X

Doğayla iç içe minimal bir tatil deneyimi: La Casa Verde’nin kurucularıyla röportaj

Sevgili Uplifers ailem, sizinle uzun zamandır minimalizm üzerine konuşma fırsatımız olmadı. Eğer minimal bir yaşam için adım attıysanız, yalnızca mutlu olduğunuz eşyalar, insanlar ve düşüncelere odaklanıp hayatınızı bu yönde biçimlendirme imkanınız olduysa sade yaşam biçimi birden bulaşıcı bir hal alır.

Bunun en güzel örneği de minimalizm üzerine yazılmış kitaplar okuyup evimizde 3 yıl önce başlattığımız “sade yaşam” düzeninin konforunu deneyimleme imkanı bulan eşim oldu.

Evlendiğimizden beri daha küçük bir evin bize yeterli olacağının farkındaydık. Hatta evimizde bir odamızı tamamen boş bıraktık. Çünkü kalan alanlar bize fazlasıyla yetiyordu. Ama küçücük bir alana sığamamanın yanı sıra bu tür evlerin bizi bunaltmasından korkuyorduk.

Tam da bu noktada La Case Verde Bungalows’un işletmecileri Nuray ve Özgür Ayyüzlü çifti ve tatlı mı tatlı 3 kızı ile tanıştık.

Nairobi, İstanbul, Berlin ve Tokyo ismini verdikleri farklı konseptlerdeki bungalovları, Pırpır isimli tavşanları, Cesur isimli köpekleri ve Sushi isimli kedileri ile yemyeşil bir yaşam alanı oluşturan sevgili La Case Verde’nin kurucularıyla yaptığımız röportajımızı keyifle okumanızı diliyorum.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Eski Foça’da bir lisede edebiyat öğretmeni olarak çalışıyorum. Eşim gıda mühendisi. Üç kızımız var. En büyük kızımız adını şu an kurduğumuz bu yaşam hayalimizden aldı. Hayal, Peri ve Masal da bu hayalin içine doğdular. 14 yıldır Karşıyaka ve Foça arasında yer alan, hem şehirden uzak hem de yakın bu arazide yaşamaktayız.

Bu konsepte ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

2006 yılında sadece bahçeli bir evde yaşayalım, çocuklarımızı burada büyütelim diyerek satın aldığımız bu yer, zaman içerisinde, hayatın da itelemesiyle birlikte, önce kahvaltı bahçesi ve restoran işletmeciliği, sonra da butik konaklama konseptine getirdi bizi. Temelde hep aynı şeyi düşündük; kahvaltı bahçesini kurarken de, bungalovlarımızı yaparken de… Biz nasıl bir yere kahvaltıya gitmek isteriz ve biz nasıl bir yerde tatil yapmak isteriz? Çok kalabalık olmasın, hizmet kaliteli, yediklerimiz lezzetli olsun, samimi ve doğal bir ortam olsun. Sanki bir müşteri değiliz de bir misafirmişiz gibi hissedeceğimiz bir yer… İlk başta kahvaltı bahçesini açtığımızda da bu şekilde çalışabiliyorduk aslında ama yıllar içerisinde iş büyüyüp de tamamen tempolu bir hizmet, servis ve aşırı yorucu bir hale gelip yaptığımız işten keyif alamamaya başlayınca, biz de bundan nasıl kurtuluruz diye son birkaç yıldır düşünmeye başlamıştık. Kafamızda 4-5 odalı, çok az sayıda misafir kabul eden, çok özel bir işletme projesi oluştu. Çok sıkı takipçisi olduğumuz La Casa De Papel dizisindeki karakterlerin şehir isimlerinden çıkan ev projesi, 13 yıldır Yeşil Ev olan ismimizin İspanyolca La Casa Verde olmasıyla birleşince proje kafamızda tamamen netleşmiş oldu. Sadece dört Bungalov ve en fazla 10-12 misafir ağırlayan geniş bir alanda küçücük butik bir işletme.

La Case Verde’nin minimal bir yaşam alanının yanında kocaman bir doğa barındırması benim en sevdiğim yanı oldu. Misafirlerinize en çekici gelen tarafı nedir?

Kendilerini evlerindeymiş gibi rahat hissetmeleri ve buldukları samimi ve içten ortam. Çünkü zamanımızda çok ender rastlanan özellikler artık bunlar işletmeler için.

Yoğun iş temposundan ve şehrin gürültüsünden kaçış alanı olarak düşünebilir miyiz burayı?

Kesinlikle öyle. Hem şehre bu kadar yakın olup bir o kadar da keşmekeşinden uzak olması burayı bu anlamda çok özel yapıyor. Tamamen huzur arayan ve kafa dinlemek isteyenler için biçilmiş kaftan denebilir.

Bu tür küçük evler son dönemde oldukça popüler bir yaşam tarzı haline geldi. Sizce avantajları nelerdir?

Tiny House’lar birçok açıdan çok avantajlı. Küçük ve doğal olmaları, yatırım maliyeti, enerji ve temizliğe ayrılan zaman konusunda avantajlı olmaları sebebiyle, zaten evde çok az zaman geçirdiğimiz de düşünülürse, bu evleri çok avantajlı kılıyor.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Yaptığımız iş konusunda birkaç cümle kurabiliriz. Bir işi ne kadar severek yapıyorsanız o iş, iş olmaktan çıkıyor. Biz de burada bunu yapıyoruz. Böyle düşündüğünüzde gerçekten bir işletme sahibi değil, evine gelen konukları olan bir ev sahibi gibi hissediyorsunuz.

La Casa Verde’nin Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Minimalizm ile ruhunuza teşekkür etmeyi öğrenin

Yağmur Aşık Mola: Yağmur Aşık Mola, 1993 yılında Aydın’da doğdu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli ajans ve gazetelerde muhabirlik yaptı. Halen bir kamu kurumunda editörlük görevine devam etmektedir. Türkiye’nin en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Nazilli’de hayatını sürdüren Mola, minimalizm, dijital detoks, sağlıklı yaşam konularında araştırmalar yapmış, çeşitli gazete ve dergilerde yazılar kaleme almıştır. İletişim: yagmurasik1@gmail.com https://www.instagram.com/yagmurmola/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale