Kendinizi tüketmeden dünyayı kurtarmanın yolları
Dünya bizi kaçınılmaz olarak hayal kırıklığına uğratır. En trajik durumların pek çoğunda -çocuklukta- mükemmel bir dünya hayalimiz vardır ancak bunun hakkında pek konuşmayız. Fakat yetişkinliğe doğru geçiş yaparken işlenilen kötü eylemleri de görmeye başlarız.
Bu hayal kırıklıkları bizi rahatsız eder ve “Bu neden oluyor?” diye sormaya başlarız. Bu soru bir tepkiyi hak eder: “Biri bu konuda bir şey yapmalı!” Bu “biri”nin pek belirsiz bir tanım olmasından dolayı bir görev hissi bize dünyada olan yanlışları düzeltmek için vakit, nakit ve bazen bir kariyere mal olur. Ve başkalarına yardımcı olmak için yapılan bu eylemler, sonuçta bize de fayda sağlayabilir.
Yapılan bir araştırmaya göre altruizm, yani başkalarına yardımcı olmak için yaşamak, öznel iyilik hissinde artış sağlıyor. Bu nedenle kamu hizmetlerinde çalışan insanların kariyerlerinde özel sektörlerde çalışanlara göre daha fazla tatmin elde ettikleri belirtiliyor. Ancak yardımcı olacak çok fazla insan ve bunla birlikte yetersiz zaman, para gibi unsurlar ile bunun yanlış olduğunu düşünen insanlar ise bu tatminin azalmasına sebep oluyor.
Fakat elbette her şey bu kadar siyah ve beyaz değil. Genelde kendimizi tükenmiş hissediyoruz çünkü kendimize yeterince vakit ayırmıyoruz. Pek çok araştırmada çalışanların tatil günlerinin azlığı ve kişilerin kendilerine boş zaman yaratmamaları üzerine çalışmalar mevcut. Genelde daha fazla tatil yapılmasının sorunu çözeceği düşünülüyor. Ancak yetişkinlikte artık daha az arkadaşımız var ve kişiliğimiz de çoğunlukla işimizle bütünleşmiş durumda. Bize verilecek fazladan bir zaman olsa, bu zamanda yapacak bir şey bulamayabiliriz veya birlikte yapacak bir insan bile ortada olmayabilir. Bu nedenle sosyal medyada pek çok ilgi alanı grubu var.
Tükenmişlik kelimesi sadece tatil ihtiyacı anlamına gelmiyor. Araştırmacılar kötü çalışma ortamını da tükenmişliği tanımlarken kullanıyorlar. Düşük moral, çalışanların sürekli değişmesi gibi şeyler de duygusal ve fiziksel tükenmişliğe katkı sağlayabiliyorlar. Ayrıca müşterileri küçük görmek ve kişisel başarı hissinin azalması da diğer faktörler arasında. Tatil yardımcı olabilir ancak kaynaklar müsaitse işinizde yardımcı olacak insanları almak da önemli.
Tek sorun fazla çalışma değilse, kişinin daha zorlayıcı veya anlamlı bir iş bulması gerekiyor da olabilir. Bu yeni bir pozisyon anlamına gelebilir. Hatta yeni bir şirkette yeni bir iş de olabilir.
Bunların hiçbiri de olmayabilir. Tükenmişlik genelde sekonder travmatik stres ile alakalıdır ve bu iş ortamından değil işin kendisinden köken alır. Bu sekonder travmatik streste anksiyete, anksiyeteden kaçınmak gibi travma sonrası stres bozukluğu belirtileri görülür ancak başkalarının travmalarına karşı empatik bir gelişim gösterilmez.
Birisinde sekonder travmatik stres olup olmadığının en büyük işareti başkalarının travmaları ile temasa geçme sıklığı ve oranıdır. Bu durumda bir şirket çalışanlarının departmanlar arasında rotasyonunu sağlayarak bir destek sağlayabilir.
Kişisel yaşamda bir travmaya maruz kalmış olmak da sekonder travmatik stresin öncüllerinden birisidir. Özellikle kamu işleri yapan pek çok insan kişisel geçmişinde böyle şeyler bulur çünkü kendileri ile aynı süreçlerden geçen insanlara yardımcı olmaya çalışırlar. Bazı organizasyonlar bu işi yapmak için özellikle bu tür insanlar ararlar. Bu dinamiğin pek değişme ihtimali yok ve bu nedenle hem bireyler hem de organizasyonlar bu tür hayır işlerinde çalışanlar için destekleyici bir ortam oluşturmak zorundalar.
Bu belirtiler hiç ortaya çıkmayabilir veya çok nadiren ortaya çıkabilir. Yetişkinlerin sadece yüzde beşinde travma sonrası stres bozukluğu görülür. Bu nedenle sekonder travmatik stresin de bu oranlardan daha yüksek oranda görülmesi pek beklenmez. Peki toplum hizmeti görevlerinde çalışanlara rahatsızlık verebilecek başka neler var?
Tahmin edebildiniz mi? Bu şey gerçekliktir.
Bir sorunla ilk defa karşılaştığımızda çözüm kolay görünür. Ancak sorun üzerinde uzun zamandır çalışanların ne yaptıkları konusunda bir fikirleri yok gibidir. Bizim dediğimizi yapsalardı, sorun birkaç gün içinde çözülürdü. Örneğin bir finans eğitimi aldığınızı düşünelim. Bileşik faizin hesaplamasının çok kolay olduğunu öğrendiniz ve bunu arkadaşlarınıza anlattığınızda muhteşem olduğunu düşündüler ve böyle hesaplayacaklarını söylediler. Fakat sonrasında söylediklerinizi anında unutmuş gibi olurlar ve siz de onları ikna etmek için daha fazlasını öğrenmeye çalışır durursunuz.
Bu noktada hesabı kitabı bir kenara bırakabilir veya öğrendiklerinizi kendinize saklayabilirsiniz çünkü kimse dinlememiş gibidir. Ancak şanslıysanız 10 sene sonra birisi sizi arayarak bilgi için teşekkür edebilir. Dikkat etmediklerini düşünmüş olabilirsiniz ancak sizi dinlemeleri hayatlarının bir noktasında onlara fayda sağlayabilir.
Eğer bunu bilirseniz, yani istediğiniz herkese yardım edemeyeceğinizin ancak beklenmedik kişilere yardımcı olmuş olacağınızın farkına varırsanız, motivasyonunuzu sağlayacak ateşi yanık tutabilir ve tükenmişlikten kaçınabilirsiniz.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: Kendimizi iyileştirerek dünyayı iyileştirebilir miyiz?