X

Koşuya bağlı sakatlıkları önlemenin 7 yolu

Koşucularla ilgili yapılan araştırmalar; her sene koşucuların %80’ine yakın bir kısmının sakatlandığını, bu sakatlıkların bir kısmının kalıcı olabildiğini gösteriyor. Sakatlıkların çoğunu, aşırı kullanım yaralanmaları (uzun bir periyotta tekrarlanan gücün ayaklarda ve bacaklarda yarattığı basınç) oluşturuyor. Egzersiz programınızda yaptığınız ani değişiklikler de, sakatlanmaların en önemli nedenlerinden.

Sakatlık sonrasındaki tedaviler, hem zaman hem de para açısından oldukça zahmetli ve uğraştırıcı olabiliyor. Vücudunuza verdiği zarar ve yaşayacağınız acı ise, zaman kaybından ve paradan çok daha ciddi ve önem taşıyan diğer stres unsurları. Bu nedenle koşulara bağlı sakatlıkların meydana gelmeden önlenmesi oldukça önemli.

Uplifers olarak koşuya bağlı sakatlıkları azaltmanıza yardımcı olabilecek 7 öneriyi sizler için derledik;

1. Koşarken postürünüzün düzgün olmasına dikkat edin

Ne anlama geliyor?

Üst gövde düz, omurga dik, baş omuzlardan yukarıda olmalı.

Neden önemli?

Postürünüzün düzgün olmaması, özellikle sırtınızda ve bileklerinizdeki baskıyı arttırarak eklem ağrılarına ve kas yırtılmalarına neden olur. Üst vücudu dikleştirmeden koşmak, vücut ağırlığınızın sırtınıza baskı yapmasını ve daha büyük adımlarla koşarak ayak bileklerinizin ve dizlerinizin zarar görmesini hızlandırır.

Çözüm önerisi:

Core bölgesi olarak adlandırılan bölgedeki karın kaslarınızı ve üst vücudunuzu çeşitli egzersizlerle güçlendirin. Gün boyunca, boş kaldığınız zamanlarda duruşunuzu düzeltmeye ve hayatınızın her anında postürünüz düzgün hareket etmeye çalışın.

2. Kollarınızı doğru kullanın

Ne anlama geliyor?

Kollar eşit miktarda, belli bir tempoda ileri ve geri hareket etmeli.

Neden önemli?

Koşu sırasında kolların ileri ve geri, tempolu ve kontrollü bir şekilde hareket ettirilmesi; dengeli bir koşunun olmazsa olmazlarındandır. Kolları ileri geri hareket ettirmek, omuzlardaki ve karın bölgesindeki kasların çalışmasına yardımcı olur.

Çözüm önerisi:

Kollarınızı dirseklerinizden 90 derece kırarak kilitleyin. Bu işlem, kollarınızı daha rahat sallamanıza yardımcı olacaktır. Dirseklerinizi kırdıktan sonra, vücudunuza mümkün olabildiğince yaklaştırın ve ellerinizi serbest bırakın. Bu pozisyonda koşarken tüm vücudunuzun rahatladığını hissedeceksiniz.

3. Yere yumuşak basın

Ne anlama geliyor?

Her adımınızı bilinçli atın ve yumuşak hareketlerle yere basmaya çalışın.

Neden önemli?

Güvenli koşu üzerine çalışmalar yürüten koşu uzmanı Anthony Luke, sakin koşmanın ve atacağınız her adımın farkında olarak koşuya devam etmenin, ayakta ve bacakta oluşabilecek baskıyı ve zorlanmaları azaltacağını söylüyor.

Çözüm önerisi:

Her koşudan önce en az 3 tur,  mümkün olabildiğince yavaş ve yükseğe zıplamaya çalışarak, 45-50 metre kadar koşun.

4. Kalça kaslarınızı kullanın

Ne anlama geliyor?

Koşu sürecini vücudunuzun orta noktası olan kalçalarınızla yönetin.

Neden önemli?

Kalçalarınızı kullanarak koşmak ve koşu sırasında ayak bilekleri yerine dizleri kullanmak, postürünüzü daha düzgün tutmanıza ve buna bağlı sakatlanmaların en aza indirilmesine yardımcı olur.

Çözüm önerisi:

Karın kaslarınızı da devreye sokarak ve bir şeylerin üzerinden atladığınızı hayal ederek koşmaya çalışın.

5. Temponuzu ayarlayın

Ne anlama geliyor?

Bir dakikada kaç adım attığınızı ölçümleyin.

Neden önemli?

Hızlı tempoda yapılan koşular, kasılmaları engeller ve eklemlerin daha az zorlanmasına yardımcı olur.

Çözüm önerisi:

Kişinin koşu deneyimine bağlı olarak, dakikada en fazla 160 adım atmak, sakatlıkların önlenmesi için yeterli bir rakam. Koşarken attığınız her adımı sayın. 160 adımdan sonra herhangi bir ağrı ya da zorlanma hissetmiyorsanız, bu tempoyu koruyarak koşmaya devam edebilirsiniz. Eğer kendinizi denemek istiyorsanız, bu rakamı %5’erlik artışlarla yükseltebilirsiniz.

6. Uzun adımlar atmaktan kaçının

Ne anlama geliyor?

Diziniz ve ayağınız arasındaki açıyı mümkün olabildiğince küçük tutmaya çalışın.

Neden önemli?

Uzun adım atmak, vücuda yapılan baskıyı arttır, kas yırtılmalarına ve eklem rahatsızlıklarına  sebep olabilir.

Çözüm önerisi:

Koşarken ayağınızın düştüğü yere dikkat edin ve ayağınızı mümkün olabildiğince vücudunuza yakın bir yere düşürmeye çalışın. Ayağınız yere ilk değdiğinde, alt bacağınızın dik ve düz olması gerekiyor. Koşu koçu Eric Orton, kısa adımlarla koşmaya alışmak için eğimli arazilerde koşmanın faydalı olabileceğini söylüyor.

7. Ayakkabı seçiminize dikkat edin.

Ne anlama geliyor?

Farklı koşu alışkanlıkları, farklı koşu rotaları ve farklı vücut ağırlıkları için tasarlanmış, özel koşu ayakkabılarıyla koşun.

Neden önemli?

Yanlış ayakkabıyla koşmak, sakatlık riskinizi arttıran en önemli sebeplerdendir. Ayaklardaki ve bacaklardaki basıncın doğru bir ayakkabıyla yere aktarılması, bu bölgelerde daha az baskı oluşmasını sağlayarak sizi sakatlanmalardan korur.

Çözüm önerisi:

Piyasada farklı koşu alışkanlıkları için tasarlanmış olan bir çok farklı ayakkabı bulunuyor. Ayakkabının fiziksel özellikleri, nerede ve ne uzunluktaki koşularda  kullanacağınız önemli olmakla birlikte; içinde rahat edebileceğiniz ayakkabıyı bulmak biraz zamanınızı alabilir. Eğer ayakkabıyı ilk giydiğinizde kendinizi rahat hissetmiyorsanız, koşarken çok daha büyük problemlerle karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle ayağınıza giydiğiniz ilk anda kendinizi rahat hissedeceğiniz, koşu yaptığınız parkurun fiziki koşullarına uygun ve uzun süre kullanabileceğiniz bir koşu ayakkabısı tercih etmelisiniz.

 

Kaynak : Runners’ World

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale