X

“Kendimizi eksik hissetme” yanılgısını nasıl aşabiliriz?

Takım olmak ve liderlik gibi kavramların tam olarak özümsenemediği topluluklarda veya şirketlerde, “zayıf yönlerini geliştirmek” diye bir konudan sıklıkla bahsedildiğini duymuşsunuzdur. Bu konuya maruz kalmış ve zayıf olduğu söylenen yönlerini geliştirmeyi kabul etmiş birçok insan, bu masum gibi görünen yanlış uygulama yüzünden, gerçek olmayan güçlü bir korkuyu hayatlarına sokmaya evet demiş olurlar: Kendini eksik hissetme korkusu.

Günümüzde birçok insanın bu korkudan muzdarip olduğunu gözlemliyorum. Kendilerini “tam” hissetmek için sürekli zayıf yönleri üzerinde çalışıyor ve çalıştıkça kendilerini daha eksik hissedecekleri durumlar içinde buluyorlar. Bu tam olarak daha önceki yazımda bahsettiğim “bugün ne ekersen onu biçersin” hikayesi. Bugün eksik hissediyorsan yarın da öyle hissedeceğin senaryolar yaratmış oluyorsun.

Bugün eksik hissediyorsan yarın da öyle hissedeceğin senaryolar yaratmış oluyorsun.

Ben bu “zayıf yönlerini güçlendirme” kavramıyla ilk defa iş hayatına başladığımda karşılaştım. Düzenli aralıklarla performans değerlendirilmeleri yapılıyor ve bana “zayıf olduğum yönler” konusunda bir dizi tavsiyelerde bulunuyorlardı. Ben, bu konuyla ilgili her zaman içimde güçlü bir direnç hissediyor ama buna karşı çıktığımda “uyumsuz” olmakla suçlanıyordum ve “zayıf yönler”  listeme yeni bir madde daha ekleniyordu. Buna inat olsun diye direnmiyordum. Gerçekten anlamıyordum ve içimden bir ses bu uygulamaya karşı çıkmam gerektiğini söylüyordu.

Yıllar geçti, bu konuda yapılan eleştirilere direncim azaldı, normal gelmeye başladı, ancak “zayıf yönlerimi güçlendirmek” konusunda pek de “başarılı” olamadım.

İyi ki de başarılı olamamışım.

Yıllar sonra üzerine biraz düşününce bu uygulamanın hangi ihtiyaçtan çıktığını ve ne kadar yanlış olduğunu çok iyi anladım. Şirketlerde birincil amaç karlılığı arttırmaktı. Buna buldukları çözüm de daha az insanla daha fazla iş yapmak oldu. Bu uygulama zaman içinde normalleşti ve bir kültüre dönüştü. Öyle olunca, elde doğru takımı oluşturabilecek kadar insan olmadığından, “zayıf yönleri güçlendirme” uygulaması gerçek olmayan bir ihtiyaç olarak hayatımıza girdi.

Asıl olması gereken, insanları güçlü yönlerini geliştirmeye teşvik etmek ve onları etkili olabilecekleri doğru takıma yerleştirmekti. Bu yapı içinde zayıf yönünü güçlendirmekle zaman kaybeden insan güçlü yönünü geliştirmek için de bir fırsat bulamıyordu.

Aslına bakarsanız iş hayatında belki de en çok konuşulan şey takım çalışmasının önemiydi ama ben doğru uygulamasına çok az rastladığımı söyleyebilirim. Kaldı ki bu uygulama mevcut kültürle taban tabana tersti.

İyi bir takım olmak ne demek?

Herkesin her işi yapabildiği küçük grupların aynı masada oturması mıydı? Mevcut uygulamaya baktığımızda çoğunlukla gördüğümüz durum bu, ama bu biraz saçma değil mi? Herkes her işi kendisi yapabiliyorsa farklı bir masada oturarak da yapabilir.

Takım olmak farklı özelliklere sahip insanları birbirleriyle uyumlu şekilde çalışabilecekleri huzurlu bir ortamda bir araya getirmektir. Neden? Çünkü insanların bu şekilde daha verimli çalıştıkları ve birlikte daha az yorularak daha uzun mesafe katedebildikleri gözlemlenmiştir. Üstelik bir insan tek başına mükemmel olamazken bir takımın mükemmel olması belki de mümkündür çünkü gerçekten güçlü bir takım oluşturursanız, oluşturduğunuz yapı bir araya geldiğinde, kendisini oluşturan insanların toplamından daha büyük bir güce dönüşebilir. Buna 1+1’in 3 yapması deniyor.

Peki o zaman bizim daha verimli sonuçlar elde etmek için yapmamız gereken farklılığımızı öldürmek mi? Yoksa bize ihtiyacı olan doğru takımı bulmak mı?

Eksik olmak ne demek?
Kendinizi yeterince iyi ifade edemediğinizi düşünüyorsanız, muhtemelen yanlış takımdasınız.

Doğada bizden çok daha ilkel canlılar bile eksik değilken ve hayatlarını doğuştan sahip oldukları üç beş özellik ile mükemmel şekilde devam ettirirken bizim gibi gelişmiş bir canlı nasıl eksik olabilir ki?

Biz eksik değiliz. Kimse eksik değil. Yaptığınız işte ortaya çıkan sonuçtan memnun değilseniz, kendinizi yeterince iyi ifade edemediğinizi düşünüyorsanız, muhtemelen yanlış takımdasınız. Sizden zayıf yönlerinizi güçlendirmenizi isteyen biri olursa ona güçlü yönlerinizden bahsetmenizi  ve doğru takımı bulmanıza yardımcı olmasını istemenizi öneririm. Eğer, size yardımcı olmayı reddederse bu arayışa siz girin. Bu sizin hayatınız ve sizin hayatınız her zaman en çok sizin umrunuzda olacak.

Sizin için doğru olan takımı bulduğunuzda aslında ne kadar eksiksiz olduğunuza inanamayacaksınız…

İlginizi çekebilir: Sizi süper kahramana dönüştürecek gizli gücünüz 

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale