X

Kör noktalarınızı fark edin: Kendinizi başkalarının gözünden görmeyi deneyin

Hayatımız algılarımıza göre şekillenir. Hayatı algılama şeklimiz ve çıkarımlarımız düşünce ve davranışlarımıza etki eder. Çevremizdekilerin davranışlarını kendi algı filtrelerimizden geçiririz. Kişiler hakkında bir görüşe sahip oluruz. Diğer açıdan ise, kabul etmeliyiz ki kendimizi nasıl gördüğümüz ve başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında daima farklılıklar vardır. Fakat bazen bizim öz değerlendirmemizle başkalarının bizim hakkımızdaki algıları arasındaki mesafe çok büyük olabiliyor. Ve herkes dünyayı farklı algıladığından, herkes kendi yorum versiyonunun daha doğru olduğunu düşünüyor.

Algı” ve “gerçeklik” arasındaki tanımsal farklılıklara bakarak başlayalım. Algı, bir inanç, teori, fikir, his, görüş, gözlem, iç görü, farkındalık veya duyarlılıktır. Gördüğümüz bir şeyi nasıl algıladığımız zaman içinde oluşturduğumuz filtrelere göre değişir. Bu filtreler deneyim, duygular, beklentiler, ahlaki görüşlerdir. Mesela, çevremizde insanlara göre bizim en iyi halimiz, kişinin kendisine göre en iyi hali olmayabilir. Gerçek olabilir veya olmayabilir ve ilk algılar genellikle zamanın geçmesiyle, koşulların değişmesiyle veya ek bilgi alınmasıyla değişebilir. Öte yandan, gerçeklik ise kesin, otantik, doğru ve kanıtlanabilirdir. Doğru gerçeklik yadsınamaz ve tartışmaya açık değildir.

Başkalarının bizim hakkımızdaki algılarının nasıl oluştuğunun farkında olmak aynaya bakmak gibidir. Şüphesiz ki en önemli şey gerçeklerle yüzleşmektir. Başka bir açıdan da, başkalarının bizimle ilgili algısı, kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Bu algıya katılmayabiliriz ya da farklı insanlar bizim hakkımızda farklı algılara sahip olabilir. Yine de bu algıları da göz ardı edemeyiz. Çünkü onlar bizi nasıl algıladıklarına göre belli bir şekilde davranacaklardır ve artık bu algıların hayati sonuçlarımız üzerinde önemli etkileri olacaktır.

Çevremizdekilerin algıları ile bizim kendi hakkımızdaki düşüncelerimiz arasında fark bizim kör noktamızdır. Kör noktamızı görmezsek hayatımızda bazı tıkanıklıklar oluşabilir ve konuda hiçbir şey yapamayız Bu tıkanıklıklar yolumuzda ilerlememize bariyerler oluşturarak bizi olumsuz etkilemeye devam edebilir. Kör noktayı görebilmek daha kaliteli bilgiye erişmeyi öğrenmek ve ayrıca daha doğru algılara sahip olmamızı ve kendimiz ve diğerleri hakkında daha iyi bir anlayış oluşturmamızı sağlayacak daha rafine bir filtreleme sistemi geliştirmekle ilgilidir.

Sokrates’in kısaca ve net bir şekilde söylediği gibi “Kendini tanı!” Bu, doğru başlangıç noktasıdır, bununla beraber kendi kör noktamızı görebilmek ise hiç kolay değildir. Bizi korkutan şeylere ilgili eyleme geçmemiz gerektiğinde veya hayati kararlar verme anlarında kendimizle ilgi gerçeklikten farklı varsayımlara kapılabiliriz. Bunun nedeni kör noktamızı görememektendir. Korkunun algılarımız üzerindeki yanıltıcı etkisindendir. Çünkü korku radyasyona benzer, etrafında biraz fazla vakit geçirirsen kişiyi etkiler ve değiştirir.

Kör noktalarımızı görmek istiyorsak , kendimize başkalarının gözünden bakabilmeliyiz. Bunu öğrenmenin en basit yolu, nasıl algılandığımızı gerçekten öğrenmek için düşüncelerine güvendiğiniz, kalpten ve açıkça düşüncelerini söyleyebilecek kişilerden geri bildirim istemektir. Herhangi bir geri bildirimde, geri bildirime katılıp katılmamanız veya size göre doğruluğu önemli değildir. Aynı fikirde olmadığınız her şey sizin kör noktanızdır! Kör noktalarınızı bulun! Başkalarının algılarını anlamak size iyi bir iletişim kaynağı, bir öğrenme fırsatı ve algıları yönetme yeteneği verecektir. Bunu anladıktan sonra, sizi istediğiniz yöne götürecek algıyı yaratmanın yollarını bulmaya devam edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Hayattan daha fazla doyum almak için tutkularınızı ve hayallerinizi yaşamınıza yansıtın

Pınar Ezici: Çukurova Üniversitesinde sosyal bilimler davranış alanında yönetim üzerine doktora yapmakta olan, Pınar Ezici, almış olduğu profesyonel koçluk eğitimi ile, koç ve mentor olarak bireylere, yöneticilere ve firmalara koçluk hizmeti veriyor. Bununla birlikte, eğitmen koç olarak, kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, yeni bakış açıları kazandıran bir vizyon ve perspektif gelişimi, değerlerine uygun yaşam kurmalarını ve yaşam amaçlarını bulmalarını sağlayan koçluk eğitimleri veriyor, Points of You yetkinliğinde koçluk ve kişisel gelişim atölyeleri düzenliyor ve gönüllü sosyal yardım projelerinde yer alıyor. Yönetim alanındaki eğitimi, uzmanlığı ve deneyimini birleştiren Pınar Ezici, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor ve kurum içi koçluk uygulamalarında görev alıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale