X

Kış günü, 40 derece Bikram’a gider yoga düşkünü

Yoga düşkünü (henüz) değilim, fakat ne yalan söyleyeyim bu soğuk ve karlı havalar beni çok zorluyor. Dondurucu soğuğa aldırmadan koşmaya çıkan çok sevgili arkadaşlarıma selam ve saygılarımı sunuyor ve onun yerine sıcaklığı 40 dereceye yükseltilen bir ortamda yapılan Bikram Yoga dersi için programımda yer açıyorum.

Geçen hafta Eda ile beraber ilk defa deneyimlediğimiz Bikram Yoga’yı, Amsterdam’da yaşayan çok yakın bir arkadaşımdan birkaç sene önce duymuştum. Kalite kontrol ve beğenisine güvendiğim bu arkadaşımın çok memnun olmasından dolayı epeydir merak ediyordum. Yoganın genel olarak ilgimi çekmesinin sebebi; varlığımızın fiziksel, zihinsel ve ruhani yanlarını bir bütün olarak işleyen, bir nevi “iyi ve sağlıklı hayat kılavuzu” görevi gören bir sistem olmasından kaynaklanıyor. Diğer yandan özellikle CrossFit yapmaya başladığımdan beri esnemenin, bedeni ve kasları rahatlatmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Yoğun ve yüksek şiddette devam eden sportif aktivitelerime, onu dengeleyecek bir rutin eklemenin zamanı gelmişti.

Böylece kendimi zihinsel ve ruhsal olduğu kadar fiziksel olan yeni bir deneyimin içinde buldum. Eda ile Etiler’de bulunan ve Türkiye’nin ilk ve tek lisanslı Bikram Yoga stüdyosu 40 Derece Bikram Yoga’ya gitmeden önce kısmen heyecanlıydık (dünyadaki tüm lisanslı Bikram stüdyolarına buradan ulaşabilirsiniz). İkimizin de yogayla pek haşır neşir olmuşluğu yoktu ve buna ek olarak Bikram Yoga kendine has pek çok özellik içeriyor: “Bikram Yoga, Bikram Choudhury tarafından Hatha Yoga’dan uyarlanmış; 40 derece sıcaklıkta, %40 nem oranına sahip bir odada yapılan ve 26 farklı postürden oluşan bir yoga uygulaması. Normal şartlarda bir uygulama 90 dakika sürüyor ve bu süre içinde 26 farklı poz ve 2 nefes egzersizi yapılıyor.”(Sevgili Merve’nin özetinin devamına da göz atabilirsiniz).

O sıcaklığa dayanabilecek miyiz, postürlere ayak uydurabilecek miyiz, hareketleri gerçekleştirebilecek miyiz? İşte heyecanlanmak için yeterli miktarda sebep! Öncelikle pratik bir bilgi vereyim: Oda sıcak, o nedenle mümkün olduğunca bedeninizi rahat bırakacak kıyafetler giymekte fayda var. Kadınlar için bir sports bra ve kısa tayt, erkekler içinse yalnızca diz üstü şort gibi. Derse girmeden stüdyonun giriş katında dersimizin eğitmeni Belinda karşıladı bizi. 5 senedir Bikram Yoga yapmakta olan Belinda, eğitimini aldığı Bikram Yoga derslerini İstanbul’da 40 Derece Bikram Yoga’da vermek için bulunuyor. Su ve havlularımızı alıp, odaya geçiyoruz.

Hafta içi öğle arasındaki bir derse gitmemizden dolayı daha tenha bir ders beklememize rağmen odada 6 kişi derse başladık. Belinda genel bilgileri ve kuralları hatırlattı, ilk defa deneyenler için (yani bizim için) gerekli yönlendirmeleri yaptı. Dersin ilk kısmını nefes egzersizi oluşturuyor, bedeni ve zihni ardından gelen postürlere yavaş yavaş hazırlıyor. Sıfırdan öğrenilmesi gereken pek çok şey gibi, aynı anda kontrol edilmesi gereken pek çok parametre var. Doğal olarak “doğru nefes alıp veriyor muyum?”, “ellerimi doğru şekilde mi koydum?”, “yanlış taraftan mı döndüm?” diye kendi kendime sorarken veya aynada hareketi doğru yapıp yapmadığımdan emin olmaya çalışıp, ön tarafımızda bulunan deneyimli Bikramcıların hareket akışını takip etmeye çalışırken, bu spesifik yoga sisteminin meditatif kısmına girmekte zorlandım. Fakat tam olarak da bir sistemden beklenebileceği gibi, düzenli olarak yapıldığı takdirde, bedenimin otomatik pilota geçip, zihnimin sessizleşip, elle tutulamayan diğer manevi kısımlarımın kendini akışa bırakıp senkronize olacakları bir deneyim olacağını kavradım. İşte benim için Bikram’ı bu kadar cazip kılan özellik.

Bu metodun en belirgin özelliklerinden bir tanesi, eğitmenin hareketleri göstermemesi. Onun yerine postürleri, hareketleri ve nefes alma şeklini tarif eden, ve bir süre sonra mantrayı andıran sistematik bir ses tonu ve temposuyla komutlar veriyor. Yeni gelenler, sınıfın en iyilerinin arka sırasına yerleşiyorlar ki hareketleri görsel olarak da takip edip aynısını gerçekleştirsinler. İlk duyduğumuzda ilginç gelen bu yöntem, aslında Bikram’ın uzun vadede yapılmasıyla daha rahat gerçekleşecek olan duruma imkan tanıyor: Birbirine yabancı birçok insanın olduğu bir ortamda kendiyle baş başa kalmak ve bağlantı kurmak, bedenine, zihnine ve iç dünyana odaklanmak ve kendini, o anını kabul etmek. Ve bunu bir süre sonra, rehberli meditasyon gibi, yalnızca güven veren bir dış sesin, yani eğitmenin sesli komutu aracılığıyla yapmak…

Belinda’nın veya diğer Bikram eğitmenlerinin görevi ise bu ortamı sağlamak ve korumak. Bu yönden bakıldığında kuralların ve disiplinli davranışların sebebini anlıyorsunuz. Bazı postürler gerçekten zorlayıcıydı ve yer yer başımız döndü. Çok zorlandığımız noktalarda, Belinda’nın onaylayan ve sorun olmadığını hissettiren bakışları eşliğinde hareketi bırakıp matın üzerinden oturup bekledik. Bazı postürlerden önce ise kendisi ilk tekrarda yalnızca izlememizi, yalnızca iyi hissedersek denememizi söyledi.

İlk dersin deneyimiyle Belinda’ya birkaç soru yönelttim:

Başlangıç seviyesindeki biri olarak, düzenli Bikram yoga pratiği ile nasıl bir gidişat bekliyor bizi? Özellikle bedenin sıcağa ve neme adaptasyonu, esneklik, duruş, zihinsel odaklanma becerisi, nefes kontrolü ve genel sağlık bakımından örneğin?

Bikram Yoga’ya başlayan kişinin kişisel hedefleri ve önceliklerine göre eğitmenle seans sıklığı gibi konular görüşülüp en uygun koşullar yaratılabilir. Böylece düzenli olmak şartıyla kişi 1 ay kadar kısa bir süre içinde tüm bu konularda değişimler görebilir.

Bu pratik esnasında nefesin ne kadar önemli olduğu aşikar. Hangi bakımdan böyle olduğunu açıklar mısın?

Bikram yogada kullanılan nefesin işlevlerinden bir tanesi ders esnasında farkındalığı sürdürmek. Ayrıca sinir sistemini sakin tutmayı, hareket ve postürler sırasında beyne ve kaslara oksijen akışını düzenlemeyi sağlıyor.

Eda ile dövüş sporları ve CrossFit gibi çok farklı (hatta belki de yogaya zıt olan) spor ve fiziksel aktiviteler yapmamızdan dolayı, egzersizin en zorlayıcı kısmı esnasında veya onun hemen sonrasında nefes vermeye alışkınız. Dolayısıyla ilk Bikram Yoga dersimde nefes alış-verişlerin süresi ve sıklığını takip etmekte, postürler sırasında normal şekilde nefes alıp vermeye devam etmem gerekip gerekmediği konusunda zorlandım. Genel kurallar neler?

Sizin de denemiş olduğunuz gibi baştaki ve sondaki nefes egzersizinde ağızdan nefes alıp veriyoruz. Onun dışında dersin geri kalanında yalnızca burnumuzu kullanıyoruz. Ders esnasında bahsettiğim üzere 80/20 tekniğini kullanmakta fayda var. Yani çok derin nefes alıyoruz, postüre geçiyoruz ve aldığımız nefesin %20’sini ağzımız kapalıyken düzenli olarak burnumuzdan veriyoruz. 80/20 nefes tekniğini gerektiren postürlerde akciğerlerin oksijen dolu olması gerekiyor ki sağlam bir şekilde o postürde kalabilecek güce sahip olalım. Nefes önemli olduğu kadar her gün, her an doğal olarak yaptığımız bir şey olduğu için kolay olmasını bekliyoruz. Fakat nefesinle bağlantıya geçmek ve onu kontrol etmek pratik gerektiren bir şey. Dersinizin en başında bahsettiğim gibi, ilk ders çok yoğun gelebilir ve bu esnada bir takım bilgileri kaçırmak mümkün olabilir.

Genelde akciğer kapasitemi verimli ve nefesimi doğru kullandığımı düşünmüyorum. Ayrıca kendimi bildim bileli sindirim ve hormonal sistemimi etkileyen psikosomatik sorunlar yaşıyorum. Bu bakımdan düzenli bir  Bikram Yoga rutininden fayda sağlayabilir miyim?

Nefes konusu gerçekten sadece farkındalık ve pratik gerektiren bir şey. Bikram’ın başlangıç serisindeki birçok postür psikolojik, hormonal, fiziksel ve ruhsal bakımdan çok faydalı. Bir kere daha söylemek gerekirse, bunlar kişinin amaçları ve ne kadar zaman ayırdığına bağlı. Sabır ve süreklilik işin sırrı.

Stüdyonun duvarlarında bir takım öneriler asılı. Mesela dersten önce bol bol su için.” Bunların dışında bizim için başka pratik önerilerin var mı?

Fark ettiğiniz gibi oda sıcak ve nemli, yani terleyeceksiniz. Yeterli su içmek o kadar önemli ki! Ayrıca dersten yaklaşık 3 saat önce yemek yenmemesini öneriyoruz. Elektrolit dengesini korumak için vücudun kaybettiği suyu yerine koymak çok önemli. Stüdyoda önemli bir elektrolit kaynağı olan Hindistab  cevizi suyu var. Bu veya benzer seçeneklerden yararlanılabilir. Bunların dışında derse katılacakların daha erken gelmelerini tercih ediyorum. Böylece hem bu tip konuları konuşacak, hem de odadaki havaya alışmaları için zaman oluyor. Son dakikada yetişilen bir ders odaklanma sorunu yaratıp, daha zor bir derse sebebiyet verebilir. Benzer şekilde dersten sonra vücudu tekrar dengesine kavuşturan Savasana pozunda ihtiyaç duyduğunuz kadar beklemek de zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak da yardımcı olacaktır.

Çok önemli olmayabilir ama merak ettim. Dersten sonra hangisi daha iyi: Sıcak, ılık veya serin bir duş mu?

Kişiden kişiye göre değişir. Soğuk bir duş daha ferahlatıcıymış gibi gelebilir fakat benim önerim suyun en azından ılık olması. Derste cildiniz ısınıyor fakat çekirdek ısınız 36.5 derecede kalacaktır, bu nedenle soğuk duş gerekli değil.

Kadınların adet dönemlerinde Bikram yoga yapmalarında herhangi bir sakınca var mı?

Üzerinde tartışılan bir konu bu ve pek çok kadın bu konuda endişe duyuyor. Bikram yoga adet dönemindeki semptomları hafifleten bir takım postürler içeriyor. En önemlisi bedenini dinlemen ve en ufak bir keskin acı hissetmen durumunda, o postürü bırakıp oturmak en doğrusu.

Bir metodolojiden bekleneceği üzere Bikram yoga ders sırasında konuşmamak, ders bitmeden odadan çıkmamak gibi kurallara uyma ve disiplin gerektiriyor. Bununla beraber, özellikle yeni başlayanların derste baş dönmesi veya bulantı gibi şeyler hissetmeleri doğalmış. Normal’ diyebileceğimiz baş dönmesi ve bulantıyı, dersten çıkmamızı gerektirecek tarzda ciddi bir şeyden nasıl ayırabiliriz?

Evet, odada her gün pek çok farklı fiziksel tepkilerle karşılaşabiliyoruz. Baş dönmesi ve bulantı genelde ya toksinlerin bedenden atılma süreciyle alakalı oluyor ya da bir postürün kişinin bedeninde bir tetiklenmeye işaret ediyor. Bu normal bir durum. Bikram Yoga eğitmenleri olarak aradaki farkı bilmeye ve duruma göre hareket etmek üzere eğitiliyoruz. Bu nedenle öğrencinin sakin olup eğitmeni dinlemesi çok önemli. Bizler yardımcı olmak için buradayız; hayatınızı dersten önce, ders esnasında ve sonrasında değiştirmenize yardımcı olmak için.

Eklemek istediğin bir şeyler var mı?

Genelde yeni katılımcıların Bikram yoganın kendilerine uygun olup olmadığını anlamaları için 5 derse girmelerini istiyorum. Her ikinizin de fark ettiği gibi ilk ders çok zorlayıcı olabilir ve Bikram sistemi herkes için en uygunu olmayabilir. Fakat bu deneyim hakkında net bir fikir sahibi olmak ve devam edip etmemeye karar vermek için en doğrusu 5 dersi tamamlamak.

Dersimiz bittiğinde, Eda ile daha tek kelime etmeden hem fikirdik: Bikram Yoga kesinlikle bize göre 🙂

Dünya hızla değişiyor ve bana öyle geliyor ki varlığımızı oluşturan beden, zihin ve elle tutulamayan diğer kısımlarını birleştiren, zorlayan ve dayanıklılığını arttıran bu tip “kontrollü challenge”lara kendimizi açmazsak, hayatta karşılaşacağımız kontrolsüz durumlarda ayakta kalma olasılığımız azalıyor. Bu nedenle izninizle tekrar şıp şıp terlemeye gidiyorum 🙂

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale