X

Makrobiyotik beslenme 3: Enerjinin beş hali ve mevsimler

“Makrobiyotik, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengesini kuran filozofik ve beslenme ilkelerinin bir bütünüdür.”
Carl Ferré, Macrobiotics Today, Ocak 2002

Doğu felsefesinde yin ve yang döngüsü içinde beş adet transformasyon olduğuna inanılır. Bu 5 adet transformasyon, birbirine dönüşen enerjiler, elementler ve mevsimlerle bağdaştırılır. Transformasyon doğadaki her varlık, her durum ve her türlü enerji için geçerlidir.

Elementler: Ağaç , Ateş, Toprak, Metal, Su
Mevsimler: İlkbahar, Yaz, Yaz sonu, Sonbahar, Kış

Her mevsimin kendine göre özellikleri ve enerji dereceleri vardır. Biz de çevremizin bir parçası olduğumuz için, bu enerjiler gerek fizyolojik gerekse psikolojik olarak bizi etkiler. Doğa ile uyumlu bir şekilde yaşanmadığında beş element, transformasyon, herhangi bir kişi için yıkıcı olabilir; doğa ile uyumlu bir yaşam tarzı geliştirildiğinde ise kişi dengededir ve bu beş element kişinin hem maddi hem de manevi sağlığı için büyük bir desteğe dönüşür.

Makrobiyotik beslenme, bedenimize besinler aracılığıyla aldığımız enerjinin kalitesini ve türünü belirleyerek, doğayla uyumlu bir şekilde mevsimsel transformasyonumuzu sağlıklı ve güçlü bir şekilde yapmamızı sağlar.

İlkbahar (Mart 21 – Haziran 21)

İlkbahar “ağaç” zamanıdır. Yukarıya doğru yükselen bir enerji hissederiz, üreten bir enerjidir bu. Yapraklar yeşerir, çiçekler açar. Bu mevsim doğumun simgesidir. Have nettir, rüzgar ferahlatıcı ve temizleyicidir. İlkbaharda içimiz kıpır kıpırdır, vücudumuz yin enerjiyi her hücresinde hissetmektedir. Çevremizde yükselen enerjiyi içimizde de hissederiz. Her gün yeni bir gündür ve şevkle bir sonraki güne uyanırız.

İlkbahar dönemi, temizlik dönemidir. Evimizi, kışın soğuk enerjisini temizleme dönemidir. Mart ayı, çıplak ayak çimlerde yürüyüp güneşin doğumunu izlemek için ideal bir aydır. Aşk mevsimidir ilkbahar, yeni aşkların temelleri, var olan aşkların yenilenmesi bahar aylarında olur.

Evimize yaptığımız bahar temizliği gibi, bedenimizi de temizlemek için en ideal dönemdir ilkbahar. İlkbahar ağaç elementine dahil olan mevsimdir ve bu mevsimde aynı elemente dahil olan karaciğer ve safra kesesi ciddi bir şekilde zorlanmaktadır. Karaciğer detoksu bu dönemde yapılmalıdır. Karaciğer yukarıya yönelen enerji tarafından yönetilir ve ne kadar temizse, sizin de o kadar yüksek enerjili olmanızı sağlar. Safra kesisinin gün içinde en yoğun çalıştığı saatler gece 23.00 ila sabaha karşıdır, karaciğerin en yoğun kendini yenileme saatleri ise sabaha karşı 01.00 ile 03.00 arasıdır.

Temiz bir karaciğer size pürüzsüz bir cildin yanı sıra, sabır ve üretkenlik de sağlar. Şayet karaciğer kirli ise, kişi huzursuz, aksi ve öfkeli olacaktır. Ciltteki lekelenmeler de buna işarettir. Safra kesesi, karaciğerin enerjisini tamamlayıcı organdır. Bu dönem duygusal temizlik yapmak, geçmişte öfkeli olduğumuz kişileri affetmek için de en uygun zamandır. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi yeşil, duyu organı gözdür.

Makrobiyotiğe göre ilkbaharda, yukarı doğru büyüyen, yeşil yapraklı bitkileri çiğ ya da haşlayarak yemeliyiz. Az yağ kullanmalı ve kısa süreli pişirme yapmalıyız.

Tahıl: Buğday, arpa, yulaf
Sebze: Brokoli, maydanoz, marul, kale, havuç, alfalfa, pancar, pırasa, kabak, shiitake mantarı, enginar, taze soğan, taze sarımsak, kuşkonmaz, taze kekik, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci
Bakla: Yeşil mercimek, taze fasulye, edamame
Balık: Kefal, kalkan, mezgit, dil balığı
Meyve: Limon, greyfurt, yeşil elma, kiraz, can erik, ayva
Pişirme tekniği: Az zamanlı, düşük ateşte, haşlama, buğulama, az yağda

Örnek ilkbahar menüsü:

  • Mercimek çorbası
  • Mercimekli, bulgurlu salata
  • Haşlanmış yeşil yapraklı sebzeler
  • Tofu kremalı, çilekli kanten
  • Buğday çayı

Yaz (Haziran 21 – Ağustos 15)

Yaz ateş zamanıdır. Yukarıya doğru yükselmiş olan enerji en yüksek noktasındadır. Filizlenmiş olan her şey büyümüştür. Bu mevsim gençliğin simgesidir. Hava sıcaktır, rüzgar meltemdir. Yaz yin enerjisinin yoğunluğu ile yavaşlamamıza sebep olur. Tek bir isteğimiz vardır; serin bir yer bulup dinlenmek. Deniz kıyısı ya da bol ağaçlı bir ova.

Doğa, genişleyici yin enerji ile sürekli meyve veriri. Tüm sebze ve meyveler dolgunluklarına ulaşmış, bol suludur, tadındadır. Bu büyüyen ve genişleyen enerji bizim de kabuğumuzdan dışarı çıkmamızı sağlar. Bu yüzden yaz partileri en güzelleridir, düğünler ayrı bir neşelidir. Yazın yaşam doruk noktasındadır. Renkler daha belirgin, parlak ve sıcaktır. Tutkulu bir dönemdir yaz, heyecan doruktadır. İlkbaharda tohumları atılmış olan aşklar, kalbin ateşlenmesiyle sımsıcak bir sevgiye dönüşür.

Yaz mevsimi ateş elementine dahil olan mevsimdir ve bu mevsimde aynı elemente dahil olan kalp ve ince bağırsaklar zorlanmaktadır. Kalp en yoğun sabah 11.00’den öğleden sonra 13.00’e kadar, ince bağırsak da öğleden sonra 13.00’ten 15.00’e kadar çalışır. Ateşlenen bu oranları serinletmek için yin değerli besinleri daha çok tüketmeliyiz. Yaz dönemi enerjisinden etkilenen kalp bize mutluluk duygusunu hissettirmektedir. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi kırmızı, duyu organı ağızdır.

Makrobiyotik yazın yüksek ateşte kavurarak gıdaları tüketmemizi söyler. Pazar günleri barbeküleri için en uygun aylardır yaz ayları.

Tahıl: Mısır, patlamış mısır, amaranth, beyaz darı
Sebze: Kuşkonmaz, Brüksel lahanası, salatalık, zencefil, frenk soğanı, taze soğan, bezelye, dereotu, kum havucu, taze fasulye, kuzu ıspanak, kabak, semizotu, sivri biber, dolmalık biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi, sarımsak
Bakla: Kırmızı mercimek, nohut
Meyve: Kayısı, çilek, şeftali, karpuz, sarı erik, ahududu, vişne
Balık: Tekir, barbunya, mercan, levrek, sardalya, ıstakoz, böcek, pavurya
Pişirme tekniği: Yüksek ateşte pişirme, ızgara, kavurma

Örnek yaz menüsü:

  • Mısır çorbası
  • Makrobiyotik kısır (Tabule)
  • Humus
  • Karpuz
  • Soğuk kukicha çayı

Yaz sonu (Ağustos 15 – Eylül 21)

Yaz sonu “toprak” dönemidir; artık hasat zamanı gelmiştir. Yazın kavurucu sıcağından, sonbaharın serin ve soğuk gecelerine geçilen, büyülü ve önemli bir dönemdir. Bu transformasyon, yani geçiş döneminde ayaklarımızın yere sağlam basıyor olması gerekir. Hayatımızın diğer alanlarında olduğu gibi, bir mevsimden diğerine geçmeden önce bedensel olduğu kadar duygusal olarak da kendimizi hazırlamamız gerekir.

Bu dönem bir nefes alma, duraklama dönemidir. İtalyanlar boşuna ağustos ayında tatile girmezler, İspanyollar ve Yunanlar en çok siestayı bu dönemde alırlar.

Toprak dönemiyle özdeşleştirilen organlar mide ve dalaktır. Dalağın görevi su ve vücuda gerekli besinleri taşımak ve dönüştürmek, kanı kontrol etmek ve kasları yönetmektir ve mide ile ilişki içindedir. Dalağın normal çalışmaması durumunda ishal, halsizlik, zayıflama ya da kanın damarların dışına akması gibi semptomlarla karşılaşılabilir. Bu dönemde sindirim sistemimiz duyularımızdan çok etkilenir. Mide en yoğun sabah 07.00 ila 09.00 arasında çalışır, dalak ise 09.00 ila 11.00 arasında.

Toprak döneminin duygusu sempati ve şefkattir. Başkalarına şefkat gösterebilmemiz onlarla empati kurabilmemiz için bizim dengede olmamız gerekir, yoksa kendimizi başkalarının gerçekleri içinde kaybedebiliriz. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi sarı, duyu organıağız’dır. Bu mevsimde bizi topraklaştıracak olan kök bitki tüketimini artırmak, sulu gıdalardan daha katı gıdalara geçiş yapmak akıllıca olur.

Aşk bu dönemde tatlı ve derindir. Durağan gibi hissedilse bile duygular yoğun yaşanır. Bu dönem, ilişkiyi uzun dönemli bir bağlılığa dönüştürmek için idealdir. Gün içinde kendinizi rahat ve güvende hissedersiniz yaz sonunda akşamüstü şekerlemeleri ayrı bir keyif vermektedir. Çimlerde bol bol yalın ayak yürüyün ve üzüm bağlarına bir gezi düzenleyin.

Tahıl: Akdarı
Sebze: Tatlı mısır, her türlü kabak, pancar, yaban havucu, şalgam, bezelye, dolmalık biber, çarliston biber, taze fasulye, barbunya, kırmızı biber
Meyve: Tatlı elma, incir, kavun, mandalina, portakal, kırmızı erik, mürdüm eriği
Balık: Somon, ton balığı, kılıç, çingene palamudu, mercan
Kuru yemiş: Badem, ceviz, ayçekirdeği
Tatlandırıcılar: Agave, akçaağaç şurubu
Pişirme tekniği: Kaynatma

Örnek yaz sonu menüsü:

  • Tatlı kabak çorbası
  • Akdarı ile yapılmış “patates”, kuzu soslu
  • Soğanlı arame
  • Ton balığı
  • Haşlanmış sebze yanında kırmızı turp turşusu
  • Kukicha Çayı

Sonbahar (Eylül 21- Aralık 21)

Sonbahar “metal” zamanıdır. Daralan, birbirine yaklaşan, bir araya getiren bir enerji taşır sonbahar. Doğa içeriye doğru çekilmeye başladıkça, biz de içimize döneriz. Kısalan günler, dökülen yapraklar, serinleyen geceler ile içimizi bir hüzün sarar, kendimizi daha fazla sorgular buluruz sonbaharda. Kişisel hedeflerimize yoğunlaşırız. Ailemizle, arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmek isteriz.

Metal dönemi ile özdeşleşen renk beyazdır ve yaşlılık dönemini simgeler. Bu dönemde transformasyon içinde olan, bu dönemin enerjisinden en çok etkilenen organlar akciğerler ve kalın bağırsaktır. Akciğerlerin en yoğun çalıştığı ve kendilerini yenilediği saatler sabaha karşı 03.00 ila 05.00 arası, kalın bağırsağın saatleri ise sabaha karşı 05.00 ila 07.00 arasıdır.

Makrobiyotik, bu dönemde yavaş pişirme yöntemi ile hazırlanmış ılık gıdalar aracılığıyla enerjinin ılık bir şekilde vücudumuzun içine doğru nüfuz etmesini önerir. Daha çok kök sebzeler ve kısa pirinç tüketilmelidir.

Aşk da içeriye çekilmiştir. Sonbaharda, çiftler hem kendi içsel dengelerini bulmaya hem de ilişkilerini bir bütün olarak dengelemeye çalışırlar. Eylül ayında güneşin batışını izleyin, gün sonuna doğru duygularınızınla iletişime geçin ve içinizdeki memnuniyet ve tatmin olma duygularını uyandırın. Aileniz, sevgiliniz, arkadaşlarınız ve yaşamınız için minnet duyun.

Tahıl: Beyaz, kahverengi kısa pirinç, mochi
Sebze: Karnabahar, lahana, pazı, Çin lahanası, kereviz, turp (Japon turpu, kırmızı turp), soğan, sarımsak, su teresi, hardal bitikisi, pırasa, mantar, ıspanak, yerelması, pırasa, kıvırcık salata, havuç.
Baklagil: Beyaz fasulye türleri
Meyve: Muz, armut, elma, greyfurt, mandalina, balkabağı
Kuru yemiş: Ceviz, kestane, Trabzon hurması
Balık: Palamut, tekir, barbunya, kılıç, levrek, mercan, sardunya, eşkina, torik, izmarit, mezgit, ringa, uskumru, lüfer
Çeşni ve baharat: Dereotu, rezene, kekik, zencefil kökü, karaturptan yapılan acı soslar, tarçın, karabiber, fesleğen, kuşdili
Pişirme tekniği: Düdüklü tencerede basınçla yavaş pişirme, fırında pişirme

Örnek sonbahar menüsü:

  • Miso çorbası
  • Düdüklü tencerede pişirilmiş kestaneli kahverengi pirinç pilavı
  • Kombu ve tatlı kabak ile pişirilmiş Aduki fasulyesi
  • Kombu ve shiitake mantarları ile haşlanmış sebze, yanında dip sos
  • Japon turpu turşusu
  • Ceviz kremalı kızarmış armut
  • Kukicha Çayı

Kış (Aralık 21 – Mart 21)

Kış “su” zamanıdır. Dünya, Güneş’ten en uzak durumdadır, hava soğuk ve pusludur. Her şey koyu ve soluk renktedir. Doğa gibi biz de tamamen kabuğumuza çekiliriz kış aylarında. Dışarının soğuk ve yin enerjisini, evde sıcak ve yang bir enerji ile dengelemek isteriz. Korku yoğun olarak hissettiğimiz bir duygudur bu dönemde, korunmaya çekiliriz.

Kış döneminin renkleri siyah ve mavidir. Bu dönemden en çok etkilenen organlar da böbrekler ve idrar torbasıdır. Böbreklerin gün içinde yoğun çalışarak kendilerini yenileme saati akşamüstü 17.00 ila 19.00 arası, idrar torbasının ise 15.00 ila 17.00’dir.

Kışın içimizi, dışarıdaki soğukla dengeleyebilmek için sıcak tutmalıyız. Sıcak çorbalar, yağlı balık ve hayvansal besinler, baklagiller bu dönem için idealdir. Deniz yosunları, böbrek ve idrar torbasını beslediği gibi üreme organlarına da ekstra destek sağlayacaktır.

Aşk bu dönemde insanı korkutur. Tutku kaybolmuş gibidir ve baharda yaşadığımız o duyguları tekrar yaşayamayacağımızı düşünürüz. Kış dönemi inanç ve sabrımızı güçlendirmek için en ideal dönemdir. Kış aylarında gece yıldızları izleyin, bol bol meditasyon yapın ya da dua edin. Büyük bir bütünün parçası olduğunuzu hissedecek, belki de uzun süredir yaşamınızda olan bir probleme bu aylarda yeni bir perspektifle bakabileceksiniz.

Tahıl: Arpa, esmer buğday, siyah pirinç
Sebze: Pancar, dulavratotu, kuşkonmaz, kereviz, lahana, brokoli, pırasa, pazı, karaturp, kırmızı turp
Baklagil: Siyah fasulye, koyu renli mercimek
Deniz yosunları: Arame, dulse, hijiki, nori, wakame, kombu
Meyve: Dut, yabanmersini (kırmızı ve mavi), mor ve siyah üzüm, nar
Balık: Lüfer, kefal, hamsi, havyar, istiridye, midye, kalkan, kılıç, mercan
Kuru yemiş: Kestane, siyah susam
Soslar: Tamari, shoyu, miso, tekka, gomasio, umeboshi, turşu
Pişirme tekniği: Turşulama, yağda kızartma

Örnek kış menüsü:

  • Kırık bezelye çorbası
  • Esmer buğday pilavı ve lahana turşusu
  • Kızgın yağda kızartılmış sebze ve tofu yanında rendelenmiş Japon turpu
  • Taze salata
  • Elma
  • Mu çayı

MANA Ruhun DNA’sı kitabını satın almak isterseniz, dijital kopyaya buradan, basılı kopyaya buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme 2: Yin ve Yang gıdaları biliyor musunuz?

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale