X

Kısırlık neden artıyor: Prof. Dr. Bülent Tıraş kısırlığı ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatıyor

Çiftler, ortalama bir yıl boyunca korunmasız olarak cinsel ilişkiye girmelerine rağmen doğal yolla gebelik elde edemediklerinde, bu durum “kısırlık” olarak adlandırılmaktadır. Kadının yaşının 35 yaşın üzerinde olduğu durumlarda, bu süre 6 aya kadar düşüyor. Dolayısıyla; 35 yaşın altındaki kadınlar bir yıl ve 35 yaşın üzerindeki kadınlar altı ay boyunca, düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkiye rağmen doğal yolla gebelik elde edemiyorsa, burada kısırlık durumundan söz etmek mümkün.

İlginizi çekebilir: Kısırlık nedir?

Tabii, bu noktada düzenli korunmasız ilişkinin sıklığı da önemli. Uzmanlar, bu süreyi haftada 2-3 gün olarak belirtiyor. Daha sık ya da daha seyrek aralıklarla cinsel ilişkiye girmek de, yine doğal yolla gebelik elde etme şansını azaltan durumlar arasında. Daha sık cinsel ilişkiye girildiği durumlarda, sperm kalitesinde azalma olabiliyor ve kadının yumurtlama dönemine denk gelmesi zorlaşabiliyor. Bu nedenle, çiftlerin belirtilen süre içerisinde doğal yolla gebelik elde edemediklerinde bir uzmana danışmaları, yapabilecekleri en doğru şey olacaktır. 

Kadının yaşı çok önemlidir!

Kısırlık söz konusu olduğunda, özellikle de kadının yaşı oldukça önemli bir faktördür. 35 yaşın üzerindeki kadınlarda, anne olma olasılığı ciddi anlamda düşüş göstermektedir. Özellikle de günümüzde, modern yaşamda kadının iş hayatında daha fazla yer alması ve evlilik yaşını ertelemesi gibi durumlar, kadınlarda kısırlık vakaları ile daha fazla karşılaşılmasına neden oluyor. 

Geçmişte, kadının annelik yaşı 20-25 yaş aralığındayken, günümüzde bu süre 30-35, hatta 35 yaşın üzerine doğru ilerliyor. Ancak, 35 yaşın üzerindeki kadınlarda gebe kalma şansı, 30 yaşın altındaki kadınlara oranla %50 oranında bir düşüş gösteriyor. 

Yaş faktörünün yanı sıra; fazla kilolu olmak, GDO’lu ve işlenmiş gıdalar yönünden zengin bir beslenme, sigara ve alkol tüketimi, elektronik cihazlar, stresli bir yaşam sürmek de yine kısırlığa neden olan temel faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, eğer bebek sahibi olmayı planlıyorsanız, bunu 35 yaşından önce gerçekleştirmeniz ve bir yandan yaşam tarzınızı gözden geçirmeniz oldukça faydalı olacaktır. 

Tüp bebek tedavisi de başarısızlıkla sonuçlanabilir!

35 yaşın altında ya da üzerinde, belirli bir süre boyunca korunmasız ilişkiye girip gebelik elde edemeyen çiftler, çareyi tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknolojilerinde arıyor. Kısırlık tedavisi söz konusu olduğunda, en başarılı ve en çok tercih edilen seçeneklerin başında gelen tüp bebek tedavisinde başarı oranları oldukça yüksek olsa da, her tedavide olduğu gibi tüp bebek tedavisinin de başarısızlıkla sonuçlanabileceği unutulmamalıdır. 

Bununla birlikte, tekrarlayan tüp bebek tedavisi başarısızlığı gibi durumlar da söz konusudur. Kaliteli embriyo transferi gerçekleşmesine rağmen, 3 ve üzeri tüp bebek denemesinin ardından gebe kalınamaması durumu, “tekrarlayan tüp bebek tedavisi başarısızlığı” olarak bilinmektedir. Bu gibi durumlarda, gebeliği tetikleyebilecek çeşitli ek tedavi seçenekleri üzerinde de durulmaktadır. 

Rahmin uygunluğu ve embriyo kalitesi başarıda en önemli kriterlerdir!

Yaş faktörünün yanı sıra, gebelik elde edilebilmesinde önemli faktörlerden biri de embriyo kalitesi ve rahmin uygunluğudur. Bu durum, hem doğal yolla elde edilecek gebeliklerde hem de tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknolojileri için geçerlidir. 

Embriyonun kaliteli ve rahmin uygun olduğu durumlarda, tüp bebek tedavisinin canlı doğumla sonuçlanma olasılığı da çok daha yüksek olur. Embriyonun rahme tutunabilmesi için rahmin uygunluğu da oldukça önemlidir. Bazı durumlarda, üreme hücreleri kaliteli embriyo oluşturabiliyor olsa da, embriyonun rahme tutunamaması durumunda gebelik gerçekleşmeyebilir. 

Bu nedenle; mevcut rahim problemleri, var olan miyomlar, genetik anomaliler, rahimde var olan kistler ya da rahim dokusunun kalınlığının yeterli olmaması gibi durumlar da gebeliğin gerçekleşmesini engelleyebilir. Bu gibi durumlarda, tekrarlayan tüp bebek tedavisi başarısızlığını engellemek için, olumsuz sonuçlanan bir tedavi sonrasında, altta yatan sağlık sorununun mutlaka araştırılması ve tedavi edilmesi gerekmektedir. 

Erkeğin sperm sayısı ve kalitesi yeterli olmalı!

Kısırlık, her zaman kadından kaynaklanan bir sorun değildir. Erkekten kaynaklanan sağlık sorunları da çiftlerin çocuk sahibi olabilmesinin önündeki engel olabilir. Erkeğin sperm kalitesi ya da sayısının düşük olduğu durumlarda, gerek doğal yolla, gerekse tüp bebek tedavisi ile gebelik elde etme şansı önemli ölçüde düşmektedir. 

Türkiye’de, ortalama her 6 çiftten biri kısırlık sorunu ile karşı karşıya kalırken; bu çiftlerin de ortalama %40’ında kısırlık sorunu erkek kaynaklıdır. Dolayısıyla, kısırlık sorunu yaşayan ortalama her 2 çiftten biri, bu sorunla sperm kalitesi ya da sayısındaki düşüklük nedeniyle karşılaşmaktadır. Erkeklerde olumsuz yaşam koşulları, sigara ve alkol alışkanlığı ve yanlış beslenme, günümüzde erkeğe bağlı kısırlık problemlerinin de giderek artmasına neden olmaktadır.

Erkeklerde sperm sayısı hızla azalıyor!

Modern yaşam koşulları, hayatımızdaki pek çok şeyi kolaylaştırmış olsa da, pek çok açıdan zarar verici olmaktadır. Hem kadın hem erkek için giderek artan stresli hayatlar, sigara bağımlılığı, alkol tüketimi, GDO’lu ve işlenmiş gıdaların tüketimi, bilgisayar başında geçen hareketsiz yaşamlar, stres derken uzayıp giden bir liste, günümüzde artan kısırlık vakalarının nedenini gözler önüne sermektedir. 

Bir erkeğin sigara ve alkol alışkanlığının olması, sperm kalitesi ve sayısını doğrudan etkilemektedir. Bununla birlikte; kullanılan bazı ilaçlar, bazı meslek gruplar, aşırı ısıya uzun süre maruz kalınması gibi durumlar da sperm sorunları ile karşılaşılmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle, çocuk sahibi olmayı planlayan bir erkeğin aşırı sıcak ortamlardan uzak durmaya ve hareketsiz bir yaşam sürmekten kaçınmaya çalışması oldukça önemlidir. 

Kısırlığı tarihe gömecek yeni yöntemler var!

Tüm bu bilgiler ışığında, teknolojinin günümüzde önemli ölçüde geliştiği ve çok düşük ihtimallerde bile, gebelik elde edilebilmesini mümkün kılabilecek teknolojiler olduğu unutulmamalıdır. Kısırlık sorunu yaşayan pek çok çiftte bebek sahibi olmayı mümkün kılmak ve doğal yolla gebelik elde edilemediği durumlarda uygulanan tüp bebek tedavisinde başarı şansını arttırmak için;

  • Rahim içinin gebelik elde edilmesine uygun olup olmadığını belirlemek amacıyla histeroskopi yapılması,
  • Embriyonun kromozomlarının karşılaştırılması için genomik hibridizasyon yapılması, 
  • DNA’nın değerlendirilmesi,
  • Embriyo ve rahme transferine en uygun zamanın belirlenmesi adına ERA testinin gerçekleştirilmesi ve

Embriyo oluşumunu sağlamak adına kaliteli spermlerin seçilebilmesi için mikro çip yöntemlerinin uygulanması oldukça avantaj sağlayacaktır. 

İlginizi çekebilir: Kısırlıkla ilgili, tıbbın hala bilmediği 4 şey

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale