X

Kendinizi geliştirmek istediğiniz alanda veriminizi artıracak öneriler

Gelişim, bazılarımız için özel ilgi alanı. Bazılarımız için dönemsel bir zorunluluk. Kimimiz için çok anlam ifade etmeyen bir kavram da olabilir. Aslında, eğer yerinde saymaya ilişkin çok becerikli bir direnişimiz yoksa, herhangi bir çabamız olmadığında dahi, zaman ve dış etkenlerin değişimi sebebiyle zaten gelişim içinde oluyoruz. Eğer siz de “kendiliğinden” olan bu tarzdan çok, bilinçli çaba ve özel bir ilgiyle herhangi bir konuda kendinizi geliştirmek peşindeyseniz, bahsedeceklerim ilginizi çekebilir.

Yöntem olarak da kendi kendinize çalışıyor olabilirsiniz, örneğin konuyla ilgili videolar izlemek, yazılar takip etmek ya da bir kitap okumak gibi. Koçluk ya da mentorluk alarak çalışıyor olabilirsiniz. Bu durumda sizinle birebir ilgilenen bir uzmanın desteğini kullanırsınız. Başka katılımcılarla birlikte interaktif bir eğitim alıyor, atölye çalışmasına katılıyor da olabilirsiniz.

Amacınız ister araç kullanmak, yazılım dili ya da muhasebe gibi “teknik” bir konuda, ister zaman yönetimi, iletişim becerileri ya da öz motivasyon gibi davranışsal bir konuda gelişim olsun, aşağıdaki unsurlara dikkat ederek bu gelişimi verimli kılmak mümkün.

Uygulama

“Bilmek yetmez, uygulamak lazım. İstemek yetmez, yapmak lazım.” diyen Goethe’ye itiraz geleceğini sanmıyorum. Uygulamanın gelişimin en önemli parçası olduğunu söylemek için bu kadar ünlü bir isim olmaya da gerek yok, tabi. Ancak bazı olgular o kadar çok herkesçe kabul görüyor ki, var oldukları düşünülerek eksiklikleri gözden kaçabilir. Geliştirmek istediğiniz beceri hakkında bir eğitim alıyorsanız, uygulama içermeyen bir eğitimi tercih etmemek gerekir. (Eğitim, tanım itibariyle uygulamasız olamasa da, adında “eğitim” geçen bazı örneklerde eksik olabiliyor.)

Kendi kendinize çalışıyorsanız zaten uygulama yapacağınızı varsayabiliriz. Odaklandığınız konu biraz daha öz farkındalık ile ilgili ve davranışsal bir beceri ise, sadece ilgili kitabı okuyarak üzerine düşünmek, ya da bir video izleyip, bir seminer dinleyip konuyu anladığını düşünmek de mümkün. Bu durumlarda kendinize uygulama fırsatları yaratmaya öncelik vermek iyi olacaktır. Eğer kendinizi ertelemeye yatkın görüyorsanız, okumak, izlemek, düşünmekle yetinmemeniz, uygulamalara mecbur kalmak için atölye çalışması, eğitim gibi interaktif, ödevli-projeli modelleri tercih etmeniz faydanıza olabilir. Uygulama adımlarını gelişime dahil etmek için bir koçla da çalışabilirsiniz.

Öz değerlendirme

Uygulamalarınızdan hemen sonra değerlendirme yapmak için zaman ayırmak, etkin gelişimin olmazsa olmaz parçasıdır. Sizce nasıl gitti? Neler fark ettiniz? Neleri olması gerektiği gibi yapabildiğinizi, nelerin eksik kaldığını düşünüyorsunuz? Bir sonraki uygulamada neyi farklı yapacaksınız? Bu gelişim alanınızla ilgili veya uygulama sırasında duygu durumunuz nasıldı? Sizi konsantre olmaktan ya da en iyi çabanızı vermekten alıkoyan bir inanış ya da duygunuz var mı? Bunun için ne yapabilirsiniz? Tüm bunlardan ne öğrendiniz? Konuyla ilgili öğrenimler de, farklı konuları işaret eden öğrenimler de değerlidir. Bunları zihinsel olarak zaten yapıyor da olabilirsiniz ancak yazarak yapacağınız bir değerlendirme çok daha kalıcı ve hızlı sonuçlar sağlayacaktır.

Süpervizyon ve geri bildirim alma ve verme

Eğer mentorluk alıyorsanız ya da bir eğitim/atölye çalışması içindeyseniz, uygulamaların ardından performansınızla ilgili geri bildirim almanız sürecin bir parçasıdır. (Geri bildirim konusuyla ilgili daha kapsamlı bir yazımı buradan okuyabilirsiniz.) Ancak kitap okuyarak veya pasif şekilde bir içeriği takip ederek çalışıyorsanız kendi kendinizi değerlendirmekten başka şansınız olmayabilir. Siz bir adım ileri gidin. Performansınızı, denemelerinizi izleyecek ve geri bildirim verecek birini kendiniz bulun.

Ayrıca, sadece eksikliklerin nerelerde olduğunu veya tavsiyelerini değil, neleri iyi yaptığınızı da söylemesini isteyin. Burada bitmedi! Gelişiminize boyut katarak zenginleştirecek bir diğer şey de, sizin aynı alanda gelişim sürecinde olan birilerine süpervizyon yapmanız ve geri bildirim vermenizdir. Yine, eğer bir eğitime katılıyorsanız, eğitimin tasarımında bunun olmasına dikkat edin. Eğer böyle bir imkan yoksa veya gelişim yolculuğunda yalnızsanız, sizinle benzer gelişim alanında çalışan kişileri bulup bir çalışma grubu oluşturabilir, karşılıklı süpervizyon ve geri bildirim alma ve verme imkanı yaratabilirsiniz. (Böyle bir grubun iyi işlemesi için önemli noktalara buradan göz atabilirsiniz.)

Başka insanların tecrübeleri

Beceri gelişimini bir eğitim ortamında çalışmanın bir diğer faydası, eğitimin size grup çalışmalarında diğer tecrübelerden faydalanma imkanı sunacak olmasıdır. Kendi deneyiminizi ve değerlendirmenizi yapmak, başkalarından geri bildirim almak, eğitmen/mentor/süpervizörden geribildirim almak yanında, benzeri deneyimi yaşayan diğerlerinin yaşadıklarını dinlemek ve gözlemek de konuyu daha kapsamlı ele alarak performansını artıracaktır. Yine, eğer yalnızsanız, yukarıda bahsettiğim gibi bir çalışma grubu bu konuda da işe yarar.

Soru sorma

Odak konunuz hakkında zaman zaman kafanızda sorular oluşabilir. Oluşmuyorsa da sırf soru üretmek için biraz düşünmek iyidir. Eğitim gibi toplu bir ortamdaysanız eğitmene, mentorla çalışıyorsanız mentorunuza ya da çalışma grubunuza aklınıza gelen soruları sormak için alan açın. Tek başına çalışanlar ise sorularını oluşturup cevaplarını internette araştırabilir veya konunun uzmanı olan birilerine ulaşarak sorabilir.

Soru cevaplama

Bir beceriyi geliştirirken, bu gelişime katkıda olacak şeylerden biri de bize sorular sorulmasıdır. Bu şekilde neleri öğrenip, neleri açık bıraktığımızı fark ederiz. Ayrıca isabetli bazı sorular, düşünmemizi sağlayarak daha anlamlı ilerlememizi sağlar. Bazen de kat ettiğimiz yolu göstermek ve neyi nasıl başardığımızı fark etmek için faydalı olur. Yine, eğitim/atölye çalışması gibi ortamlarda eğitmenden sorular gelecektir. Koçluk alıyorsanız çatı zaten anlamlı sorular üzerine kuruludur, bolca faydalanırsınız. Mentorluk alıyorsanız, mentorunuzun yaklaşımına göre sorular gelebilir ancak soru sormadan ilerleyen bir mentor ise, size düşündürücü sorular sormasını isteyebilirsiniz. Çalışma grubunuzu oluşturduysanız da, karşılıklı birbirinize soru sormaya ayrıca bir zaman ayırmayı planlayın derim.

Başkalarının sorularını ve cevaplarını duyma

Bu, kendi gelişiminizin bir seviye ötesine ve dışına çıkarak, o alana bütünsel bakmayı sağlayan bir durumdur. Benzeri gelişim çabası içinde olan ancak becerileri, alışkanlıkları, geçmişleri, amaçları sizden farklı olan insanların sordukları sorular, konu hakkında anlamak istedikleri, ya da kendi yaptıkları yorumlar ve verdikleri cevaplar, ortak konunuzun farklı boyutlarını görmenizi sağlar. Konuyu sizin açınızla sınırlı olmaktan çıkarır. Bunun da, farklı durumlarda farklı açılardan bakabilmenizi destekleyeceği ve size esneklik kazandıracağı kesin. Bu bahsettiğimin her zaman herkese cazip gelmeyeceğini tahmin ediyorum. Biraz daha meraklı kişileri daha çok ilgilendireceği kesin.

Motivasyon

Bir gelişim alanında çalışmanın ve ilerlemenin en belirleyici boyutlarından biri elbette motivasyon. Konu hakkındaki sahici isteğimiz, motivasyonu sorun olmaktan çıkarabilir. Söz gelimi, iş yerinde elde etmek istediğimiz bir pozisyon için belli bir yetkinliği sergilememiz gerekiyorsa, bunun “nasıl”ını otomatikman düşünmeye başlarız ve gelişim çabamızda da rahatlıkla konsantre olur, daha istekle çalışırız. Bazen belli zorunluluklar kapımıza dayanmışsa, yine bizi yeterince ikna etmiştir ve yine istekle bu işe sarılırız.

Örneğin, eşimiz veya çocuğumuzla ilişkimiz giderek günlük hayatımızda başka zorluklara yol açıyorsa, iletişimi ve ilişkiyi ideal şekline getirmek için kolları sıvayabiliriz. Ancak bazen, herhangi bir “gereklilik” sınıfına koymadığımız gelişim alanlarımız da olabilir. Örneğin, yazılı ifademizi geliştirmek istediğimizi, ama bunun herhangi bir aciliyeti olmadığını düşünelim. Dilimizde “keyfe keder” olarak adlandırılan böyle durumlarda motivasyonumuz dalgalı olabilir. Zaman zaman, diğer önceliklerimizin etkisiyle geri planda kalabilir.

Uzun süre ertelenebilir veya gelişim için yukarıda bahsettiğim unsurların hepsini uygulamak zor görünebilir. Eğer içinize sorduğunuzda, bu gelişim için gerçek bir istek varsa, motivasyonu canlı tutmak sizin için önemli olacak demektir. Bunun için de, ya kendi kendinize geliştireceğiniz kimi yöntemler ya da yine “grup etkisi”, yani benzer amaçlı farklı insanlarla bir araya gelmek faydalı olabilir.

Koşu grupları, bunun iyi bir örneğidir. Kendi başınıza haftada bir kaç gün koşmak zorken, bir gruba dahil olduğunuzda, düzenli zamanlarda grupla buluşup beraber koşmak, çabayı bırakmanızı engelleyebilir. Bugüne kadar bu konuda kat ettiğiniz yola dönüp bakmak, en küçük adımlar dahil olmak üzere neleri hayata geçirdiğinizi sıralamak, yine motivasyonunuzu artırabilir. Eğer gelişim yolculuğunuzun uygulamanız gereken adımlarında isteksizlik sezdiğinizi düşünüyor ve üstesinden gelmek istiyorsanız, konuyla ilgili bir diğer yazıma göz atabilirsiniz.

Dışarıyı gözlemleme

Bunun amacı, sentezleme dediğimiz aşamayı kullanmaktır. Yani, bir konuda öğrendiklerimizi farklı konularla ya da karşımıza yeni çıkacak örneklere birleştirerek yorumlamayı. Kendinizden ya da sizin gibi aynı konuda kendini geliştirmeye çalışan insanlardan, ya da eğitmen/mentordan farklı olarak, gündelik hayat içinde, seçtiğiniz bu gelişim alanıyla ilgili hangi örneklere rastlıyorsunuz? Antenleriniz ve gözlemciliğiniz devrede olsun.

Çapraz tecrübeler

Bir başka sentezleme örneği de, belli bir alanda geliştirdiğiniz becerileri farklı bir alana uyarlayarak kullanmaktır. Örneğin, belli bir kişiyle ilişkinizi geliştirmek için aktif dinleme becerisini geliştirdiyseniz, çevrenizdeki herkesle iletişiminizde de uygulamak gibi. Ya da piyano çalışırken gösterdiğiniz sabrı ve disiplini, kardeşinizin çocuğuna bakarken oynayacağınız oyunlarda kullanmak gibi.

Eskisinden farklı neler yaptığınızı fark etme

Belli konularda ve gelişim alanınızda, eski siz nasıl davranırdı, şimdiki siz nasıl davranıyor, farklılaşan neler var, bakmayı alışkanlık haline getirmek. Bu motivasyon için gerekli olmakla birlikte, zaten motive olsanız bile uygulamakta fayda vardır.

Gelişim bakış açısı, inandığım, sevdiğim, hem kendim, hem başkaları için iş edindiğim bir konu. Son yıllarda fark ettiğim bir boyutu ise, gelişim yolunda kendimizle ilişkimizin niteliği. Kimimiz “acı yoksa kazanç yok” prensibiyle, kimimiz kabulleniş ve kucaklama bakış açısıyla bu yolları yürüyor. Kendi adıma, her iki bakış açısını da gerektiğinde kullanabilmek ve tek taraflı gitmemek taraftarıyım. Gelişmek adına kendini aşırı zorlamak da, rahatını bozmamak için atalete teslim olmak da işimizi görmeyecektir.

Herhangi bir anda, hangi pozisyonda bulunduğumuzun farkında olarak isteklerimizi takip edebilmek dileğiyle.

İlginizi çekebilir: Fikir çatışması neden gereklidir: Sağlıklı bir fikir çatışması için 8 tüyo

Ece Ağabeyoğlu, ACC: 1998 – 2014 arasını kapsayan tam zamanlı kurumsal çalışma döneminde sigorta ve bankacılık sektörlerinde satıştan risk analizine, oradan eğitmenliğe ve koçluğa uzanan yerli ve küresel kurumlardaki yolculuğunda giderek iş tatmini ve insana merak saldı. Örgütsel Psikoloji alanında danışmanlık, profesyonel koçluk, eğitmenlik, iş ve meslek danışmanlığı şapkalarını taktı. Son yıllarda denge kavramına ilgi duyuyor. Ece, kurumsal eğitimler vermenin dışında, kendi yolunu kendi çizmek isteyen bireylere meslek seçimi, kariyerdeki adımlar ve iş tatmini gibi konular etrafında destek veriyor. Öğrenmeyi ve paylaşmayı seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale