Kendinizi düzenli olarak ziyaret ediyor musunuz: İhtiyaçları tanımak neden önemlidir?

“Kendini düzenli olarak ziyaret ediyor musun?”
Mevlana

İçinizde sizden ilgi bekleyen küçük bir çocuk olduğunu düşünün. Bu sizin hayalinizde kaldığı haliyle kendi çocukluğunuz da olabilir. Arada bir ona “Her şey yolunda mı, bir şeye ihtiyacın var mı?” demek ise aslında kendinizi ziyaret etmek demektir. Nasıl hissediyorsunuz, aklınızdan neler geçiyor, bedeninizde neresi canlı, neresi size bir şey söylüyor?

Kendinizi ziyaretiniz ne kadar rutin haline gelirse bedeninizin ya da ruhsal durumunuzun içinde bulunduğu hali anlamak o kadar kolaylaşır ve hızlanır. Böylece kendi ihtiyaçlarınıza gereken cevabı başkalarında değil, öncelikle kendinizde ararsınız. Bunu yaparak da kendinizle bağlantınızı, dostluğunuzu güçlendirmiş olursunuz. Buna ister öz sevgi, ister öz nezaket ya da öz şefkat deyin, sonunda hepsinin bulunduğunuz anda kendinizle bağlantıda olmaya açılan birer yol olduğunu düşünebilirsiniz. O yolu kendiniz için bulduğunuzda ardından sevgi, nezaket ve şefkat gibi hisler de size kendiliğinden eşlik edecektir.

Her insanın görülmeye, duyulmaya, sevilmeye, anlaşıldığını hissetmeye, ait olmaya, değer görmeye, saygı görmeye ihtiyacı vardır. Bunlar tüm insanlığın evrensel ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçları çoğunlukla kurduğumuz ilişkilerle, bağlantılarla karşılama eğilimindeyizdir. Çünkü ilişkilerden beklentilerimiz vardır. Bu ihtiyaçlar karşılıklı olarak karşılandığı zaman ortada bir sorun yoktur. Ancak karşı taraftan düzenli olarak karşılanmadığında ise bu, problem haline gelmeye başlar. İlişkide dengeler sarsılır. Bu noktada insanın kendi ihtiyaçlarının farkında olması ve onlara sahip çıkması önemli bir rol oynar. Bunu düzenli olarak yapabilen biri, ilişki içerisinde dengelerin bozulduğu anlarda da bunu kendi için yapabilecek durumda olur. Konuyu bir de ilişkisel düzlemde ele alırsak, kişinin kendini düzenli olarak ziyaret etmesi, ihtiyaçlarının farkında olmasına ve bunu sağlıklı bir yoldan dile getirebiliyor olmasına da yardımcı olacaktır.

Peki kendinizi nasıl ziyaret edebilirsiniz?
Aslında bunun için çok basit birkaç soru var. Kendinize, 

  • Nasıl hissediyorum?
  • Bedenimdeki hisler ne?
  • Aklımdan hangi düşünceler geçiyor?
  • Şu anda neye ihtiyacım var?

gibi soruları düzenli olarak yöneltebilirsiniz. Bunlara cevap verdikçe fark ettiğiniz duygu, düşünce ve ihtiyaç ile ne yapacağınızı seçebilirsiniz. Yani onların sorumluluğunu alıp ihtiyacınız olanı kendinize verebilirsiniz.

Örneğin; cevaplarınız şöyleyse: Yorgun, bitkin ve mutsuz hissediyorum. Omuzlarım ağrıyor ve çenemde gerginlik var. Yarınki toplantının nasıl geçeceğini düşünüyorum ama bir yandan da evde yemek yok yemek hazırlamam gerektiğini düşünüyorum. Dinlenmeye ve yemek yemeye ihtiyacım var. Bu cevaplarda ihtiyacınız dinlenmek ve karnınızı doyurmaksa, yemek için pratik bir çözüm bulup sonra da kendinize dinlenmek için zaman ayırabilir ve belki de hiçbir şey yapmamak için kendinize izin verebilirsiniz. İşte bunu bilinçli olarak seçip yapıyorsanız, tam olarak farkındalıkla hareket edip ihtiyacınıza sahip çıktınız demektir! Bunun gibi örnekleri gündelik hayatta çok yaşıyoruz, bunu ilişkisel ihtiyaçlar için de düşünüp değerlendirip verdiğiniz cevaplara göre harekete geçebilirsiniz. Yeter ki kendinizi ziyaret etmeyi ve ihtiyaçlarınız için sorumluluk almayı unutmayın!

Kendinizi ziyaret ederken şunu hatırlayın, her duygu ve her düşünce gelip geçicidir. Niyetinizin onları fark etmek ve kabul etmeye yönelik olması önemlidir. Onları size uğramış birer misafir gibi düşünebilirsiniz. Yazımı Mevlana’nın sözüyle başladığım gibi çok sevdiğim bir Mevlana şiiri ile bitirmek istiyorum. Kendinizi ziyaret ederken bunu aklınızda bulundurmanız dileğiyle…

Misafirhane

Bir misafirhane insan dediğin.
Her sabah varır bir yenisi.

Neşe, hüzün, zulüm,
Anlık bir farkına varış bazen,
Gelir sanki beklenmedik misafirler gibi.

Herkesi hoş karşıla!
Evini darmadağın edip
Tüm eşyalarını yerle bir eden
Bir keder seli olsa bile,
Yine de saygıyla misafir et geleni.
Olura, yeni bir sevinç için
Silip süpürmüştür seni.

Karanlık düşünceler, utanç, garez
Ne olursa,
Herkesi kapıda gülerek karşıla ve buyur et içeri.

Ne gelirse gelsin minnet duy.
Çünkü her gelen, yol gösterici olarak gönderilmiştir
Öteden.

Mevlana

İlginizi çekebilir: Ruh sağlığınızı korumak için neler yapabilirsiniz: Duygusal bağışıklığınızı güçlendirecek 5 öneri

Dilara Güner Psikolog
2015 yılında Özyeğin Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden onur derecesi ile mezun oldum. Çocuk psikolojisi ve ebeveynlik davranışlarına karşı lise yıllarından beri süren ilgim beni çeşitli ... Devam