X

Koşulsuz sevgi için kilit noktanın kendiniz olduğunu fark edin

Koşulsuz sevgiyi hayatlarında bir an bile deneyimleyenler var mı aramızda? Eğer varsa gerçekten çok şanslılar! Ben hayatımda koşulsuz sevgi ne demek, nasıl bir his, varoluş gibi yerlerde gezinmekteyim. Çok fazla söyleniyor olmasına rağmen gerçek anlamıyla ne demek pek bildiğim söylenemez. Yeni yeni tanıştığım, koklaştığım bir kavram diyebiliriz.

Yok yok anne sevgisinden ya da evlat sevgisinden bahsetmiyorum. Ben de söylenenlere göre ve duya duya ezberletilenlere göre öyle sanıyordum. Anne, baba evladına karşı koşulsuz sevgiye sahiptir. Yok. Onun içerisinde bile bir noktada varmış yine koşullar, beklentiler taşıyan.

En basiti: “Uslu durursan sana dondurma alırım” cümlesi sizce küçük bir çocukta ne çağrıştırıyor? Eğer uslu durursam ailem beni sevecek ve o zaman dondurmayı hak edeceğim. Bu hak etme meselesi de çok derin ve büyük bir mesele bu arada ama ona bu yazımda değinmeyeceğim. O mevzuyla da yeni yüzleşmekteyim. Konumuza devam edecek olursak eğer,  günlük hayatlarımızda çocuklarımıza kurduğumuz basit cümleler arasında bile çokça beklenti, koşul var maalesef. Aslında bir çoğumuz anne-babalarımızdan aldıklarımızı aktarıyoruz çocuklarımıza ama insanın kendisiyle çalışması bu yüzden bu kadar önemli. Farkındalıklarını artır, değişim-dönüşüm içine gir ki bir dahaki nesiller daha kocaman bir sevgi içinde var olsunlar. Daha kocaman sevgi, anlayış, şefkat, kabul aktar ki insanlık ancak bu şekilde ilerleyecek, gelişecek. Aksi taktirde tek yaptığımız atalarımızdan alıp bizden sonraki jenerasyonlara taşıyıcılık yapmak olacak. Eğer kendimizden bir şeyler katmadan yaparsak taşıma işini, o zaman neden bu hayattayız ki?

Koşulsuz sevgi aslında ne olursa olsun, ne yaparsak yapalım, nasıl görünürsek görünelim, ne söylersek söyleyelim, aklınıza iyi kötü ne geliyorsa şu an bunları okurken; hangisini yaparsak yapalım; yine de hiçbir yargı, eleştiri olmadan en şefkatli kollarda sarmalanmakmış. Bunu da düşündüğümde dünya üzerinde annen dahil kendinden başka bir insan evladı veremez sana, veremeyecek (Bu cümleyi bu kadar net kurduğuma bakmayın. Algılamam, anlamam, kabul etmem yıllarımı aldı)! Sana bu şekilde tek bir varlık yaklaşabilir; ona da Allah, enerji, evren, doğa; ne demek istersen söyleyebilirsin. Ve bunu sana insan bedeni içinde tek bir kişi verebilir: Kendin!

Hani bir çoğumuz başkalarından beklemeye alıştık ya; beni çok sevsin, beni çok beğensinler, bana çok saygı duyulsun, hep övüleyim. Sana bir haberim var. Eğer gerçekten mutlu olmak ve başkalarına bağlı kalmadan mutlu olmak istiyorsan; tüm bu istediklerini sen kendine vereceksin. Bunun başka yolu gerçekten yok arkadaşlar. Sen kendinin her halini sevip kendine şefkatli yaklaşmayı beceremezken başkası sana nasıl senin bile kendine yaklaşamadığın gibi yaklaşsın? Yok olmaz. Burada bir netleşelim.

Koşulsuz sevgiyi ancak biz kendimize verebiliyoruz ya. Ben de kendi çapımda bu bilgiyi hayatımda uygulamaya geçirmeye çalışmaktayım. Şimdi bahsedeceğim örnekteki konumuz fazla kilo. Ben senelerdir bu kilo işiyle uğraşan bir insan olarak, bu en zayıf yerimden çıktım yola. Bu kış bence neredeyse her gün bir kilo aldım ve bu durum beni oldukça da sıkıyordu aslında. “Tamam bu defa olayı koşulsuz sevgi yönünden alacağım ve kendimin bu halini kabul edip seveceğim” noktasından ele aldım konuyu. Yiyorum, kendimi kısmıyorum, “Canın isterse ye Gamze’cim” diyorum, sen böyle de güzelsin diyorum, kendime çok yediğim için öfkelendiğimi yakaladığım an sakinleştirmeye çalışıyorum falan gibi bir sürü yerlere girip çıkıyorum zihnimde. Evet kesinlikle minik bir dönüşüm gerçekleşti. Artık eskisi gibi çok korkunç şekilde kükremiyorum kendime bu sebepten ötürü. Kendimi bu halimle eskisi gibi çirkin de görmüyorum kesinlikle.

Ama bir yerlerde yine bir şeyler tam değildi, biliyordum. Kendimi sınırsızca yeme konusunda rahat bırakırken kendi aklımca, bu defa zaman içerisinde başka bir katmanı fark ettim: “Kendimi rahat bırakayım ki bu defa baskı olmazsa daha çok yemek yemeyi kendiliğimden istemem. O zaman kendimi rahat bırakayım ki yemek yemeyeyim.

Hoppalaa! Gördünüz mü? Ben kendime herhangi bir koşul koymadan sevgi verdiğimi sanarken aslında tek yaptığım sadece beklentinin yüzünü değiştirmek olmuş meğer.

Çok acaip değil mi? Zihin nasıl da kandırmaya meyilli bizi. Bu sebepten kendimize dikkatli bakalım, bu sebepten dönüşüm sonsuz devam eden bir süreç, hemen oldum demeyelim.

Bir katmanı temizledim, bir katman aşağı inebildim belki ama sadece bir katman! Daha yolum uzun benim şahsen bu konuda. Ama yapacağım! Bu hayatımda koşulsuz sevgi üzerine keyifli ve özgür bir hayat inşa ediyor olacağım. Kızmadım yani kendime bu sebepten, beceremedim hissiyle ezmedim kendimi. Aksine: “En dış katmandan içeriye doğru, merkeze doğru yol almaya başladım yaşasın! Oh harika bir farkındalık!” dedim. Tebrik ettim kendimi. Çoğumuzun pek nadir yaptığı bir şey daha.. Bol bol tebrik edin kendinizi yaptığınız her ne ise büyüklüğüne, küçüklüğüne bakmadan. Valla bakın çok eğlenceli. Yapa yapa keyif almaya başladığınızı, bir süre sonra da siz kendinizi tebrik ettikçe hiç fark etmeyenlerin sizi farkına varıp tebrikler yağdırdığını göreceksiniz. Kilit nokta konuştuğumuz gibi: Hayatınızda her ne istiyorsanız onu ilk siz kendinize yağdırın.

Bence bu konuda hepimiz elimizden geleni yapmalıyız; hem kendi dünyamızı, hem de yaşadığımız dünyayı güzelleştirmek ve sevgi dolu bir hale getirmek istiyorsak. Dediğim gibi bu başkalarından beklemekle olmuyor, olmayacak. O hak ettiğiniz sınırsız sevgiyi, aşkı, saygıyı, şefkati, merhameti, anlayışı ne yapın edin herkesten önce ilk önce siz kendinize verin.

Sonrası coşku! Biliyorum!

Kocaman sevgiyle sınırsız sevgi okyanusunda buluşmak kaynaşmak dileğiyle…

 

İlginizi çekebilir: İmkansız diye bir şey yoktur: Gerçekten istemeyi biliyor musunuz?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale