal medya hesaplarında geçirdiğiniz zamanın farkına varın, mesai saatlerinize sadık kalmaya ve iş bölümüne açık olmaya çalışın. Her ne kadar multitasking (aynı anda çok iş yapma) başarılı bir beceriymiş gibi algılansa da tek seferde tek bir işe odaklanarak üretkenliğinizi ve verimliliğinizi artırın. Zihninizi rahatlatmak için meditasyona başvurun, çeşitli nefes egzersizleri ve farkındalık pratikleri ile “sadece kendim” zamanları yaratın.

Belki, başlangıç olarak kendinize meydan okuyabilir ve en azından önce bir hafta, daha sonra bir ay boyunca çok meşgulüm” demeyi bırakabilirsiniz. Meşgul olduğunuzu hissettiğinizde kendi ihtiyaçlarınızı önceliklendirebilir, daha anlamlı deneyimlere alan açabilir, işlerinizi sıraya koyabilir, daha esnek davranarak değişime açık olabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Aciliyet kültürü (urgency culture) nedir: Her şey çok acilken zaman nasıl doğru yönetilir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale