X

Kültür sanat programlarının en yeni sahnesi: A Corner in the World X bomontiada ALT

Her gün kendini yenileyen, gelişen ve hızla değişen dünyada sanatın da kendini yenilememesi ve değişmemesi elde değil. Artık sanatçıların kendini ifade etme yöntemlerinden çalışma tekniklerine, ulaştıkları kitlelerden performans alanlarına dair her şey kendini bu değişime ayak uydurarak yeniliyor. Bir nevi sanat, önündeki engelleri teker teker kaldırıyor. Günümüzde eski bir tren istasyonundan akıllı binalara kadar her yer, sanatçılar tarafından potansiyel sergi alanı olarak görülebiliyor. Var olan yerlerin yanı sıra yaratıcılığın ortaya çıkmasına destek olmayı amaçlayan “özgür ve sınırsız” mekanlarda bir hayli ön planda. Bunlardan biriyse İstanbul’un en yeni yaratıcı platformu Alt. 

Alt, genç yaratıcıların buluşabilecekleri, deneyimlerini paylaşabilecekleri ve diyalog geliştirebilecekleri bir mekana dönüşüyor. bomontiada ve çevresiyle bağlarını güçlendirmeye öncelik veren Alt’ın programına ise bu sezon, bağımsız sahne sanatları girişimi “A Corner in The World/Dünyada Bir Köşe” yön verecek. “A Corner in the World (Dünyada Bir Köşe)”, farklı kitle ve topluluklar arasında bağ kuran, araştırma ve yaratım süreçlerinde sanatçıların birlikte çalışabilecekleri, keşfedebilecekleri, deneyimleyebilecekleri alan yaratmayı amaçlayan bağımsız bir sahne sanatları festivali olarak ortaya çıkan bir oluşum. Ekip, Türkiye ve yakın coğrafyasından genç yaratıcılara, sanatçılara ve izleyicilere bağlanma imkanı tanıyan gerçek bir platform yaratmayı ve ilham vermeyi hedefliyor. 

A Corner in the World X bomontiada ALT Kasım ayı programı

A Corner in the World X bomontiada ALT Kasım ayında ev sahipliği yapacağı performanslar, müzik programları, film gösterimleri ve “Lounge Buluşmaları” ile sanatseverlere dolu bir program sunuyor.

bomontiada ALT’ın programında Fatih Gençkal’ın (Ellipsis) ve Proje Difüzyon’un Zinnure Türe yönetmenliğindeki Sarı Güzergah performansları Kasım ayında da devam ediyor. Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın Şatonun Altında performansı ve MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Çağdaş Dans Anasanat Dalı öğrencilerinin çalışması Study for Eternal Return da sergilenecek performanslar arasında.

Alt, genç yaratıcıların buluşabilecekleri, deneyimlerini paylaşabilecekleri ve diyalog geliştirebilecekleri bir mekana dönüşüyor.

A Corner in the World X bomontiada ALT, 21. İstanbul Tiyatro Festivali ile bir işbirliği gerçekleştiriyor. İlki 2014 yılında gerçekleştirilen “Uluslararası Platform” kapsamında, 16-19 Kasım ve 23-26 Kasım tarihlerinde bomontiada ALT’ta gerçekleşecek performanslar, İstanbul Tiyatro Festivali ve A Corner in the World X bomontiada ALT işbirliğiyle yapılıyor. Buluşmalar, Fransa’dan ONDA Kurumu’nun desteği ile yerli tiyatro sahnesinin başarılı örneklerinin yurt dışında festivallerin ve kurumların programlarında yer almasını, tiyatro profesyonellerinin de aralarında bulunduğu geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla yapılıyor.

Ayrıca Misafir Sanatçı Programı ALT 001 programı kapsamında bomontiada ALT’ta üretilen Bir Evren Tasarlama Denemesi, ALT + programı çerçevesinde geliştirilen İKİ’de bomontiada ALT’ta sunuluyor.

bomontiada ALT’ın müzik kürasyonu bu ay Bir Baba İndie işbirliği ile yapılıyor. Müzik programı kapsamında Yok Öyle Kararlı Şeyler, Deniz Tekin, Can Kazaz, Dolu Kadehi Ters Tut sahne alıyor. Kamufle, Zafer Sernikli, C Fyah, Yunus Emre Gök ise DJ setinin başına geçiyor.

Film gösterimlerinde bu ay Başka Sinema işbirliği ile Çırak, Benim Varoş Mahallem, Suspiria, Ölümcül Oyun var. Lounge Buluşmaları’nda ise Leman Yıldız’ın konuk olacağı Tuğçe Tuna ile Türkiye’de Çağdaş Dans Konuşmaları No: II yapılıyor.

Program kapsamındaki performanslar

Bomonti’de bir audio-walk şeklinde tasarlanan Sarı Güzergah performansı ile katılımcılar semti tüm duyularıyla keşfedebilecekleri bir yolculuğa çıkıyor. Yönetmen Zinnure Türe’nin önderliğinde gerçekleşen performansta, mimarisi ve çok kültürlü yapısı sayesinde günümüze kadar çeşitli kültürel ve fiziksel “değişim/dönüşüm”ün odaklarından biri olan Bomonti’de bir yandan mahallenin sesi takip edilirken, gittikçe fluya düşen bir manzara eşliğinde yepyeni bir hikayenin ortaya çıkışına tanıklık ediyor. Performans 1-4 Kasım tarihleri arasında saat 17.00’da, 21. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında 18 Kasım Cumartesi günü saat 15.00’da, 25 Kasım Cumartesi günü saat 13.00’da bomontiada ALT önünden hareketle başlıyor.

A Corner in the World Festivali kurucu genel sanat yönetmeni Fatih Gençkal’ın yönettiği (Ellipsis), Antik Yunan tradegyası Troyalı Kadınlar’dan esinlenerek günümüzün yıkım görüntülerine doymuş zihinlerine bir yıkım hikayesi anlatıyor. Dünyanın ve bedenin evrenin merkezinde konumlandığı algısı ile tahayyülün sınırları, rastlantısallık ve rasyonelliğin iflasını yan yana koyup, sadece yenilenin değil tüm düzenin engellenemez çöküşünü resmetmeye yelteniyor. Bedenlerin ve mekanın muğlak bir hikaye çerçevesinde sahne-dışı etkenlerce manipüle edildiği koşullarda Tanrılar ve insanlar, yolculuklar ve felaketler, savaşlar ve kayıplar dünyasında bir anlam anarşisi yaratıyor. Performans bomontiada ALT’ta, 1-4 Kasım tarihlerinde arasında, 21. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında 17 Kasım Cuma günü saat 20.30’da, 18 Kasım ve 25 Kasım tarihlerinde saat 17.00’da gerçekleşiyor.

Misafir sanatçı programı Alt + kapsamında Semih Fırıncıoğlu’nun tasarladığı ve yönettiği Ekim ayı boyunca seyircilere açık provaları yapılan İKİ adlı dans tiyatrosu; öykü, tema ve bütünlük kaygılarından özgürleştirilmiş, doğrudan kendi gerçekliğine odaklı, özenle örülmüş bir deneme oluşturmayı hedefliyor. Özel olarak bomontiada ALT’ın en geniş mahzeni Stüdyo 2 için kurgulanan yapıt, görsel ve işitsel tasarımlar eşliğinde, beş dans/tiyatro sanatçısı tarafından gerçekleştiriliyor. 21. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamındaki performans, 8-11 Kasım tarihleri arasında 18 Kasım ve 25 Kasım tarihlerinde saat 20.30’da, 19 Kasım Pazar günü saat 17.00’da, 26 Kasım Pazar günü saat 13.00 ve 15.00 saatlerinde sanatseverlerle buluşuyor.

bomontiada ve çevresiyle bağlarını güçlendirmeye öncelik veren Alt’ın programına bu sezon, bağımsız sahne sanatları girişimi “A Corner in The World/Dünyada Bir Köşe” yön verecek.

Misafir sanatçı programı ALT 001’in ilk konuğu olan Nursev Irmak Demirbaş’ın proje tasarımını ve yürütülmesini yaptığı Bir Evren Tasarlama Denemesi bomontiada ALT’ta Stüdyo 1’de sanatseverlerle buluşuyor. Zaman, mekan, nesne ilişkilerinin analizi ve bu ilişkilerin çeşitlenmesi yeni zaman, mekan, nesne ilişki kurguları oluşturmak üzerine bir çalışma olan performans 16-17 Kasım tarihlerinde saat 19.00’da, 23-24 Kasım tarihlerinde saat 17.00’da gerçekleşecek.

Şatonun Altında”, Fiziksel Tiyatro Araştırmaları tarafından Jacques Lecoq ekolünde bir eğitimin sonunda, clown, fiziksel hikâye anlatıcılığı, maske oyunculuğu, bufon, grotesk oyunculuk gibi farklı stilleri harmanlayan bir deneme olarak ortaya çıktı. William Shakespeare’in Macbeth oyunundan yola çıkılarak uyarlanan metinin temel yapısını ise Lecoq pedagojisinin en özgün stillerinden biri olan Bufonlar oluşturuyor. Hiçbir şeye inanmamak ve her şeyle dalga geçmek için sahnede var olan, yeraltı dünyasına ait bu yaratıklar, Shaekspeare’in en güçlü tragedyalarından Macbeth‘le buluştuğunda ortaya absürd, trajik ve bol kanlı bir güldürü çıkıyor. 21. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında, bomontiada ALT’ta 19 Kasım Pazar günü saat 12.00 ve 15.00’da sahnelenecek oyun, seyirciyi kışkırtıcı, karanlık, rahatsız edici ve oldukça komik bir yolculuğa davet ediyor.

MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı Çağdaş Dans Anasanat Dalı işbirliği ve 0090 katkılarıyla gerçekleşen Study for Eternal Return’de Clément Layes, yaşamdaki farklı bireysel ve kolektif ritimleri sahnelemek için teatral aygıtı kullanıyor. Ritmik anlatıların yaratımı yoluyla kendi tekil ve kolektif kimliklerimizi nasıl kurduğumuzu, koruduğumuzu, bu anlatıların yaratılması sürecinde diğer bireylere, şeylere ve ritimlere bağımlı olduğumuzu keşfetmeyi amaçlıyor. 21. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamındaki performans 23-24 Kasım tarihlerinde saat 20.30’da bomontiada ALT’ta gerçekleşiyor.

Etkinliğin müzik kolunda neler var?

A Corner in the World x bomontiada ALT kapsamında müzik programının küratörlüğünü bu ay Bir Baba İndie üstleniyor.  Yok Öyle Kararlı Şeyler grubundan Erdem Topsakal (vokal, gitar) ve Çağrı Özer (klavye, gitar, vokal) 7 Kasım Salı günü saat 20.30’da bomontiada ALT Salon 1’de akustik bir performans sergiliyor. Katılımcıların konser esnasında resim yapmalarına imkan tanıyan bu konserin bitiminde lounge alanında izleyicilerin yaptığı resimlerden oluşan bir pop-up sergi oluşturulacak. Böylelikle Yok Öyle Kararlı Şeyler’in ilk iki albümünde kendi denetiminde gerçekleştirdiği bu geleneksel sergi konsepti bu defa seyirciyi üretime ortak olmaya davet eden interaktif bir yapıya bürünüyor. Konserin hemen ardından lounge alanında sergiyi gezen katılımcıları için yerli rap sahnesinin yükselen isimlerinden Kamufle DJ setin başına geçiyor.

Vokalde Uğurhan Özay ve gitarda Mürsel Oğulcan Ava’dan oluşan Dolu Kadehi Ters Tut 14 Kasım Salı günü saat 20.30’da interaktif canlı performansı ile fotoğrafı birleştiren bir konser deneyimi için bomontiada ALT’ta. Seyirciyi de konsepte dahil eden bu etkinlikte konser mekanında çekilen fotoğraflardan oluşturulan pop-up bir sergi konserin bitiminde lounge alanında dinleyicileri bekliyor. Katılımcılar kendi fotoğraflarından oluşan serginin tadını çıkartırken DJ setin başında Nihil Piraye’den de tanınan Zafer Sernikli bulunuyor.

Etkinlikler için biletler, Mobilet iOS ve Android uygulamaları ile mobilet.com üzerinden alınabiliyor.

Deniz Tekin‘e gitarda Gürhan Öğütücü‘nün eşlik edeceği akustik performans 21 Kasım Salı günü saat 20.30’da müzikseverlerle buluşuyor. Konser esnasında seyircilerin mekanda bulabilecekleri oyun hamurlarıyla konser yapacakları nesneler konser çıkışında lounge alanında oluşturulacak pop-up sergide görülebiliyor. Dinleyiciler sergiyi gezdikleri sırada ise çoğunlukla reggae setleriyle tanınan C Fyah DJ setinin başına geçiyor.

Müziğin prova sürecini gözlemleyerek, seyirciye müzik üretimine gözlemci olarak katılma şansı sunan Can Kazaz ile Açık Prova, 28 Kasım Salı günü saat 20.30’da gerçekleşiyor. Can Kazaz’a performans sırasında Efe Demiral (gitar), Can Dedeoğlu (bas) ve Mertcan Bilgin (davul) eşlik ediyor. Yarı sohbet yarı konser niteliği taşıyan açık provalar, dinleyiciye ekibin stüdyosuna konuk olmuş izlenimi yaratıyor. Sosyal medyada dinleyicileriyle iletişimi son derece güçlü bir şekilde sürdüren Can Kazaz, müziğinin üretim sürecini de dinleyicisiyle paylaşarak müzisyen-dinleyici arasındaki sınırları zorlamaya devam ediyor. Kasım etkinliklerinin son konseri niteliğini taşıyan Can Kazaz ile Açık Prova’nın hemen ardından radyo programlarıyla ve DJ setleriyle tanınan Yunus Emre Gök lounge alanında Bir Baba Indie etkinliklerinin kapanışını gerçekleştiriyor.

Biraz da patlamış mısır kokusu…

Başka Sinema işbirliğiyle Kasım ayında da film gösterimleri devam ediyor. Singapur filmi Çırak, 5 Kasım Pazar günü saat 15.00’da bomontiada ALT’ta gösterilecek. Film bölgenin en büyük hapishanesine atanmış, 28 yaşında Malezyalı bir ıslah Memuru Aiman’ın hapishanenin uzun zamandır baş infaz memuru Rahim’in dikkatini çekmesini konu alıyor.

Yönetmenliğini Yunus Ozan Korkut’un üstlendiği Benim Varoş Mahallem, 5 Kasım Pazar günü saat 17.30’da sinemaseverlerle buluşuyor. Filmin tamamı yönetmenin doğup büyüdüğü yer olan Ceyhan’da geçiyor ve mahallelilerin hikâyelerine tanıklık ediyor. Şiddetle karışık komedi unsurları da içeren ve kimi zaman adli vakaya dönüşen olaylarıyla, ülke çapında bir çeşit popüler kültür malzemesi haline gelen şehrin insanlarına daha geniş bir perspektiften bakıyor.

Tüm zamanların en iyi korku filmleri arasında sayılan Suspiria, 40. yılına özel 35mm negatifinden restore edilmiş sansürsüz görüntü ve ses kopyasıyla 12 Kasım Pazar günü saat 15.00’da bomontiada ALT’ta. Amerikalı bale öğrencisi Suzy Bannion, dünyaca ünlü ve saygın bir Alman yatılı dans akademisinde eğitim görmeye gelmesiyle başlayan film, Suzy’nin okulun geçmişte bir “cadılar meclisi” mekanı olduğunu ve cadı geleneğinin, ayinlerinin geçmişte kalmadığını öğrenmesini konu alır. Korku-gerilim türünün en önemli yönetmenlerinden Dario Argento’nun başyapıtı kabul edilen ve İtalyan progressive rock grubu Goblin’in müzikleriyle benzersiz bir görsel-işitsel deneyime dönüşen Suspiria, yıllara meydan okuyan, zamanının çok ötesinde bir film…

Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ı dalında son dokuza seçilen ve yapımcılığını Ulrich Seidl’ın üstlendiği Ölümcül Oyun, 12 Kasım Pazar günü saat 17.30’da bomontiada ALT’ta seyirciyle bir araya geliyor. Film, 9 yaşındaki ikizler Lukas ve Elias’ın estetik bir operasyon geçirdikten sonra yüzü bandajlı bir şekilde eve dönen annelerinin gerçek anneleri olup olmadığından şüphelenmeye başlamasını konu alıyor.

Yoel Meranda, Can Eskinazi, Mustafa Uzuner, Ekrem Serdar, Eytan İpeker ve Deniz Tortum’un içinde bulunduğu organik bir sanatçı topluluğunu olan FOL’un video enstelasyonu Küçük Sinemalar, 13 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında bomontiada ALT’ta izlenebiliyor.

Sanata değinen Lounge Buluşmaları

Lounge Buluşmaları başlığı altında dans sanatçısı, akademisyen ve koreograf Tuğçe Tuna ile dokuz farklı bölümden oluşan konuşma serilerinin ikincisi Tuğçe Tuna ile Türkiye’de Çağdaş Dans Konuşmaları No: II,  22 Kasım Çarşamba günü saat 17.00’da gerçekleşiyor. Davet edilecek olan konuklar ile, Türkiye çağdaş dans sanatının yakın tarihini görünür kılmak, anlamak ve sürece tanıklık etmeyi amaçlayan konuşmalar kapsamında bu ay İKSV İstanbul Tiyatro Festivali direktörü, Sayın Yrd. Doç. Leman Yılmaz konuk oluyor. Konuşma Türkiye’deki çağdaş dans alanının ve tiyatro sanatıyla olan ilişkisi üzerine odaklanıyor.

Program kapsamındaki etkinlikleri daha yakından takip etmek istiyorsanız, Alt’ın Facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Etkinlikler için biletler, Mobilet iOS ve Android uygulamaları ile mobilet.com üzerinden alınabiliyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale