X

Kendinizi sabote etmenize neden olan sınırlayıcı inançlardan nasıl kurtulursunuz?

Bir şeyi aslında yapabilecekken kendinizi geride tuttuğunuz oldu mu hiç? Başarabilecek kapasitede olmanıza rağmen bir türlü emin olamadığınız için yaşadığınız endişe, sizi yolunuzda ilerlemekten alıkoydu mu? Cevabınız evetse, kendinizi sabote ediyor olabilirsiniz. Belki çocukluktan beri taşıdığınız çözülmemiş travmalarınız, belki öğrenilmiş çaresizlik, çevre baskısı veya kalıplanmış bazı yargılarınız zihninizde sınırlayıcı inançlar geliştirmenize neden oluyor olabilir. Sınırlayıcı inançlar, doğru olduğuna inandığımız, bizi kendimizi geliştirmekten, hayatta ilerlememizden alıkoyan, kişisel ve profesyonel hayatımızı olumsuz etkileyen düşüncelerdir ve kendi önümüze engeller koymamıza sebep olurlar.

Ünlü yazar Mark Manson kendimizi geri planda tutmamıza neden olan sınırlayıcı inançların, 3 çeşidinin olduğuna dikkat çekiyor: Kendimizle ilgili, dünya ile ilgili ve yaşam ile ilgili sınırlayıcı inançlar. Yaş, kişilik özellikleri ve yaşadığımız duyguların kendimizle ilgili sınırlayıcı inançlara örnek oluşturduğunun altını çiziyor. İlerleyen yaşımıza takılıp yapabileceklerimizden vazgeçtiğimizi, olumsuz duygular yaşarken yeniliklere cesaret edemediğimizi veya çekingenlik, utangaçlık, fiziksel görünüşümüze olan takıntımızın gibi sebeplerle kapasitemizi kullanmaktan kaçındığımızı söylüyor. Onaylanmama korkusu, ön yargı ve özel olma isteğinin ise dünyaya karşı sahip olduğumuz sınırlayıcı inançlar olduğunu belirtiyor. Ünlü yazar bu durumu açıklamak için “Ben bir kadınım ve insanlar kadınların fikirlerini dinlemezler…” diyerek iş toplantılarında kadınların sessiz kaldığı örneğini veriyor. Yaşam ile ilgili olan sınırlayıcı inançların temelinde ise zaman kavramı yattığını vurguluyor ve insanlar arasındaki en yaygın “bahane“lerden bir tanesi olduğunu vurguluyor. “Zamanım yok, çok meşgulum, bu saatten sonra olmaz, o gemi kaçtı artık…” gibi söylemlerin harekete geçmemizi engelleyen sınırlayıcı inançlarımızdan olduğunu bizlere hatırlatıyor.

Bu konuda, The Biology of Belief kitabının yazarı Dr. Bruce Lipton da çocukluktan itibaren maruz kaldığımız her olayın veya söylemin bu tür sınırlayıcı inançlar geliştirmemizde etkili olduğunun altını çiziyor. Örneğin, sevgi dolu bir çocukluk geçiren kimseler, sevildiklerine, istendiklerine dair olumlu inançlar inşa ederken; sevgiden yoksun bir ortamda büyütülmüş kişilerin istenmediklerine inandıklarını söylüyor. Benzer bir şekilde başarıları takdir edilerek ve desteklenerek büyütülmüş çocuklar ileride kendilerinden daha umutlu olurken; “Yapamazsın.” söylemini sıkça duyan kişilerin yetişkinlik dönemlerinde de yapamayacaklarına inanarak sınırlayıcı inançlar geliştirdiklerini anlatıyor.

Çocukluğumuza dönüp çevremizde olan biten her şeyi değiştirme gücümüz olsaydı keşke; hemen gidip “yapamazsın”ları “yapabilirsin”lere dönüştürürdük. Geçmişe gitmek imkansız ama bugün yapabileceğimiz çok şey var. Gelin çoğumuzun sahip olduğu en yaygın sınırlayıcı inançlara ve onlardan kurtulmak için neler yapabileceğimize birlikte bakalım.

En yaygın sınırlayıcı inançlar

1. “Zamanım yok”

Gerçekten yok mu? Sürekli “Zamanım yok.” diye tekrarladıkça, bu sözü dilimize pelesenk ettikçe inanmaya ve kabullenmeye başlıyoruz. Sonra da karşımıza çıkan her durumdan zamanım yok diyerek kaçıyoruz. Belki hayatımızın fırsatıydı o zamanım yok diye ötelediğimiz şey, belki de bizi o hep olmak istediğimiz yere taşıyacaktı? Daha baştan kaçırdık.

Zamanı, “size karşı” değil “sizin için” çalışan bir araç olarak gördüğünüzde aranızdaki problemi halletmek için başarılı bir atmış olacaksınız. Zamanınızı yönetmeyi bilirseniz işlerinizi, yapmak istediklerinizi, yeni deneyimlerinizi rahatça hayatınıza sığdırabilir ve sizi kısıtlayan “Zamanım yok.” inancından da kurtulabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: En temel ilkeleriyle 6 adımda “zaman yönetimi”

2. “Yapamam”

“Yapamam çünkü… Onlar kadar iyi değilim, yeterince iyi değilim, çok yeteneksizim, daha önce başarısız oldum…” Daha denemeden “yapamam” demek, kolay ve hızlı bir kaçış mı yoksa sizin için? Söylemlerimiz, davranışlarımızı, hissettiklerimizi, yaşadıklarımızı çeşitli şekillerde etkiliyor. Tıpkı “Zamanım yok.” dedikçe zaman sıkıntısı yaşadığınıza kendinizi inandırabildiğiniz gibi, “Yapamam.” dedikçe de yapamayacağınıza inanacaksınız. Onun yerine “Şu anda yapabilecek durumda değilim, daha sonra yapabilirim” diyebilirsiniz veya kendinize bir şans verip hemen denemeye başlayabilirsiniz. Siz kendinize inandıktan sonra gerçekten yapamayacağınız ne olabilir ki?

3. “Yargılanırım”

Çoğu zaman başkaları ne der, ne düşünür, nasıl karşılar diye endişe etmekten kendimizi geri planda tutuyor ve aksiyon alamıyoruz. Başkalarının ne düşündüğünü kontrol edemeyeceğimiz gibi onların “olası” düşüncelerinin hayatımızı şekillendirmesine de izin vermemeliyiz. Kaldı ki, siz böyle düşünüyorsanız onlar da kendileri için sizin ne diyeceğinizi düşüneceğinden belki de ne yaptığınız umurlarında bile olmayacak. O yüzden ortada olmayan bir sebep için kendinize sınırlar koymayın.

4. “Bu yaştan sonra olmaz”

Yargılanma endişesini de temelinde barındıran “Bu yaştan sonra insanlar ne der?” düşüncesi, hala isteğiniz, beceriniz veya enerjiniz varken o şeyi “yapmamanıza” sebep oluyor. Sizin başlamak için çok yaşlı olduğunuzu düşündüğünüz bir iş için başkası da çok genç olduğunu düşünüyor olabilir. Öyleyse, doğrusu hangisi? Cevap, hiçbiri. Yaş, size engel değil, fırsattır. Bu yaştan sonra olmaz dediğiniz her şey, sadece kafanızda kendi kendinize yarattığınız bariyerlerden ibaret.

5. “Hiç yetenekli değilim”

Neye göre, kime göre? Evet, kimi insanlar bazı alanlarda daha “yetenekli” olabilir ama unutmayın yetenek tek başına başarı için yeterli olmadığı gibi, çalışmadan geliştirilebilecek bir beceri de yoktur. Bugün tüm dünyanın tanıdığı, yeteneğine hayran olduğu Mozart, sadece yetenekli olduğu için mi başarılı oldu? Hayır. Günde sadece 5 saat uyuyarak ve geri kalan tüm zamanını çalışarak, pratik yaparak, yeni besteler çıkararak geçirdiği için başarılı oldu. Belki her konuda yetenekli olmayabilirsiniz ama üzerinde çalışarak dilediğiniz becerinizi geliştirebilirsiniz. Siz inanmamanıza rağmen çevrenizde size yeteneksiz olduğunuzu söyleyen kişiler varsa da bilin ki onlar sadece başaracağınızdan en çok korkanlardır.

 

Bunlar ve bunlar gibi birçok sınırlayıcı inanç, sadece düşüncelerinizde kalmaz davranışlarınızı da etkiler. Örneğin, her şeyin mükemmel olması gerektiğini düşünüyorsanız risk almaktan kaçınırsınız; değersiz olduğunuza inanırsanız, sürekli kendinizi defans halinde bulursunuz; söylediklerimi kimse dinlemiyor derseniz, konuşmaktan vazgeçersiniz. Kendinizi hep geri planda tutmaya alıştırır ve fırsatları, güzellikleri kaçırırsınız; kendi başarılarınıza engel olursunuz.

Sınırlayıcı inançlardan kurtulmanın yolları

1. Kaynağını bulun

Sınırlayıcı inançlardan kurtulmanın en önemli adımı onları bulup kaynaklarına inmek. Düşünün, sizi engelleyen, yapabileceklerinize sınırlar koyan düşünceleriniz neler, bunlar sizi, yaşamınızı nasıl etkiliyor, ne zaman oluşmuş bu inanç, nereden besleniyor, hepsini yazın. Çocukluğunuzdan beri tutunduğunuz bir inanç mı yoksa geçmiş deneyimleriniz mi size sürekli bu inancı aşılıyor, kaynağını bulduğunuzda çözümü de belirecektir.

2. Kanıt arayın

Neden sıkı sıkı tutunuyorsunuz o inanca? Ona inanmanız gereken somut bir deliliniz var mı? Mesela, “Yapamam.” söyleminizi neye dayandırıyorsunuz? Daha denemediniz bile, bilemezsiniz ki. Sizi geri planda tutan, başarılarınızın önünde engel oluşturan ve size hizmet etmeyen sınırlayıcı inançlarınız için bir kanıt bulamıyorsanız artık onların zincirlerinden kurtulmanızın vakti gelmiştir.

3. En kötü senaryoyu düşünün

“En kötü ne olabilir ki?” sorusunu kendinize sorun. Örneğin, denediniz ve başarısız oldunuz, kaybedecek neyiniz var; insanlar hakkınızda kötü mü düşünecek, sizden nefret mi edecek, egonuz mu sarsılacak… Ne olacak? En kötü durumları düşünür ve bunlara kendi içinizde cevap verebilirseniz, üstesinden gelebileceğiniz bir durum için risk alabileceğinizi fark edeceksiniz. Sınırlayıcı inançlarınıza meydan okuyun, onların size ele geçirmesine izin vermek yerine onları alt üst edin ve siz galip gelin.

4. “Sınırlı”ların yerine olumlu inançları koyun

Sınırlayıcı inançlarınızı birden ortadan kaldıramıyorsanız onları dönüştürmeyi deneyin. Olumsuzların yerine olumlu ve daha etkili inançlar yerleştirin. Örneğin, “Daha önce başarısız oldum.” yerine “Deneyimim var, bu kez daha iyi yapabilirim.” inancını getirin. “Hiç yöneticilik tecrübem yok, o yüzden yapamam.” demeyin; “Yöneticilik yapmadım ama kalabalık ekiplerle çalıştım. Üstesinden gelebilirim.” deyin. Deneyin, göreceksiniz söylemleriniz değiştikçe inançlarınız, inançlarınız değiştikçe yaşadıklarınız değişecek.

5. Olumlamalardan faydalanın

Birçok konuda araştırma yaparken karşımıza çıkan “olumlamalar”ı sınırlayıcı inançlarımızdan kurtulmak için de kullanabiliriz. Bir şeyi tekrar tekrar söylediğimizde beynimizdeki retiküler aktivasyon sistemine mesaj gider ve ona inanır, ona göre yaşamamızı şekillendiririz. Olumlamaları hayatınıza kattığınızda sınırlayıcı düşüncelerinizi terk etmeye başladığınızı fark edeceksiniz. İşinize yarayacak birkaç olumlama örneğine göz atmak isterseniz:

  • Para beni kolayca bulur.
  • Sevgiyle çevriliyim.
  • Çok şanslıyım.
  • Mutluluk benim doğal varoluş halim.
  • Her şey benim faydam için çalışıyor.

İlginizi çekebilir: Değerinin farkına var, kendini sabote etmekten vazgeç

Kaynak: charukstudios, lifehack

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale