X

Kişiselleştirilmiş sağlık için medikal testler geliştiren girişimler

Kişiselleştirilmiş sağlık çözümleri, hasta sonuçlarını iyileştirmekten sağlık bakım maliyetlerini düşürmeye kadar birçok fayda sunuyor. Bu faydalar da geleneksel hastane ortamına ihtiyaç duyulmadan uygulanabilen medikal testlerle somutlaştırılıyor. Bu testler, ev konforunda zaman kaybı olmadan pek çok sağlık göstergesinin analiz edilmesini sağlıyor. Sağlık yolculuğunda genetik, biyolojik ve yaşam tarzı verilerine dayalı yaklaşımların yaygınlaşmasıyla bu testlere olan ilgi artıyor. Bu yazımızda, kullanıcı odaklı medikal test kitleriyle ve dijital çözümleriyle tanı süreçlerini kolaylaştıran beş girişimi derinlemesine inceliyoruz.

Everlywell

Kaynak: medicalmega.com

2015’te başarılı kadın girişimci Julia Cheek tarafından kurulmuş olan Everlywell, günümüzde Everly Health isimli ana şirketin çatısı altında hizmet veriyor. Bu girişim, insanların evlerinde kolayca sağlık testleri yapabilmelerini sağlıyor.

ABD merkezli Everlywell, günlük sağlık, sindirim sağlığı, cinsel sağlık ve hormon sağlığı olmak üzere dört farklı alan özelinde test kitleri sunuyor. Bu girişim, kalp sağlığı, kolesterol, gıda intoleransı, AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kadın sağlığı, erkek sağlığı ve doğurganlık gibi sağlığın farklı katmanlarına odaklanarak geniş bir yelpazede medikal testler geliştiriyor. Bu testler, kullanımı kolay yapılarıyla ve verdikleri ayrıntılı sonuçlarla ön plana çıkıyorlar. Kullanıcılar, girişimin test kitleriyle evlerinden çıkmadan numune toplayabiliyorlar ve daha sonra numuneyi laboratuvara gönderiyorlar. Test sonuçları, girişimin çevrim içi platformundan incelenebiliyor. Tek testle 83 biyobelirteçe yoğunlaşabilen girişimin aynı zamanda çeşitli vitaminler ve takviyeler geliştirdiğini de belirtmeliyiz.

Everlywell’in ana şirketi Everly Health, şu anda Seri F finansmanda bulunuyor. Son yatırım turunda 173 milyon dolarlık bir yatırım alan bu şirket, toplam fon miktarını 500 milyon dolara ulaştırdı. Everlywell, 2016’da üç testle başladığı yolculuğuna günümüzde 35’ten fazla farklı testle devam ediyor.

Karius

2014 kuruluşlu Karius, tek bir kan örneğiyle 1000’den fazla bulaşıcı hastalığı tespit edebiliyor. Bu girişimin geliştirdiği test çözümleri, ABD’nin önde gelen hastanelerinde ve nakil merkezlerinde kullanılıyor.

Genomik ve yapay zekadan yararlanan Karius, enfeksiyon hastalıklarının tanısının koyulmasına yardımcı olan bir kan testi sunuyor. Bu test, hastanın kanındaki mikrobiyal DNA’yı analiz ederek enfeksiyona sebep olan patojenleri hızlı ve hassas bir şekilde tespit ediyor. Bu test sayesinde sağlık profesyonellerinin her bir enfeksiyon için ayrı testler yapmasına gerek kalmıyor. Bir başka deyişle, girişimin tek testi sayesinde birden fazla enfeksiyon hakkında pek çok bilgiye ulaşılıyor. Girişimin aynı zamanda spesifik olarak akciğer enfeksiyonuna odaklanan bir testi de bulunuyor; bu test, akciğer enfeksiyonuyla ilişkili 500’den fazla patojeni tespit edebiliyor.

Seri C finansmanda bulunan Karius, son yatırım turunda 100 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 409 milyon dolara ulaştırdı. Forbes’in Amerika’nın en umut verici yapay zeka şirketlerinden biri olarak tanımladığı girişim, enfeksiyon hastalıklarının tanı süreçlerini daha da hızlandırmayı hedefliyor.

ZOE

Kaynak: zoe.com

2017’de kurulmuş olan ZOE, mikrobiyom ve çeşitli gıdalar üzerine kapsamlı bir araştırma yürütüyor. Bu girişim, beslenme alışkanlıklarının kişiselleştirilmiş verilerle optimize edilmesine yardımcı oluyor.

ZOE, evde uygulanabilen test kitleri sunuyor. Bu testler, kan şekeri, kan yağı seviyesi ve bağırsak mikrobiyomunu analiz ediyor. Daha sonra, test verileri doğrultusunda kullanıcılara yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş beslenme önerileri sunuluyor. Hem dışkı hem de kan örnekleriyle çalışan testlere ek olarak, girişimin glukoz sensörü de geliştirdiğini belirtmeliyiz. On dört gün boyunca kullanılabilen bu sensör, kan şekerindeki yükselmeleri ve düşüşleri etkili bir şekilde takip ediyor. Diyabet hastalarına büyük bir kolaylık sağlayan bu sensör aracılığıyla kişiselleştirilmiş beslenme rutinleri oluşturulabiliyor.

Seri B finansmandaki ZOE, son yatırım turunda 15 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 122 milyon dolara yükseltti. Girişim, bağırsak sağlığını iyileştirme hedefiyle Daily30+ isimli bütünsel gıda takviyesini de piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Hertility Health

2019’da parlak zihinli üç kadın girişimci tarafından kurulmuş olan Hertility Health, kadınların hormonal sağlık ve doğurganlık durumlarına odaklanıyor. Bu girişim, uzun bir süredir sağlık sistemi tarafından göz ardı edilen kadınları her zaman desteklemeyi hedefliyor.

Kadınları her adımının merkezine yerleştiren Hertility Health, hormonal dengesizlikleri, polikistik over sendromunu ve erken menopoz gibi durumları tespit eden test kitleri geliştiriyor. Küçük bir kan örneğiyle uygulanabilen bu testler, kullanıcı verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş sağlık raporları sunuyor. Kullanıcılar, bu raporlardan faydalanarak anksiyete ve yorgunluk gibi semptomlarla birlikte hamilelik süreçlerini etkili bir şekilde yönetebiliyorlar. Bu noktada, girişimin hizmetlerinin sadece evde yapılabilen medikal testlerle sınırlı olmadığını da vurgulamak istiyoruz; Hertility Health, destekleyici bir topluluk ve uzman rehberliği sağlayarak kadınların üreme ve cinsel sağlıklarını daha iyi anlamalarına olanak tanıyor.

Son yatırım turunda 3.92 milyon dolarlık bir yatırım alan Hertility Health, toplam fon miktarını 18.4 milyon dolara ulaştırdı. Emma Watson gibi ünlü isimlerden destek almış olan girişim, kadın sağlığı alanında tanınan bir marka olmayı hedefliyor.

CanSense

Kaynak: cansenseltd.com

2018 kuruluşlu CanSense, kolorektal kanseri yani bağırsak kanserini erken evrede tespit etmeye yönelik bir kan testi geliştiriyor. Bu girişim, erken kanser tespitindeki uzmanlığıyla ön plana çıkıyor.

CanSense, yüksek doğruluk oranına sahip testiyle dünya çapında üçüncü en yaygın kanser türünü hedef alıyor. İnvaziv olmayan bu test, kolonoskopiye duyulan ihtiyacı azaltıyor. Girişimin testi, lazer spektroskopisi ve yapay zeka algoritmalarını kullanarak kan örneklerindeki kanser belirtilerini tespit ediyor. CanSense, geliştirdiği teknolojiyle temelde kolorektal kanserin erken teşhisini ve en etkili tedavinin vaktinde sunulmasını desteklemeyi hedefliyor.

Çeşitli araştırma hibeleri ve fonlarla desteklenen CanSense, geliştirdiği testin ulusal sağlık sistemlerine entegre edilmesini ve kolorektal kanserin erken teşhisinde standart bir yöntem haline gelmesini amaçlıyor.

Kaynak: TechRound, Crunchbase, PitchBook

İlginizi çekebilir: Sağlık sektörüne robotiği entegre eden girişimler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale