X

Kilo verme sürecinizi hızlandıracak 3 yöntem

Bu yazıyı okuyorsanız, hayatınız boyunca en az bir kere diyet yapmayı denediğinizi tahmin ediyorum. Kilo vermenin ne kadar sıkıcı ve sıkıntılı bir süreç olduğunu çok iyi bilen ve yaşayan biri olarak neler hissettiğinizi anlıyorum. Bundan 7 yıl önce 30 kilo vermiş ve yedi yıldır kilosunu koruyan bir insan olarak bu yazımda sizinle kilo verme sürecimde başarıya ulaşmamda bana yardımcı olan 3 yöntemi paylaşacağım. Ayrıca bu 3 yöntem, kilo koruma sürecinde de size çok yardımcı olabilir.

Kilo verme sürecindeki en büyük etken ve sürecin %70’ini kapsayan konu, “motivasyon”dur. Maddi ve manevi büyük emek verdiğiniz zayıflama sürecinde tartının üzerinde emeklerinizin karşılığını görmek istemekte çok haklısınız. Zaman zaman (nedenleri araştırılması gereken) kilo direnciyle karşılaştığınızda, duygusal dayanıklılığınızın azaldığı zamanlarda, iradenizi kontrol edemediğiniz anlarda kilo vermeye devam etmenizi sağlayacak bu 3 yöntemi gün içinde istediğiniz kadar uygulayabilirsiniz.

1. Duygularınızı hissedin.

Hayatın her alanında düşüncelerimizi oluşturan tek bir şey vardır; duygularımız. Önce duygu ortaya çıkar, ardından düşünce ve ardından davranış. Davranışlarınızda yaşadığınız memnuniyetsizlikler varsa öncelikle duygularınıza bakmalı ve onlarla tanışmalısınız!

  • Sevdiğiniz yiyeceklere karşı nasıl duygular besliyorsunuz?
  • Size ne hissettiriyorlar?
  • Ani açlık krizlerinde, aşermelerde nasıl bir duygu halinde oluyorsunuz?
  • Bu duyguyu nasıl tanımlarsınız?
  • Neye benziyor?
  • Vücudunuzun hangi bölgesinde bu duyguyu hissediyorsunuz?
  • Hangi yiyeceği tüketirken, hangi duyguları hissediyorsunuz?

Tüm bu sorular kendi duygularınızı keşfetmenizi ve yiyeceklerle aranızdaki duygusal ilişkinin nasıl olduğunu ortaya koyacak. Çıkan sonuçlara bakınca, bakalım siz bu ilişkiden memnun kalacak mısınız! Kendinizi tanımadan, duygularınızı bilmeden maalesef ki kalıcı zayıflama ve kilo koruma sürecinde başarılı olmanız pek de mümkün değil. Bugün, bilimsel araştırmalarda çok açık bir şekilde görülüyor ki duygusal dayanıklılığınız güçlü değilse yapacağınız diyetlerde başarısız olma veya birkaç ay sonra kilolarınızı fazlasıyla geri alma ihtimaliniz çok yüksek. İşte bu sorunla karşılaşmamak için öncelikle besinlerle olan duygusal ilişkinize bakmalı, tükettiğiniz yiyeceklerin size neler hissettirdiğinin farkında olarak beslenmelisiniz.

2. Düşüncelerinizi fark edin.

Madem duygular düşünceleri doğuruyor, öyleyse duyguların vekili olan düşünceleriniz size neler söylüyor?

  • O tatlıyı yemelisin!
  • Harika görünüyor!
  • Bir tabak daha yesem ne olacak ki, bugün zaten diyetimi bozdum…
  • Bunu da yiyeyim, bu son dilim vallahi!
  • Bugün de yiyeyim, yarın diyete başlayacağım, söz!

Ah, o kafa sesimiz hiç susmaz ve bizi sürekli manipüle ederek gün içerisinde nereye gitsek bizimle oraya gelir. “O tatlıyı yemelisin!” emri, gerçekten aç olduğunuzdan mı, o an vücudunuzun enerjiye ihtiyacı olduğundan mı, yoksa zihninizin defalarca tekrar eden yeme alışkanlığının sonucundaki şımarıklığından dolayı mı? Elbette bu şımarık zihni tatmin etmek mümkün değil çünkü her defasında daha fazlasını istemek için size emirler verip duracaktır. Bunun gibi bir sorunlarla karşılaşmamak için zihininizin size verdiği emirleri duyun, ancak onu dinlemeyin. “Ne söylediğinin farkındayım, ancak istediğin şeyi sana artık vermeyeceğim çünkü istediğin şeyler bize zarar veriyor” demeyi deneyin. Kendinizle yapacağınız bu monolog hem düşüncelerinizle kavga etmemenizi hem de ona boyun eğmemenizi sağlayacak. Düşüncelerinizi fark edin. Onlara hemen itaat etmeyin.

3. Davranışlarınızı gözlemleyin.

“Duygular düşünceleri, düşünceler davranışları doğurur” dedik. Öyleyse kilo verme sürecinde sizi tetikleyen en temel konu duygular ise bu duyguların eylem aşaması da davranışlar oluyor. Duygularınız davranışlara döküldüğü anda, geçmiş olsun! Davranışlarınızı kontrol etmek istiyorsanız, işe kendinizi gözlemleyerek başlayabilirsiniz.

  • Yemek yerken nasıl görünüyorum? (Kendinizi videoya çekebilir veya bir arkadaşınızdan sizi yemek yerken videoya çekmesini isteyebilirsiniz. Aynanın karşısına geçip kendinizi izleyerek yemek yiyebilirsiniz.)
  • Yemek yeme hızınız ne durumda?
  • Yemek yerken başka bir şeyle ilgileniyor musunuz?
  • Yemeklerin kokusunun, renklerinin, dokusunun, tadının farkında olarak mı tüketiyorsunuz?
  • Yemekten kısa bir süre sonra tekrar başka şeyler yeme istediğiniz oluyor mu?

Örneğin, sabah kahvaltınızda duygularınızı hissedin, öğle yemeğinizde düşüncelerinizi fark edin, akşam yemeğinizde davranışlarınızı gözlemleyin. Bunu her gün, her öğün yapmanız gerekmiyor. Sadece deneyin ve daha önce kendi içinizde deneyimlemediğiniz bir keşfe çıkın. Sonuçları sizi şaşırtacaktır! Bazen yapmanız zor, bazen kolay olacak ancak vazgeçmeyin. İnsülin direncinin tetiklediği, kontrol edemediğiniz beslenme bozukluklarınız var ise tıbbi tedavi desteği almanız gerekebilir. Tıbbi tedavi sürecindeyken de bu 3 yöntemi uygulayabilirsiniz. Hatta bu, tıbbi tedavi sürecinizin başarılı olmasına da destek sağlayabilir.

Bu 3 yöntem sizin gün içinde saniyelerinizi alacak kadar kısa, ancak kilo verme sürecinizi hızlandıracak kadar etkili uygulamalardır. Bu yöntemler sizin farkındalıkla beslenmenizi, daha çabuk doymanızı, aşermelerin, iştah kontrolsüzlüklerinin azalmasını, duygusal beslenme bozukluklarının iyileşmeye başlamasını sağlayabilir. Özellikle duygusal dayanıklılığınızın azaldığını hissettiğiniz zamanlarda, iradenizi kontrol edemediğiniz anlarda bu 3 yöntemi muhakkak deneyin.

Şifayla ve sevgiyle kalın…

Görkem Bakkaloğlu: Yüksek lisans eğitimi İnsan Kaynakları Yönetimi olup, 10 yıllık kurumsal iş hayatında uluslararası şirketlerde eğitim ve gelişim, strateji ve performans yönetimi, yetenek ve kariyer yönetimi konularında uzmanlaşarak, takımlara liderlik etti. Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun Yetkilendirilmiş Koç Eğitim Programı mezunu profesyonel koçtur. 1000 saati aşkın koçluk seansı tecrübesi vardır. Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki ilk eğitimlerini tasarlayan eğitmenlerindendir. Türkiye’de sağlık ve futbol sektöründe motivasyon ve performans koçluğunu başlatan ve sistemler kuran ilk profesyonel koçtur. Motivasyon, performans ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam temelli eğitim ve koçluk programları ile insanların hayatlarını dönüştürmelerine yardımcı olmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale