“Kendimizi eksik hissetme” yanılgısını nasıl aşabiliriz?
Takım olmak ve liderlik gibi kavramların tam olarak özümsenemediği topluluklarda veya şirketlerde, “zayıf yönlerini geliştirmek” diye bir konudan sıklıkla bahsedildiğini duymuşsunuzdur. Bu konuya maruz kalmış ve zayıf olduğu söylenen yönlerini geliştirmeyi kabul etmiş birçok insan, bu masum gibi görünen yanlış uygulama yüzünden, gerçek olmayan güçlü bir korkuyu hayatlarına sokmaya evet demiş olurlar: Kendini eksik hissetme korkusu.
Günümüzde birçok insanın bu korkudan muzdarip olduğunu gözlemliyorum. Kendilerini “tam” hissetmek için sürekli zayıf yönleri üzerinde çalışıyor ve çalıştıkça kendilerini daha eksik hissedecekleri durumlar içinde buluyorlar. Bu tam olarak daha önceki yazımda bahsettiğim “bugün ne ekersen onu biçersin” hikayesi. Bugün eksik hissediyorsan yarın da öyle hissedeceğin senaryolar yaratmış oluyorsun.
Ben bu “zayıf yönlerini güçlendirme” kavramıyla ilk defa iş hayatına başladığımda karşılaştım. Düzenli aralıklarla performans değerlendirilmeleri yapılıyor ve bana “zayıf olduğum yönler” konusunda bir dizi tavsiyelerde bulunuyorlardı. Ben, bu konuyla ilgili her zaman içimde güçlü bir direnç hissediyor ama buna karşı çıktığımda “uyumsuz” olmakla suçlanıyordum ve “zayıf yönler” listeme yeni bir madde daha ekleniyordu. Buna inat olsun diye direnmiyordum. Gerçekten anlamıyordum ve içimden bir ses bu uygulamaya karşı çıkmam gerektiğini söylüyordu.
Yıllar geçti, bu konuda yapılan eleştirilere direncim azaldı, normal gelmeye başladı, ancak “zayıf yönlerimi güçlendirmek” konusunda pek de “başarılı” olamadım.
İyi ki de başarılı olamamışım.
Yıllar sonra üzerine biraz düşününce bu uygulamanın hangi ihtiyaçtan çıktığını ve ne kadar yanlış olduğunu çok iyi anladım. Şirketlerde birincil amaç karlılığı arttırmaktı. Buna buldukları çözüm de daha az insanla daha fazla iş yapmak oldu. Bu uygulama zaman içinde normalleşti ve bir kültüre dönüştü. Öyle olunca, elde doğru takımı oluşturabilecek kadar insan olmadığından, “zayıf yönleri güçlendirme” uygulaması gerçek olmayan bir ihtiyaç olarak hayatımıza girdi.
Asıl olması gereken, insanları güçlü yönlerini geliştirmeye teşvik etmek ve onları etkili olabilecekleri doğru takıma yerleştirmekti. Bu yapı içinde zayıf yönünü güçlendirmekle zaman kaybeden insan güçlü yönünü geliştirmek için de bir fırsat bulamıyordu.
Aslına bakarsanız iş hayatında belki de en çok konuşulan şey takım çalışmasının önemiydi ama ben doğru uygulamasına çok az rastladığımı söyleyebilirim. Kaldı ki bu uygulama mevcut kültürle taban tabana tersti.
İyi bir takım olmak ne demek?
Herkesin her işi yapabildiği küçük grupların aynı masada oturması mıydı? Mevcut uygulamaya baktığımızda çoğunlukla gördüğümüz durum bu, ama bu biraz saçma değil mi? Herkes her işi kendisi yapabiliyorsa farklı bir masada oturarak da yapabilir.
Takım olmak farklı özelliklere sahip insanları birbirleriyle uyumlu şekilde çalışabilecekleri huzurlu bir ortamda bir araya getirmektir. Neden? Çünkü insanların bu şekilde daha verimli çalıştıkları ve birlikte daha az yorularak daha uzun mesafe katedebildikleri gözlemlenmiştir. Üstelik bir insan tek başına mükemmel olamazken bir takımın mükemmel olması belki de mümkündür çünkü gerçekten güçlü bir takım oluşturursanız, oluşturduğunuz yapı bir araya geldiğinde, kendisini oluşturan insanların toplamından daha büyük bir güce dönüşebilir. Buna 1+1’in 3 yapması deniyor.
Peki o zaman bizim daha verimli sonuçlar elde etmek için yapmamız gereken farklılığımızı öldürmek mi? Yoksa bize ihtiyacı olan doğru takımı bulmak mı?
Eksik olmak ne demek?
Doğada bizden çok daha ilkel canlılar bile eksik değilken ve hayatlarını doğuştan sahip oldukları üç beş özellik ile mükemmel şekilde devam ettirirken bizim gibi gelişmiş bir canlı nasıl eksik olabilir ki?
Biz eksik değiliz. Kimse eksik değil. Yaptığınız işte ortaya çıkan sonuçtan memnun değilseniz, kendinizi yeterince iyi ifade edemediğinizi düşünüyorsanız, muhtemelen yanlış takımdasınız. Sizden zayıf yönlerinizi güçlendirmenizi isteyen biri olursa ona güçlü yönlerinizden bahsetmenizi ve doğru takımı bulmanıza yardımcı olmasını istemenizi öneririm. Eğer, size yardımcı olmayı reddederse bu arayışa siz girin. Bu sizin hayatınız ve sizin hayatınız her zaman en çok sizin umrunuzda olacak.
Sizin için doğru olan takımı bulduğunuzda aslında ne kadar eksiksiz olduğunuza inanamayacaksınız…
İlginizi çekebilir: Sizi süper kahramana dönüştürecek gizli gücünüz