X

Makrobiyotik beslenme 8: Pişirme teknikleri ve atıştırmalıklar

Makrobiyotik yemek yapmak için kullanılan gıdalar sadedir. Pişirme teknikleriyle bu gıdalara tat ve çekicilik katılır. Aynı zamanda yemeği yapan kişi bu tekniklerle gıdanın kalitesini artırabilir. Basınçla, uzun zaman yüksek derecede pişirme ve tuz gıdaların enerjilerini yoğunlaştırır ve Yang enerji öne çıkar. Haşlama, tütsüleme, kısa zamanlı düşük derecede pişirme ise gıdaların Yin enerjisini, yani hafifliğini öne çıkarır. İyi bir aşçı kurduğu Yin ve Yang dengesi ile yemeğini sunduğu kişilerin sağlığını ve mutluluğunu artırır.

Makrobiyotiğe geçiş

Makrobiyotik diyet, özellikle bir sene sıkı uygulanır, ardından da bireyin bedensel ihtiyaçları doğrultusunda dengeli bir şekilde uygulanırsa, kişinin hayatı boyunca hastalanmamasına ve kaliteli, uzun bir yaşam sürmesine yardımcı olur. Dengeli bir beslenmenin yanında her gün spor ve düzenli yoga ve shiatsu uygulamaları yapılmalıdır.

Her şeyden önce makrobiyotik yaşam şeklinin size uygun olup olmadığına karar vermeniz gerek:

  • Makrobiyotik diyetin ve felsefesinin içeriklerini öğrenin.
  • Size ve bütçenize uygun olup olmadığına karar verin.
  • Ardından çevrenizde organik ve yerel yetişmiş sebze-meyve satan bir manav bulun.
  • Yine size yakın Çin ve Japon gıda ürünleri satan bir market bulun.
  • Temiz içme suyu satan bir marka ile anlaşma yapın ya da evinize su temizleme ünitesi alın.
  • Gazlı ocak kullanının. (Elektrikli ocak ve mikrodalga kullanmayın.)

Bazı günler çikolata ve tatlılar başınızı döndürebilir, onlara gerçekten ihtiyacınız olduğuna inanabilirsiniz. Özellikle de stresli ve yoğun geçmiş bir iş gününden sonra, soğuk ve puslu bir havada eve dönerken… Ya da geç uyanılmış ve bütün gün koltuk üstünde televizyon izlenmiş o Pazar gününün akşamında. Düşük tansiyon, hayal kırıklığı, öfke ya da aşk acısını söylemiyorum bile!

Bazı günlerde etli, tuzlu ve yağlı yiyecekler aklınızı çelmeye çalışabilir. Bunu özellikle cezbedici kokuları ile yapmaya çalışabilirler. Ne de olsa koku, işlenmeden, direkt beynimizle algılanan tek duyumuz. Koku alma işlemini burnumuzun sadece %5’lik bölümü tarafından gerçekleştirdiğimizi çok az sayıda kişi bilir. Yale Üniversitesi’nden profesör Gordon Shepherd “Burunlarımızla kokladığımızı düşünürüz, fakat bu kulak mememizle işitiriz demeye benzer.” Yani biz aslında beynimizle kokluyoruz.

Sonra, sizi sabatoj etmek isteyen birçok arkadaşınız, aile ferdiniz ve reklamlar olacak.

Aman kızım/oğlum can boğazdan gelir, hadi bundan ye!
Yoksa sen de o diyet delilerinden biri misin, değilsin değil mi?
Bu kadarcık da ye canım, nasılsa normalde hiçbir şey yemiyorsun.
Mc Donald’s gibiiiiisiiii yooookk!

Hemen kendine hatırlat:

McRobiotik’s gibiiiisi yooook!
Makrobiyotikle Madonna gibi hem seksi bir vücudum olacak hem de çok enerik olacağım.
Kimsenin yapamadığını yapıyorum: Hem irademe hakim oluyorum hem de çok sağlıklı besleniyorum.

Ne yapmak lazım?

  • Yememeniz gereken bir yemekle karşılaştığınızda, sevmediğiniz bir yemeğin kokusunu aklınıza getirin ya da sevmediğiniz bir şeyi koklayın.
  • Egzersiz yapın: Egzersiz hem modunuzu yükseltir, hem de yiyecekten alacağınız enerji kadar enerji verir! Üstelik yağlarınızı yakarken.
  • 5 dakika bekleyin: Aşerdiğinizde bir bardak su için ve 5 dk bekleyin.
  • Yanınızda doğal atıştırmalıklar bulundurun. (kuru meyve, fındık, fıstık vb.)
  • Aşağıdaki tabloyu cüzdanınızda taşıyın ve canavar yemek saldırılarında okuyun.

İlk zamanlarda yemekten sonra tatlı isteğimi ben de engelleyemedim. Bu dönemde “carob chips”, yani keçiboynuzu çok işime yaradı. (Carob chips keçiboynuzundan yapılan çikolataya benzeyen cipslerdir.) O dönemde yediğimin keçiboynuzu olduğunu bilmiyordum, yoksa hayatta yemezdim. Küçükken bir yolculuk sırasında, Elmalı Dağı’na tırmanırken bir torba keçiboynuzu yiyip kusmuştum. O günden beri keçiboynuzunu sevmezdim. Oysaki ismi “carob” olunca ve ben bunun keçiboynuzu olduğunu bilmeyince çok sevdim tadını. Sonra düşünmeye başladım. Aslında her şey, aldığımız tatlar, sevdiğimiz yemek türleri, hayat tarzımız… Hepsi günün birinde aldığımız bir karar doğrultusunda gerçeğe dönüşüyor. Fark ederek ya da fark etmeden aldığımız bu kararları uygulamayı tekrar ettikçe, beyin bu uygulamaları otomatiğe alıyor, bize kolaylık olsun diye… Gerekli koşullar sağlandığında artık hiç sorgulamadan hemen bu kararları devreye sokuyor ve uyguluyor.

Tıpkı akşam yemeklerinden sonra yenen tatlı gibi. Ne zaman karar vermiştim ben buna? İyi de küçüklüğümden beri evde akşam yemeğinden sonra tatlı yenir. Buna ben karar vermedim ki! Bu böyle! Bir tek bizim evde de değil üstelik, gittiğim her evde yemekten sonra bir şekilde tatlı bir şeyler yenir. Hatta bu gelenekseldir. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım, değil mi?

Sonra doğum günlerinde, yılbaşlarında, düğünlerde, bayramlarda hep tatlı yenmez mi? Kutlama=Tatlı=Pasta/Baklava/Çikolata=Sevinç=Mutluluk gibi bir denklem yaratmışız farkında olmadan. Bebeklikten gelen fiziksel bir koşullanma olsa gerek. Ne de olsa yeni doğan bebek yalnızca meme ucuna ilk dokunan nokta olan dil ucuyla tat alabiliyor, yani tatlı reseptörleri ile ilk güvenlik, sevgi, yakınlık bağlarını annesiyle kuruyor. Psikolojik olarak çok tatlı yiyeceklere karşı duyulan aşırı istek doyurulmamış duygusal arzularla bağdaşlaştırılabilir.

İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme 7: Balık seçerken nelere dikkat etmeli?

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale