X

Kendinize doğru bir yolculuk: Dharma’nızı keşfedin

Belki hepimiz hayatımızda en azından bir kez bu soruyu sormuşuzdur. “Ben neden bu dünyada yaşıyorum ve ne yapmak için buradayım?”

Bu en temel varoluşsal soruyu sormakla başlıyor aslında bütün bu arayış. İnsanın kendi temel varoluş gerçekliğini anlama isteği, onu sorgulamaya ve bir şeyleri anlamlandırma çabasına itiyor. Bu sorunun cevabını çoğu zaman çeşitli öğretilerde ve dış kaynakların verdiği cevaplarda arıyoruz. Oysa ki sana ait olan cevabı dışarıda değil, içeride bulabiliriz.

Yoga bu arayışın cevaplarını bize sağlayan araçlardan bir tanesi. Kişinin kendi yaşam amacını bularak kendi hayat yolunda ilerlemesine kılavuzluk eden bir sistem. Kişinin kendi hayat yoluna artık “Dharma” kelimesini kullanarak devam edeceğim.

Dharma (धर्म) Sanskrit kökenli bir kelime olup, ulu düzen, vazife, doğruluk, devam eden akış, yüksek hakikate götüren yol anlamlarına gelmektedir. (Sanskrit dili çok zengin bir dil yapısı olup bir kelime bazen yüzlerce anlama gelmektedir.)

Bu dünyada var olan herkesin kendine ait bir Dharma’sı bulunmaktadır. Kişinin varoluşunda asli amacı, kendi Dharma’sına uygun adım atarak ilerlemek ve kaynağa, yani ÖZ’e (Hakk’a) geri dönebilmektir. Tabi bunu sadece bir görev bilinci ile düşünmemek gerekir. Geri dönüş yolunda yaşaması ve deneyimlemesi gereken olaylarla karşılaşması için, kendi Dharma’sında yürümelidir. Çünkü gittiği yol, kendi gerçekliğine ulaşmak için kendisine yaptığı hizmettir.

Peki kendi Dharma’mı nasıl bileceğim diyebilirsin. Yukarıda söylediğim gibi düzenli Yoga pratiği içinde olmak, insanın kendi Dharma’sında ilerlemesi için ona kılavuzluk eden sistemlerden bir tanesidir. Kişi kendi içsel bilgeliği ile bağlantıda olduğu vakit, hayatta yapması gereken ve atması gereken adımların ne olduğunu bilir. Bu, kişinin düşünerek bulduğu bir şey değil, içinden doğal olarak yapmak istediği bir his şeklinde oluşur. Zaten kendi Dharma’sına uygun eylemlerde bulunan kişi, başka kişilerin onaylamalarından bağımsız olarak, yaptığı eylemlerin kendi yolu için doğru olduğunu ve onu kendi yolunda ilerlettiğini bilir.

Bazen başına zorlu süreçler gelse de bu olaylarda ilerlemek için gereken adımlardan birisidir sadece. Kişi başına gelen olaylardan çıkardığı deneyimler sayesinde hatırlar ve kendi yoluna devam edebilir. Bazen de hayat yolunda karşımıza çıkan aksilikler, kişiyi kendi Dharma’sına sevk etmek için meydana gelir. Çünkü gittiğin yol, sadece arzularını tatmin etmek içinse o yol genelde bir yere çıkmaz ve elbet bir noktada tıkanır.

Kader ve Dharma aynı şey mi?

Bu anlattıklarım kafanızda “kader” kelimesini çağrıştırmış olabilir. Aslında hepimiz kendi Dharma’mızı, yani bir anlamda kaderimizi gerçekleştirmek için bu hayattayız. Tabi yeri gelmişken burada kader sözcüğünün anlamı ve açıklamasını da paylaşmak isterim. Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün bu konu hakkında yazmış olduğu bir yazıdan yararlanarak açıklamak istiyorum.

“Kader sözcüğü, Kur’an’da 11 yerde geçmekte ve tümünde de ‘ölçü’ anlamında kullanılmaktadır.
Tanrı, her şeyi belli bir ölçü içinde indirmektedir. (Hicr, 21) Gökten su ölçüyle iner (Müminûn, 18; Zühruf, 11); inen suyun yeryüzünde vadilerde dolaşması bile ölçüyledir. (Ra’d, 17) Topraktan pınarlar fışkırması, fışkıran suların birleşmeleri yine belli bir ölçüye göredir. (Kamer, 12)

Tüm bu ölçüye bağlılıklar, kader kelimesi veya türevleri kullanılarak ifade edilmiştir. Ve bu ifadelerle önümüze konan kader kavramının temel amacı, insanın fiillerinin belirlenmiş olduğunu değil, varlık ve oluşta rastlantının bulunmadığını göstermektir.” (Yaşar Nuri Öztürk (5 Şubat 2009, Kader alın yazısı mı, tabiat kanunları mı? Hürriyet Gazetesi)

Bu yol öyle bir yol ki içinde birlerce olasılık vardır. Yolu uzatmak da senin elinde, hızlıca gitmek de. Yani adım adım yazılmış bir gerçeklik değil de senin deneyimleyip hatırlaman gereken şeylere uygun olay ve kişilerle oluşturulmuş bir akış, düzen olarak düşünebiliriz. Herkes hayatında belli dersleri öğrenene kadar, benzer olayları tekrar tekrar deneyimler. Çünkü bu deneyimlerin hepsi senin kendi kişisel Dharma’nda ilerlemen için var. Kişiler ve olaylar değişse de senin bazen alman gereken öğreti aynıdır. Ta ki sen görüp anlayana, Dharma’na uygun düşünce ve davranışlarla hareket edinceye kadar. Kader ile anlatılmak istendiği gibi kişinin kendi Dharma’sında ilerlerken yaşadıkları herhangi bir rastlantı değil, hepsi kendi gerçekliğini bulması için yaşaması gerekenlerdir.

Bir kişi kendi Dharma’sına uygun hareket etmeye başladığı zaman etrafındaki her şey ve herkes onunla uyumlu bir şekilde akmaya başlar. Yapmaya niyetlendiği eylemler kolayca ve rahatça gerçekleşir. Kişinin içinde de tüm bu eylemlerin ve hareketin coşkusu ve mutluluğu bulunur. Tüm bu akış o kadar rahatça ve coşkuyla akar ki kişinin kendisi bile bu hareketin rahatlığına bazen şaşırır.

Eğer sen de kendi Dharma’nda ilerlemek istiyorsan dön ve kendi içine bak. Tüm öğrendiklerinden ve arzularından bağımsız olarak bu hayatta ne yapman gerekiyor ve nereye doğru nasıl bir hareketin seni kendine doğru götüreceğini anlamaya çalış. Dilerim sen de kendi Dharma’na uygun hareket etmeye ve yaşamaya başlayabilirsin ki yolculuk kendinden kendine doğru olmaya devam edebilsin.

Herkese keyifli yolculuklar diliyorum. 

Burak Ayhan: 1987 yılında, Akdeniz'in sıcakkanlı şehri Mersinde gözlerini dünyaya açan Burak, kendi kişisel öyküsüne başlamış. Herkes gibi kendi öyküsünün kahramanı olan bu şahıs, üniversitede tıp okumayı seçerek etrafındaki kişilere şifa vermeye niyetlenmiş. Sonrasında Radyoloji dalında uzmanlaşarak yolculuğuna devam etmiş. Fakat bu süreçlerde içinde hep bir şeylerin eksik olduğu duygusunu taşıyan kahramanımız, çeşitli kişisel gelişim seminerlerine, ruhsal öğreti danışmanlıklarına katılmış ve bu alanlarda bilgi sahibi olabileceği araştırmalar yapmış. Ta ki bir gün bütün öğretilerin dediği gibi "KENDİNİ BİL, KENDİNİ TANI" ifadesini uygulamaya ve gerçekten sadece kendi içine yönelmeye karar verip, meditasyon yapmaya başlayana kadar. Meditasyon yapmaya başlayıp kendini anlamaya ve tanımaya başladıkça, onun için süreç hızlanmış, işinin onu ifade etmediğine karar vererek işini bırakmış ve bir süre sonra da yolunu aydınlatan öğretmeni ile tanışıp YOGA yapmaya başlamış. Artık kendisi Yoga yolunda kendine giden bir yolcu. Bu yolda bir yandan öğretmeye devam ederken kendisi de bir yandan öğrenmeye, kendini keşfetmeye devam ediyor. İnsanlara artık bu yolla şifa vermeye ve aslında insanların kendi şifalarını bulmalarına destek oluyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale