X

Kendimizi başkalarıyla kıyaslamaya neden bu kadar meyilliyiz?

Doğamız gereği, çevremizdeki diğer insanlarla kendimizi kıyaslamaya eğilimliyiz. Bu kıyaslamalar, genellikle başarılar, görünüş, yetenekler ve sosyal statü gibi alanlarda gerçekleşir. Ancak, bu kıyaslamaların neden bu kadar yaygın olduğunu ve psikolojimizi nasıl etkilediğini anlamak da çok önemlidir.

Kültür ve toplum, kişiler arasında kıyaslama yapmaya etken olan alanlardan biri olabilir. Toplumsal normlar, başarı, güzellik, standardize gibi kavramları belirlerken, bu normlara ulaşma çabası içinde olan insanlar kendilerini sürekli olarak başkalarıyla kıyaslarlar. Örneğin, medyadaki idealize edilmiş bedenler veya sosyal medyadaki mükemmel ve mutluluk dolu hayatlar, insanların kendilerini başkalarıyla kıyaslamasına neden olabilir.

Dahası, bazı insanlar kendilerini değerlendirirken dış etkenlere çok fazla bağlılık gösterirler. Başkalarıyla kıyaslamak, kendi değerlerini belirleme sürecinde önemli bir rol oynar ve bu nedenle sürekli bir kıyaslama eğilimi içinde olabilirler. Örneğin, bir kişi iş başarısını, maddi varlıklarını veya fiziksel görünümünü dikkate alarak kendini değerlendirebilir ve bu değerlendirmeleri başkalarıyla karşılaştırabilir.

Kıyaslamaların altında yatan bir diğer sebep de duygusal ihtiyaçlardır. İnsanlar genellikle başkalarıyla kıyaslamayı, kendilerini daha iyi hissetmek ve güvenlerini artırmak için yaparlar. Özellikle düşük benlik saygısı oluşan bireyler, başkalarıyla kıyaslamayı bir tür güven arayışı olarak kullanabilirler. Bu durumda, başkalarıyla kıyaslanarak duygusal boşlukları doldurma eğilimi gösterebilirler.

Öte yandan, kıyaslamalar bazen hedef belirleme ve motivasyon kaynağı olarak da kullanılabilir. Başkalarının başarıları, insanların daha iyi olmaya çalışmalarına ve hedeflerine odaklanmalarına yardımcı olabilir. Özellikle rekabetçi bir ortamda bulunan bireyler, başkalarının başarılarından ilham alarak daha fazla çaba harcayabilirler. Ancak, bu durumun aşırıya kaçması ve sağlıksız bir rekabet ortamı yaratması da mümkündür.

Sürekli olarak kişinin kendisini başkalarıyla kıyaslaması, birçok olumsuz etkiye yol açabilir. Düşük benlik saygısı, stres, kaygı, mutsuzluk ve kıskançlık gibi duygusal sorunlar bu durumdan kaynaklanabilir. Ayrıca, sürekli bir rekabet ortamı içinde olmak, insanların mutluluğunu ve içsel huzurunu olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, insanlar başkalarının mükemmel gibi görünen hayatlarını görerek kendilerini daha fazla kıyaslayabilir ve bu da depresyon ve kaygı gibi ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir.

Sonuç olarak, kendimizi sürekli olarak başkalarıyla kıyaslamak doğal bir eğilim olsa da, bu eğilimin farkında olmak ve olumsuz etkilerini azaltmak önemlidir. Kendinizi tanıyın, değerlerinizi belirleyin ve kendi yolunuzda ilerlemeye odaklanın. Herkesin farklı bir yaşam hikayesi ve değerleri vardır, bu nedenle kendinizle barışık bir şekilde yaşamınızı sürdürmek çok kıymetlidir. Başkalarıyla kıyaslama yapmak yerine, empati gösterip takdir edebilirsiniz. Hem kendinizi hem karşınızdakini… Herkesin farklı güçlü yanları vardır ve bu çeşitlilik, yaşamı renklendiren şeylerden biridir.

Sevgilerimle.

İletişim: Instagram @klinikpsikologbetulcavlak

İlginizi çekebilir: Sanat terapisi ile içten dışa uzanan yolculuğumuz

Betül Cavlak Akdaş: TED Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra uzmanlığını Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünden onur öğrencisi olarak almıştır. Yüksek lisans tez konusu "Yetişkin Bireylerin Ebeveynleşme Olgusunda Obsesif İnanışların ve Kaygı Düzeylerinin Rolü"dür. İş hayatına özel bir kurumda devam eden Uzman Klinik Psikolog/Yazar Betül Cavlak Akdaş, online olarak terapi yaparak da danışan görmektedir. Ruh sağlığı alanında almış olduğu Bilişsel Davranışçı Terapi, Objektif Testler, MMPI, Aile Danışmanlığı, Sanat Terapisi gibi eğitimlerinin yanında, psikoloji bilimine yazılarıyla da katkı sağlamayı hedefleri arasına almıştır. Daha önce farklı dergilerde de Yazar olarak bulunan Betül Cavlak Akdaş'ın, "Erteleme Davranışı", "Mimari Yapı ve Psikoloji", "Benlik Saygısı" konuları üzerine araştırma projeleri mevcuttur. Ayrıca, Türkiye Buz Pateni Federasyonu bünyesinde İl Hakemliği yapmaktadır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale