X

Kendinize şefkatli olun: Hangi davranışı pratik ederseniz zihniniz ona alışır

“Neyi pratik edersen o güçlenir” duyduğum en doğru gözlemlerden biri. Her aklıma geldiğinde dikkatimi o an ne yapıyorsam ona getiriyorum, “Şu an neyi güçlendiriyorum?” diye bakıyorum. Hayatımızda çok güçlü dediğimiz tüm alışkanlıklar, düşünce kalıpları, meyiller, duygular belki de biz onları büyüttüğümüz, beslediğimiz için böyle köklüler; hiç bu açıdan düşündün mü?

Ben meditasyon yapmayı denemeye başladığımda 7:45 – 16:45 saatleri arasında bir işte çalışıyordum, mesai saatleri de cabası. O hız içinde, sanki bir hedef gibi, 1 – 2 saat meditasyon yapıp bir şeyler fark etmeyi istiyordum. Bu süreçte meditasyon yöntemlerini ve eğitimlerini araştırırken vipassana meditasyonu çıktı karşıma.

Okudukça inanamadım, madem bu yol rahatlamak için, bir insan neden kendine bu eziyeti çektirir diye düşündüm. 10 günlük bir programda dış dünyayla tüm bağlantının kesildiğinden bahsediliyordu; telefon olmadığı gibi, kitap, not defteri gibi dikkat dağıtıcı hiçbir şeye izin vermiyorlarmış. Bununla beraber içeride de iletişim kurabileceğin her şey yasakmış, yani konuşamıyorsun, dokunamıyorsun, başka biriyle göz göze dahi gelmiyormuşsun. Bu yöntemi duydum, şaşırdım ve çekindim; hatta çevremdekilere bahsettim. Akşam uyuduğumdaysa bir kabusla uyandım; ağzımın bantlandığı, konuşamayıp ağladığım ama kimseye erişemediğimi görmüştüm rüyamda.

Tabii ki vipassanayı unutup hayatıma devam ettim. 2 yıl sonra Hindistan seyahatimde hayatımda karar vermem gereken bir yerdeydim, bir sonraki adımımı emin bir şekilde atmak istiyordum. Bunun için kiminle konuşsam herkes vipassana programını denememi söyledi. Bu 2 yıl içinde ne olduysa ser kuralların içindeki şefkate inandım ve ufacık bir köydeki kampüse gittim. Pasaportumu, telefonumu, paramı ve tüm bavullarımı teslim ettim; bir – iki parça kıyafet ve diş fırçamla odama yerleştim.

Orada deneyimleyerek öğreniyorsun, mesela demin dedim ya neyi çok yaparsan o güçlenir. Buna insan zihnen bir cevap arıyor ister istemez, belki kendine göre “evet” veya “hayır”a karar vermek için. Oysa denemeye, deneyimlemeye dikkatini verdiğinde, “evet” veya “hayır”ın pek de önemi kalmıyor; onun yerine içinde bir iz kalıyor, bir dokunuş.

O programda bir akşam eğitmenin yanına gittim ve dedim ki; “Bahsedilen komut çok basit, nefesimi izlemek. Daha önceden de duydum bunu, hatta yapıyordum da. Fakat burada günde 10 saat nefesimi izleyemiyorum, bir – iki dakika içinde fark ediyorum ki zihnim bir yerlere gitmiş. Bu kadar basit bir şeyi neden yapamıyorum?” Kadının cevapları hayatımda duyduğum en kıymetli sözlerdendi, yüzündeki tebessümü de hala hatırlıyorum.

Önce dedi ki, “Bu kadar basit bir komutu yapamıyorsan bu çok güzel”, şaşırdım tabii bu söylediğine. “Demek ki artık zihninin efendisi olmadığını anladın. Bu kadar basit bir komutu zihnine söyleyip gerçekleştiremiyorsan kontrolün sende olmadığını anlıyorsundur. O zaman kontrol kimde?” diye sordu, bekledi. Sonra “Bu komut 1 – 2 dakika için olsa yaparım ama 10 saat bu yapılır mı diye yargılayan kim?” diye sordu, “gelecekte yaşamak değil mi bu? Sen daha ikinci saatteysen ve geri kalan 8 saati düşünüp sıkılıyorsan veya umutsuzluğa kapılıyorsan o anı kabul etmiyorsundur; çünkü an dediğin gelir ve geçer, nefes alır ve verirsin. Hepsi bu.”

Söylediklerini dinledim, tam kalkacakken “Peki nefesini izleyemediğini fark ettiğinde ne yapıyorsun?” diye sordu, anlamadım. “Yani kendine ne diyorsun?” dedi. İçimden geçenleri tam olarak söyleyemesem de “Ben neden bunu yapamıyorum, beceremiyorum? Oysa 1 yıldır meditasyon yapıyordum, demek ki hiç öğrenememişim, nasıl bu kadar odaklanabilirim ki?” gibi yargılayıcı ve sert şeyler söylüyordum. O da dedi ki “Burası hayat gibidir, hayatta da bir şeyi yapamadığında bunları söylüyor musun?”

İşte neyi daha sık yapıyorsak o güçleniyor. Bu yargılayıcı, eleştirici ve sert sesi çocukluğumdan beri o kadar çok duydum ki artık duymak istemesem de bağırıyor. Bu umut veren bir şey; çünkü pratik ettikçe güçlendiğini fark ettim. O yüzden o günden beri kendime daha şefkatli olmanın yollarını arıyorum. Hala bu sertlik var içimde, bununla birlikte aynı yolu sıklıkla yürüdükçe yumuşaklığın, sevginin ve şefkatin de yaşanılabilir olduğunu deneyimliyorum. Her zaman tercih şansımın olduğunu fark etsem de çabucak değişmiyor o yollar, fakat hep umut var. Her şey ufak bir adımla başlıyor.

Hadi şimdi sen de bir bak, şu an neyi güçlendiriyorsun?

İlginizi çekebilir: Anda kalmak: Her şeyin bir başlangıcı ve sonu vardır

Seza Aslanbaş: ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olduktan sonra 7 yıl kurumsal şirketlerde satış planlama ve pazarlama departmanlarında çalıştım. 2013 yılında dışarıdan her şey güzel görünürken sıkışmış hissettiğim ve hayatıma anlam aradığım zamanlarda meditasyonla tanıştım. Bireysel dönüşümüme katkısını gördükten sonra bu bilgileri daha çok öğrenmek, aktarmak ve paylaşmak için Türkiye ve Hindistan’da farklı hocalarla çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum. 2016'dan beri zihnen bildiklerimizi kalpten hatırlamak niyetiyle meditasyon temelli bireysel seanslar, atölyeler ve grup çalışmaları yapıyorum. Aldığım farklı eğitimlerle kendi yolculuğumda bana iyi gelenleri birleştirerek bazen paylaşımlarla bazen hareketle bazen de sessizlikle farkındalığımızı destekleyecek alanlar sunuyorum. Online ve yüzyüze yaptığım çalışmalar hakkında bilgi almak ya da sadece tanışalım istersen bana seza.aslanbas instagram hesabımdan veya sezaaslanbas@gmail.com'dan bir merhaba diyebilirsin. Çokça sevgiler.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale