X

Masalların hayatımızdaki yeri: Yetişkinler neden masallara ihtiyaç duyar ve onlardan nasıl faydalanır?

“Bütün yetişkinler bir zamanlar çocuktu.. Ama sadece çok azı bunu hatırlar.” – Küçük Prens

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde çocukluğumuzdan beri unutamadığımız masallar varmış… Beyaz atlı prensler, kötü cadılar, peri kızları, mutlu sonla biten aşklar, imkansızmış gibi görünen ama gerçeğe dönüşen başarılarla dolu masallar. Büyüdükçe hafızamızdaki yerini yitirmeye başladığımız ama hayatımızdaki etkilerini kaybetmediğimiz o güzel masallar, nasıl etkiledi bizleri? Neler öğrendik onlardan ya da hala öğreniyoruz, neden hala ihtiyaç duyuyoruz?

Türk Dil Kurumunun sözlüğünde, “Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağza, kuşaktan kulağa sürüp gelen, olağanüstü kişilerin başından geçen olağan dışı olayları anlatan öykü türü.” şeklinde tanımlanan masal, kağıt üzerinde olduğundan çok içimizde anlam bulur. Hepimizin kendini bulduğu ya da kendinde bulduğu farklı değerleri bir araya getirir.

Masalların çocukların için önemini anlatmaya kelimeler yetmez. Duygu gelişimlerinden, hayata dair bakış açısı kazanmalarına, en derin korkularını bir forma sokmalarına yardımcı olmaktan, hayallerini genişletmeye birçok etkisi bulunan masalları bu kez yetişkinler açısından ele alıyoruz.

Masalcı Baba olarak da tanınan usta yazar Eflatun Cem Güney’in masallara ilişkin şu sözü “masal”ın aslında ne olduğunu açıklamakta önemli bir yer tutar: “Masal deyip geçmeyin, kökleri vardır geçmişte, dayanır dağ gibi. Dalları vardır üstümüzde yeşerir gider bağ gibi…”

Bugün yaşadığımız dünyanın koşulları, masalların yazıldığı yüzyıllar öncesinden çok farklı olsa da içlerinde hem dünün hem de bugünün yansımalarını görebiliyoruz. Zenginler, fakirler, iyi kalpli insanlar, kötülükler, dolu dolu ormanlar, bomboş çöller…  Sanki bugünkü hayatlarımızdan alınıp da sıkıştırılmış gibi. Peki ya karakterlere ne demeli? Kurnaz tilkiler, aç kurtlar, iyi kalpli büyükanneler, hepsi bizi anlatmıyor mu, hepsinin hayatımızda vücut bulmuş bir karşılığı yok mu? Elbette ki var.

Büyüklere masallar: “Hayal bizi özgürleştiriyor”

Büyüklere masallar anlatan ünlü yazar Judith Liberman, bir söyleşisinde masallar için şunları aktarıyor: “Toplum olarak en büyük sorunumuz bireyselleşmiş olmamız. Masal, bireyselleşme hareketine karşı dengeleyici. Bir araya gelmeye, bir arada hayal etmeye ihtiyacımız var. Masallar geri geliyor, çünkü meselenin evrensel bir boyutu var.” Yetişkinlerin hayal gücünün önemini yeniden fark etmeye, kalplerini açmaya ve duygularını hatırlamaya ihtiyaçları olduğunu vurguluyor; tıpkı masallardaki kahramanlar gibi bizim de anda kalıp, anı yaşamamız gerektiğini söylüyor.

İnancımızı kuvvetlendirmek, değişim yaratabilmek, hayal yeteneğini geliştirmek için masallara olan ihtiyacımızın giderek arttığını belirtiyor ve “Mantıklı bireyler olarak yaşamak gerektiği fikriyle sürekli oradan oraya koştururken, sınırlarımız gittikçe netleşmeye, bizi içine sıkıştırmaya başladı. Tam da bu aralar, yetişkinler olarak farklı bir şeylere ihtiyaç duymaya başlamış olacağız ki, masal anlatıcılığı gittikçe daha çok ilgi gören bir trend olarak karşımıza çıkıyor.” diye ekliyor.

Bugün popüler bir hal alan yetişkinler için masal anlatıcılığı gelişmeye devam edecek gibi görünüyor. Şimdi sizin de küçük bir “masal” molasına ihtiyacınız varsa Liberman‘ın “Fil Masalı”nı dinleyebilirsiniz.

 

“Masallar küçükleri uyutmak büyükleri uyandırmak içindir.”

Geçmişte gerçeklikten çok uzakmış gibi görünseler de bugün hayatlarımızın tam da içinde bulabileceğimiz masallardan kendimize çok şey katmadık mı? Hayata dair derslerimizi almadık mı; Harikalar Diyarı’ndaki Alice’ten merak duygumuzu kaybetmemeyi, Pinokyo’dan yalan söylersek kötü şeyler olacağını, Kırmızı Başlıklı Kız’dan iki yüzlü insanların çevremizde dolaştığını öğrenmedik mi? Sahi Kurbağa Prens’ten ne öğrenmiştik? 🙂

Masallara en çok ne zaman ihtiyaç duyarız?

Mutlu sonları özlediğimizde

Büyüdükçe ne yazık ki hayatın görmek istemediğimiz birçok yönüyle karşılaşabiliyoruz. Kalp kırıklıkları, umutsuzluk, yaralayan ilişkiler, yenilgiler… İçinden çıkamayacağımızı düşündüğümüz zamanlarda mutlu sonla biten bir masaldan ilham almaya ihtiyaç duyabiliyoruz. “Bu işin sonu nereye varacak?” diye kara kara düşünürken o girdaptan güzel bir masal sizi hızlıca çekip çıkarabilir.

Bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğinde

“Think outside the box.”, Türkçe’si “Kutunun dışında düşün.”; yani farklı ol, yaratıcı ol, monotonluğa kendimizi kaptırdığımızda en çok işimize yarayacak öğütlerden bir tanesi. Masalların da ne mutlu ki bunu destekleyen bir tarafı var. Sıra dışı, gerçekleşmesi imkansız, beklenmeyen olay örgüleriyle dolu o eğlenceli masallar bizi, olaylara daha farklı bir açıdan yaklaşabilmemiz konusunda besleyebilir. Farkındalığınızı geliştirmek, yaratıcılığınızı artırmak ve bambaşka bakış açılarına sahip olmak istediğinizde masallar imdadınıza yetişecektir.

Çocukluğumuza dönmek istediğimizde

Günlük koşuşturmanın içinde kendinizi mutsuz hissettiğinizde ve bir derin nefes alıp dinlenmek istediğinizde çocukluğunuzun neşeli anıları modunuzu hemen yükseltecektir. Bir masal daha dinlemek için uykusuz kaldığınız geceleri ya da masalın sonunu öğrenmek için kapanan göz kapaklarınıza direndiğiniz çocukluğunuzu hatırladığınızda her şey gözünüze daha güzel gelmeye başlayacaktır. Bir deneyin, en sevdiğiniz masalı ya da o masaldan bir kesiti açın, sonra gözlerinizi kapayın ve kendinizi mutlu düşüncelerin akışına bırakın.

Masal deyip geçmeyin: Masal Terapisi

İçimizde uyandırdıkları olumlu duygusal etkilerinin yanı sıra güçlü bir “rahatlatıcı” olma özelliğini de taşıyan masallar; psikoloji alanında çalışan, araştırmalar yapan uzmanların da ilgi odağı olmayı başarıyor. Kişilerin kendilerini daha rahat ortaya koyabilmeleri için masalların gücünden faydalanılıyor, peki nasıl? Belki de daha önce duymuş olduğunuz, “Masal Terapisi” yaklaşımı ile.

Masal Terapisi, ülkemizde ağırlıklı olarak çocuklar ile çalışırken başvuruluyor olsa da yetişkinlerle çalışırken de kullanılabilen teröpotik bir yöntemdir. Psikologlar, psikolojik danışmanlar veya psikoloji alanında uzman kişiler, masalların gücünü danışanlarının bastırılmış duygularını, olumsuz deneyimlerini, ifade etmekte zorluk yaşadıkları düşüncelerini, çocukluk travmalarını veya bakış açılarını ortaya çıkarmak için kullanabiliyorlar. Masal Terapisi, bireysel çalışmalarda olumlu etki edebildiği gibi grup çalışmalarında da başarı sağlayan bir yöntem olarak literatürde yerini almayı başarıyor.

Society of Group Psychology and Group Psychotherapy eski başkanı ve ünlü psikoloji yazarı Nina W. Brown, “Yetişkinler ile Grup Terapisinde Masalların Teröpotik Kullanımı” isimli makalesinde, masalların sadece çocuklar için olmadığını, her yaştan insan için önem taşıdıklarını vurguluyor. Hayatımızda eksik kalmış “anlam”ları ararken, diğer insanlarla olan ilişkimizi sorgularken veya tartışmalarda yapıcı bir çözüm bulmaya çalışırken masalları yardımcı olarak kullanabileceğimizi belirtiyor.

Tüm bu etkilerini göz önünde bulundurduğumuzda, iç dünyamızdan bireysel yaşantımıza, ikili ilişkilerimizden grup tartışmalarına birçok alanda bizi güçlendirecek, duygusal olarak besleyecek masalların gücünü yadsımamalı ve ihtiyaç duyduğumuzda onlarla buluşmak için zaman kaybetmemeliyiz. Eğer siz de masallara olan ilginizi yeniden keşfetmek isterseniz, Judith Liberman‘ın “Bir Masal İyi Gelir”“ kitabı sizin için harika bir seçim olabilir.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Hayal kurmaya “cesaret” edebilmenin büyüsü

Kaynak: turnerstories, telegraph, artfulliving

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale