X

Koşulsuz Şefkat: Yeniden başlayabilmenin gücünü hatırlatan, bilgelik dolu bir rehber

Bilgelik bana, benim bir hiç olduğumu söyler.
Sevgi bana her şey olduğumu söyler.
Ve işte yaşamım bu ikisinin arasında akar.
-Sri Nisargadatta

Çok küçük yaşlardan itibaren sevgiyi hak etmemiz gerektiğine inandırıldık. Sevgi, bize koşulsuz sunulan bir şey değildi, sevilmek bir ödüldü. Bu ödülü hak etmek gerekiyordu. Ailemizden ve toplumdan gelen, sevgiyi hak etmeye dair bu mesajlar, psişemizde birer kök inanca dönüştü ve çoğumuz, sevgiyi hak etmek için kendi arzularından, hayallerinden, hatta benliğinden vazgeçmek zorunda hisseden, bu vazgeçişin yasını psişesine sığdıramayan ve bu nedenle mutsuzluk sarmalında gezinen yetişkinlere dönüştük. Sevgiyi hak etmek için kendinden vazgeçen benliğimiz, kendine bir persona yarattı ve kabul görmeyeceğine inandığımız tüm parçalarımızı da gölge benlikte depoladık. Koşulsuz Şefkat, işte bu ikili hayata veda etme etme çağrısı.

Hatırlamamız ve içselleştirmemiz gereken ilk şey şu: Sevgiyi hak etmek, kazanmak, elde etmek zorunda değiliz. Olduğumuz halimizle sevilebiliriz. Olduğumuz halimiz, sevgiyi almak için yeterli. O son beş kiloyu vermeden, sınavda yüksek not almadan, bir sonraki hedefe varmadan da sevgiyi alma hakkımız var. Kim ne derse desin, gerçek bu.

Geçtiğimiz ay okurla buluşan Koşulsuz Şefkat, Dr. Tara Brach’in Türkçedeki ikinci kitabı. Buda’nın KalbiBuda’ isimli kitabıyla Tara, kitaplıklarımızda şefkat çalışmalarına dair büyük bir boşluğu doldurdu ve uzun zaman çoksatanlar listesinde kaldı. Buda’nın Kalbi, kendisinde bir sorun olduğuna, asla sevilemeyeceğine, başkaları tarafından benimsenmeyeceğine ve bir ilişkiye, topluluğa ait olamayacağına inanan insanların kendisi ile buluşmasına ve onları yutan bu büyük boşluktan çıkmasına destek olmak için yazılmış, muazzam bir kitap: Eksik ve değersiz olduğumuz düşüncesi gerçekten sevildiğimize inanmamızı zorlaştırır. Çoğumuz başka insanlara yakın olmaya dair umutsuzluk hissederiz ve gizli bir depresyonla yaşarız. Sıkıcı, aptal, bencil ve kendine güvensiz olduğumuzun farkına varırlarsa insanların bizi reddedeceklerinden korkarız. Eğer yeterince çekici değilsek hiçbir zaman gerçek bir aşkla sevilmeyebiliriz. Kendimizle ve başkalarıyla rahat ve huzurlu hissetmenin, kesin, sorgusuz bir aidiyet duygusunun hasretini çekeriz. Ama değersizlik yanılsaması, aidiyetin güzelliğini erişilmez kılar.

Amerikalı psikolog, yazar ve meditasyon eğitmeni Tara Brach, Batı tıbbının ruh sağlığına dair çalışmaları ile Doğu’nun kadim spiritüel pratikleri ile sentezlemesiyle tanınan, çok önemli bir isim. Koşulsuz Şefkat kitabında, zor deneyimlerden, duygulardan geçerken ve yolumuzu kaybetmiş, bir döngünün içine sıkışmış gibi hissederken bize destek olacak, çok kıymetli bir pratik paylaşıyor: RAIN Yöntemi. Dört aşamadan oluşan RAIN kelimesindeki her bir harf, yöntemin bir aşamasına işaret ediyor:

Recognize (Fark Et), Allow (İzin Ver), Investigate (İncele) ve Nurture (Şefkat Göster)

Bu yöntemin mucidi Tara değil. Ondan önce 1980’li yıllarda Budist eğitmen Michele McDonald da bu yöntemi kullanıyor. Tara ise RAIN yöntemine yeni bir yorum getiriyor ve ona, “koşulsuz şefkat” adımını ekliyor. Tara kendi tecrübesi ve çalışmalarında karşılaştığı kişilerin hayatını gözden geçirdiğinde, öz şefkatin, bir insanın hayatının kökten dönüştürme potansiyelini fark ediyor ve bu sebeple, çok güçlü bulduğu RAIN yöntemini kendi yorumuyla öğretmeye başlıyor.  Koşulsuz Şefkat kitabında da, özellikle son adım olan koşulsuz şefkat’e odaklanıyor.

Bu kitap, acının, ıstırabın, zorlayıcı deneyimlerin, acı verici ilişkilerin, hastalıkların ve umutsuzluğun pençesinde kıvrananlara içsel kaynaklarını keşfederek adım adım koşulsuz şefkate yürümeyi öğreten, yeniden başlayabilmenin gücünü hatırlatan, bilgelik dolu bir rehber.

Koşulsuz Şefkat kitabını incelemek ve satın almak için tıklayabilirsiniz.

Özge Uysal: Ben Özge Uysal. İstanbul'da doğdum, büyüdüm. Lisans eğitimimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde tamamladım. Kitap editörüyüm, aynı zamanda kitaplar ile ilgili hazırladığım yazılar çeşitli mecralarda okuru ile buluşuyor. Yaklaşık 4 yıldır yoğun ve derin olarak reiki, meditasyon, Şamanizm, yoga ve mindfuness ile ilgileniyorum. Usui reiki ve kundalini reiki master'ıyım ve yoga eğitmeniyim. Hawaili şamanların kullandığını araçlardan oluşan kadim öğreti ho'oponopono eğitimlerine de devam ediyorum. Yazılarımın kalbinizi ve zihninizi şefkatle beslemesini diliyorum. AHO.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale