X

Korkuyorum öyleyse varım

Korku deyince daha çocukluğumuzdan kalan bilinmezlikler gelir aklımıza. Örneğin; tek başımıza karanlık bir odada uyumaya çalışırken her an karanlığın içerisinden bir şeyin veya bir kişinin çıkabilmesi olasılığı bizi korkutur. Arkadaşlarımızla karanlık bir sokağa girdiğimizde yine sonunu göremediğimiz yol bizi korkutabilir. Peki ya yetişkin olduğumuzda; aldığımız bir borç, sonunu nasıl tamamlayacağımızı bilemediğimiz bir vade, bu borca bağlı olarak işimizi kaybetme olasılığı, evet sadece olasılığı bile, bizi korkutur. Ayrıca çocuklarımıza bir şey olması ve onları kaybetme olasılığı da bizi korkutabilir.

Tabi belki de korkularımız arasında en bilinmeyen sonla ilişkili olan ölüm korkusu var, sonunda gerçekten ne olacağını bilemediğimiz ölüm, yaşamımızın güzelliği ne kadar ferahlık verici ve pozitif ise, ölüm o derece ters algılanır ve negatif bir kavram olarak içselleştirilir, ve bugün dünya üzerine hepimizin en çok korktuğumuz şeylerin başında gelir.

Korkularınızı ve korkularınıza karşı nasıl davranışlar sergilediğinizi  hiç düşündünüz mü?

Peki hiç düşündünüz mü, bu korkular neden oluşur ve korkuya karşı nasıl bir davranış sergiliyoruz? Birkaç yaklaşım ile bunu açıklayabiliriz:

Korkuyu büyütmek ve yüzleşmekten kaçınmak:

Örneğin; geceleri ışıklar açık mı uyuyorsunuz, size hep karanlık gelen sokaktan asla geçmiyor musunuz? İşte bu aslında korkunuzu yaşamayı reddetmek oluyor. Siz korktuğunuz koşullar ile karşılaşmamak için erteleme yöntemine başvuranlardansınız.

Korkuyu yok saymak ve korkmuyor’’muş’’ gibi yapmak:

Örneğin; ‘Ben ölümden hiç korkmam’, ‘Ben risk almaktan hiç korkmam’ gibi söylemlerimiz var; fakat risk almıyoruz veya içten içe ölümden herkes gibi korkuyorsak, işte bu durumda siz de birinci örnekte olduğu gibi hem kaçıyor hem de inkar yolu ile aslında korkunuzu daha da büyütmüş ve hatta beslemiş oluyorsunuz.

İlgili yazı: “Korkusuz” olmak yerine korkularınızı kontrol etmeyi öğrenin

Korkuyu kabul etmek fakat yüzleşememek – Tecrübe ile korkusunu deneyimleyememek:

Örneğin; karanlıktan korkuyorsunuz ama ‘Ben o yoldan yürümeyeceğim’ dediğinizde veya köpeklerden korkuyorsunuz ama ‘Hiçbir köpeği sevmeyeceğim, dokunamıyorum’ şeklinde bir tavır sergilediğinizde ne oluyor; korkunuzu biliyor ve bunu cesurca itiraf ediyorsunuz; fakat yenmek yönünde bir aksiyon almıyorsunuz. Bu farkındalığı o seviyede bırakıyorsunuz.

Korkuyu kabul etmek ve korku ile yüzleşerek, deneyim yoluyla korkuyu bilgiye dönüştürmek:

Örneğin; yalnız seyahate çıkmaktan korkuyorsunuz ve tüm cesaretinizi toplayarak alabildiğiniz en uzak noktaya bilet aldınız, bu seyahatte gittiğinizde çok güzel tecrübeler edindiniz, muhteşem bir kültür tanıdınız, dönüşünüzde artık siz o korkuyu çoktan bilgiye, yapabilme yeteneğine ve ‘Ben bunu tecrübe ettim, korkulacak birşey yok’ durumuna çevirdiniz bile. Yani korkunuzun üzerine korkusuzca yürüdünüz.

Bu alanda özellikle OSHO’nun ‘’Korku’’ isimli eserinde çok önemli bir kavram bulunuyor. Hayatı kabul etme, yani hayat nasıl var ise ölümü de hayatın bir parçası olarak, kalkmak nasıl var ise düşmeyi de kalkmanın bir parçası olarak anlayabilmemiz durumunda ancak yaşamın güzelliğinin geçmiş veya gelecekten bağımsız, bu anın farklılığı şeklinde kavrayabilir, böylece korkularımızdan bağımsızlaşabiliriz. Herhangi bir tehlike veya koşul ile sınırlandırılmış akıl oyunlarıyla korkularımızı oluşturamaz hale geliyoruz;

…”Tüm korkuların, tanımlamanın yan ürünleridir. Bir insanı seversin ve bu sevgiyle, aynı pakette, korku da gelir – o insanın seni terk edebileceği korkusudur. Zaten başka birini terk edip sana gelmiştir, o yüzden örneği de karşındadır; belki aynısını sana da yapacak. Korkarsın, midenin düğümlendiğini hissedersin. Öyle bağlanmışsındır ki, çok basit bir gerçeği göremezsin: sen dünyaya yalnız geldin“.

…”Korkun, seni özel olmak için çabalamaya itiyor, ama bu durumu değiştirmeyecek. Korkunu bir kenara bırakmanın tek bir yolu var; tüm enerjini özel olmaya harcamak yerine, kendin olmaya harcamak “.

…”Korku, ölümden değil, zamandandır. Ve eğer ona iyice bakarsan, bu korkunun yaşanmamış bir yaşam korkusu olduğunu görürsün – henüz yaşamamışsındır. Yaşarsan, o zaman korkmazsın. Yaşamın sunabileceği doruklara ulaşmış, keyfini sürmüşsen, yaşamın orgazmik bir deneyime dönüşmüşse, içinde bir şiiri, bir şarkıyı, bir festivali, bir seremoniyi hissetmişsen ve her anını doyasıya yaşamışsan, zamandan korkmazsın ve tüm korkular kaybolur “.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale