X

Makrobiyotik beslenme 2: Yin ve Yang gıdaları biliyor musunuz?

Makrobiyotik, yani uzun ve sağlıklı yaşam ülkemizde, Türkiye’de ilk defa Antalya’da 1. Ulusal Longevity ve sağlıklı yaşlanma forumu ile dile gelen “Longevity” kavramının üstünde durulmasıyla duyuldu. Halihazırda Türkiye’nin sağlıklı yaşlanma-longevity haritası Dr. Rüveyda Bayraktar, Prof. Dr. Cahit Babuna, Prof. Dr. Ümit Meriç gibi önde gelen doktorlarımız tarafından çıkartılırken, bireysel olarak bizler ne yapabiliriz diye baktığımızda cevap makrobiyotik yaşam tarzı.

Los Angeles’da makrobiyotik yemek yapma dersleri alırken Eric Lechasseur ve Japon eşi Sanae ile tanıştım. Makrobiyotiğe olan ilgileri Sanae’ye kanser teşhisi koyulduktan sonra başlamış. Daha sonra Eric, makrobiyotik beslenmeyi Madonna’ya, Sting’e, Leonardo Di Caprio’ya, Toby Maguire’a sunmuş.Bir gün Eric ve Sanae’nin Santa Monic’ daki inanılmaz zen evlerinde oturuyoruz.

Eric, henüz Tobey Maguire’ın yeni filminin çekim setinden geliyor, biraz yorgun. Mahzenden çıkarttığı Gevrey Chambertin’den bir kadeh isteyip istemediğimi soruyor. Pinot noir! En sevdiğim kırmızı şarap ama son sekiz aydır katı bir makrobiyotik diyetteyim, nasıl olur da şarap içebilirim? Sanae yüzümdeki şaşkınlık ifadesini ve karasızlığımı anlamış olmalı ki gülmeye başlıyor. “Anlamıyorum” diyorum Eric’e, “hem Madonna, Sting, Tobey gibi insanların hayatını makrobiyotik beslenme ile değiştiriyorsun hem de şarap içiyorsun?”

İkisi birden gülmeye başlıyor ve Eric anlatıyor…

Makrobiyotik beslenmenin kişinin tükettiği gıdaların değişen yüzde ve nitelikleri üzerine kurulmuş 4 modeli bulunmaktadır.

1. Multi-kültürel model
2. Ulaşımı kolay gıda üzerine kurulu olan model
3. Kilo verme üzerine kurulu olan model
4. Bir hastalığı iyileştirme üzerine kurulu olan model

“Sonuç olarak her şey denge üzerine kurulu” diyor Eric. “Anladığım kadarıyla sen vücudunu alkali yapıya ulaştırabilmek adına son sekiz ayını ağır bir makrobiyotik diyet uygulayarak geçirmişsin. Genelde biz senin izlediğin diyeti kanser ya da AIDS hastaları için uyguluyoruz. Biliyorsun, makrobiyotik yaşam stili kanser ve AIDS’in vücuda etkilerini durdurabilen ve hatta tamamen iyileştirebilen tek diyet türü.”

“Tatlım” diyor, “kükürt ilavesiz ve tamamen organik üzümlerden yapılmış Pinot Noir’ının keyfini çıkar, bu arada Madonna’nın en sevdiği makrobiyotik tatlıyı yapacağız seninle.”

“Nasıl pişirileceğini bilmem ama ne yeneceğini iyi bilirim. Bravo Eric ve Sanae! Hazırladığınız tarifler harika. Sadece sağlıklı değil, bir o kadar da lezzetliler.”

Makrobiyotik danışmanım, “Hadi felsefeyi bir kenara bırakalım. Makrobiyotiğin günlük uygulamada kullanacağımız 12 temel prensibi iyi kavramak lazım” dediğinde yüzüme bir gülümseme oturdu. Hep ilgimi çekmiştir, ilk uygarlıktan bu yana tercih edilmiş olan 12 sayısı. 12 masa şövalyeleri, Olimpos Dağının 12 tanrısı, İsrail’in 12 kabilesi, Meryem’in giydiği 12 yıldızlı taç, Şia’da Hz. Muhammed’in 12 imamı, Hintlilerin güneş tanrısının 12 adının olması, bir senenin 12 aydan oluşması, saatin 12’ye bölünmüş olması, hem doğu hem de batı astrolojisinde 12 burcun olması, Güneş ve Ay’ı da sayınca galaksimizde yer alan 12 gezegen, vücudumuzun sağ ve solunda yer alan 12 meridyen, DNA’nın 12 dizini gibi… Hani felsefeyi bir kenara bırakıyorduk, degil mi?

1. Besinlerinizin,

  • %40’ı sebzelerden
  • %30’u tam tahıllardan
  • %10’u fasulye ve baklagillerden
  • %5’i Miso çorbası (ya da ülkeye özel bu çorbaya yakın bir çorba olarak mercimek çorbası)
  • %5’i doğal olarak işlenmiş yiyecekler
  • %10’u balık ve deniz ürünleri; tohum ve kabuklu yemişler; meyve, baharat ve doğal tatlılardan oluşmalıdır.

Bünyenin isteğine göre organik yöntemlerle yetiştirilmiş hayvansal gıdalar da bu beslenmeye eklenebilir (en fazla %2 oranında).

2. Sadece gerçekten acıktığınızda yemek yemelisiniz.
3. Rahat hissettiğiniz kurulu bir sofra düzeninde yemek yiyin. Masaya oturduğunuzda sırtınınızın (böylece sindirim sisteminizin de) yemek sırasınca dik durmasına dikkat etmelisiniz.
4. Besinler çok çiğnenmeli (sindirim ağızda başlar!) ve yiyecek tüketimi uykudan 4 saat önce kesilmelidir. Bilimsel olan bir gerçek var ki uyumanıza ne kadar yakın yemek tüketirseniz, o kadar çok rüya görürsünüz. Hatta karabasan! Sabah yataktan kalkmak zorlaşır ve gün içinde net düşünemediğinizi fark edersiniz. Tüm bunlar karaciğerin fazla çalışmaya zorlanmasından olmaktadır. Çinli bir ata ne demiş: “Dinlenmiş bir karaciğer, iyi bir uyku ve dinç bir günün bekçisidir.”
5. Tüm besinler yerel ve organik olmalıdır. Katkı maddeleri içeren hiçbir yiyecek tüketilmemelidir. Her türlü katkı maddesi, toksin ve ilaçlardan uzak durun.
6. Mevsiminde yetişen ürünleri tercih ediln ve değişen mevsimlere göre yemekler yapın.

  • Bahar: Hafif nitelikteki gıdalar, taze yeşil sebzeler, yabani bitkiler, hafif fermente edilmiş gıdalar tüketilmeli, kısa zamalı ve buharda pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.
  • Yaz: Hafif nitelikteki gıdalar, büyük yapraklı yeşillikler, tatlı mısır, meyve ve çiğ yenilebilen sebzeler, arpa, bulgur, kuskus gibi tahıllar tüketilmeli, kısa zamalı ve buharda pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.
  • Sonbahar: Konsantre nitelikteki gıdalar, kök sebzeler, fasulye ve tahıllar, pirinç, mısır gevreği, akdarı tüketilmeli, orta süreli ve fırında pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.
  • Kış: Güçlü nitelikteki, hacimli gıdalar, yuvarlak kök sebzeler, turşu, miso, tuz, kahverengi pirinç, esmer buğday, daha ağır tahıllar tüketilmeli, ateş üstünde pişirme, kızartma yöntemleri uygulanmalıdır.

7. Beyaz şeker, işlenmiş un ve mayalı gıdalardan uzak durun.
8. Hayvansal gıda, süt ve süt ürünleri ve tatlandırıcı içeren gıdaları minimum düzeyde tüketin.
9. Alkolden uzak durun, olabildiğince az tüketmeye çalışın; haftada bir gibi.
10. Her gün en az 30 dakika hareket edin, haftada bir masaj yaptırın.
11. Yaşadığınız çevreye duyarlı olun ve onu sağlıklı tutmak için çaba gösterin. Bol bol gülün ve pozitif bakış açınızı koruyun.

Sonuncusu ama en önemlilerinden bir tanesi!

12. Porsiyonlarınızı yin ve yang enerji dengesine göre hazırlayın. Vücudu yoran ağır yin ve yang enerjili besinleri nadiren kullanın.

Yin ve Yang Gıda Tablosu 

Besinlerin aşırı Yin’den aşırı Yang’a doğru sıralanmış halini aşağıda bulabilirsiniz:

  • İlaç ve uyuşturucular
  • Alkol
  • Şeker
  • Baharatlar
  • Süt ve süt ürünleri
  • Nightshade sebzeler ve tropikal meyveler
  • Meyve Suyu
  • Meyve
  • Deniz sebzeleri
  • Sebze (yer üstünde yetişen)
  • Sebze (yuvarlak)
  • Sebze (yeraltında yetişen)
  • Baklagiller
  • Tahıllar
  • Beyaz etli balıklar
  • Diğer tüm hayvansal gıdalar
  • Yumurta
  • Tuz

Makrobiyotik Yaşam Biçimi ve MANA Ruhun DNA’sı kitabını satın almak isterseniz, dijital kopyayı buradan, basılı kopyayı buradan satın alabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme: Madonna, John Travolta ve nicesinin ortak noktası

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale