X

Kendine zaman ayırmak lüks değil, bir ihtiyaçtır

Bazen hepimiz hep aynı güne uyanıyormuşuz gibi hissetmiyor muyuz? Genel olarak uyanıyoruz, bir yerlere ya da bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz. Belki koşuşturmaca arasında bazen kahvaltı yapıp, bazen bir şeyler atıştırıp kahvemizi yudumluyoruz. Klasik bir çalışansanız zaten gününüzün büyük bir bölümü çalışmakla geçiyor. Peki, hangi ara gerçekten yaşadığımız anın farkına varıyoruz? Ne zaman gerçekten istediğimiz şeyi yapıyoruz?

Özellikle yaptığınız işi mecburiyetten yapıyorsanız durum daha da kötü olur. Bir süre sonra her şey sizi bunaltmaya başlar. Monoton, tek düze bir hayat maalesef hayattan zevk almanızı engellemeye başlar. Bu sadece yaptığınız işle de alakalı değildir fakat günlük ortalama 8 saati çalışarak geçirdiğimizi düşünürsek aslında ne iş yaptığımız hayatımız için ciddi önem arz ediyor. Bu sebeple eğer imkânımız varsa ben ilk önce gerçekten yaptığımız işi sevme taraftarıyım. Daha doğrusu sevdiğimiz işi yapmalıyız dersem daha anlamlı bir ifade olur. Fakat maalesef hayat pahalılığı gerçeğiyle yüz yüze olduğumuzun da bilinciyle para kazanmak için sevmediğimiz işler yapmak zorunda olduğumuzu biliyorum ve bu çok olağan bir durum. Hayatımızı bir şekilde sürdürmek zorundayız, sorumluluklarımız var.

İşte bazen hepimiz sorumluluklarımıza o kadar çok fazla kaptırıyoruz ki kendimizi bir bakıyoruz ki günler günleri kovalamış, aylar ayları, yıllar yılları… Bu bir bakıma iyiyken, bir bakıma kötü bir durum aslında. Çünkü insan geriye dönüp baktığında içinde uhde kalmış, yaşayamamış olduklarıyla yüzleşmek zorunda kalıyor.

İşte bu sebeple zaman zaman küçük esler vermeliyiz kendimize. Düşünsenize, “sadece kendiniz için” en son ne zaman bir şey yaptınız? En son ne zaman bir anlığına her şeyi kenara bırakıp özgürce bir günü sadece kendinize ayırdınız?

Ayrıca unutmamalıyız ki ilk önce biz iyi hissetmeliyiz ki çevremize de iyi enerjiler yayıp pozitif duygular hissettirebilelim. Biz iyi hissetmediğimiz sürece çarkın bir dişlisi her zaman eksik olur ve bu en yakınlarımıza da fayda sağlamaz. Sonuç olarak hepimiz bir bütünün parçasıyız ve bunun kelebek etkisi ile hepimize yansıması olur bir şekilde.

Kendine zaman ayırmayı bazıları bencillik olarak görür. Fakat bunu kesinlikle bencillik olarak görmemeliyiz. Biz kendimizi iyi hissedeceğiz ki sevdiklerimize de iyi hissettirebilelim. Fakat bizim yaptığımız en büyük hata nedir? Sevdiklerimiz kırılmasın diye hayır demeyi çoğu zaman ayıp olur gibi düşünüyoruz ve istemediğimiz halde çoğu zaman taleplere evet olarak geri dönüyoruz. Ama Hayır! Tam tersi hayır diyebilmek sizin en büyük hakkınız ve bu evet demek kadar normal bir cevap.

Kendinize zaman ayırmanız mı gerekiyor? Tüm planları bir kenara bırakın ve sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın! Bırakın dağınık kalsın! Biraz dağınıklık kimseye zarar vermez. Toparlanmak için kendinize zaman verin!

Son zamanlarda her şey üstünüze üstünüze geliyorsa, belki hiç takılmamanız gereken küçücük şeylere takılmaya başladıysanız, göğsünüze oturan koca bir taş varsa ve ne yaparsanız yapın içinizin sıkıntısı gitmiyorsa ilk önce derin derin üç nefes alıp o anda size ne iyi gelecekse onu düşünmeye başlayın ve her şeyi bir kenara bırakıp, ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Kendinize ayıracağınız belki iki saat sizi sakinleştirecektir. Ağlamak istiyorsanız hüngür hüngür ağlayın. Çıkın dışarı bir deniz kenarına gidin. Gözlerimi kapatıp, denizin sesine odaklandığımda, derin derin nefes alıp kokusunu içime çektiğim zaman, içimde yeni bir Gamze hep yeniden doğar. Herkese iyi gelen şeyler farklıdır. Size ne iyi geliyorsa kendinize düşünmek, sakinleşmek için zaman verin. Emin olun kendinizi çok daha güçlü ve iyi hissedeceksiniz.

Tabii bazen gerçekleşmesi mümkün olmayan durumlar da yaşarız. Aşk acısı yaşayanlar olabilir. Kavuşmak istediğimiz ama kavuşamadığımız sevdiğimiz biri olabilir veya daha da ağırı artık hayatta olmayan çok sevdiğimiz birinin yasını tutuyor olabiliriz. Gerçekleşmesi mümkün olmayan isteklerimiz için ise kendimize çok daha fazla zaman vermemiz gerekiyor.

“Bazı acıların üstünü örtmek için çok daha fazla zaman gerekiyor. Çünkü taşıdığımız en ağır yükler yaşayamadığımız arzularımız ve duygularımızdan kaynaklanır.”

Ama zamanla insan bir şekilde akışa güvenip her şeyi olduğu gibi olduğu şekliyle kabullenmeye başlıyor. Zaman bir şekilde sarıyor, sarmalıyor yaraları… Durumu kabullenmek için yine kendimize zaman vermekten başka çaremiz yok ne yazık ki… Yaşamın vazgeçilmez kuralı bu!

Ama her şey gelip geçiyor arkadaşlar. Sadece yaşadığımız tatlı, güzel anlar kalıyor geriye. Bu sebeple yaşadığımız her anın farkında olmak kendimiz için yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Monotonluktan sıkılmış da olsanız, maddi problemleriniz bile olsa, derin bir aşk acısı da çekiyor olsanız, çok sevdiğiniz birinin ölümü sizi yıkmış bile olsa zaman akıp gidiyor ve hiç durmuyor!

Her ne hissediyorsak hissedelim içimizdeki o ateş sönene kadar o ateş yanacak! Engellemeyin! Sadece bırakın aksın duygularınız. Bastırmak çözüm değil. O yas yaşanacak, o acı akıtılacak. Sadece zaman gerek, ama bilin ki geçecek…

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Kendine zaman ayır: Bazen sıçrayabilmek için önce geri çekilmek gerekir

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale