X

Kendimize karşı bu kadar acımasız olmak zorunda değiliz: Beklentilerimiz ne kadar gerçekçi?

Senin kendinden BU KADAR BÜYÜK beklentin ne?

Kendiminkini çözemedim henüz ama geldiğim nokta şu oldu: “Ben kendimden bu kadar büyük ne bekliyorum ki asla yaptıklarımdan tatmin olmuyorum?”

Elimde yanıtım yok, evet, ama en azından doğru soruyu sonunda yakaladım. Sorular önemli. Hayatta doğru sorular sormak bizi geliştiren, genişleten, dönüştüren.

Hayatımda elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışan bir karakterim. Sadece son 3 seneme baktığımda meditasyon hocası, yoga hocası oldum, dersler veriyorum, eğitimler veriyorum, özel hayatımda artan ve beni dönüştüren harika farkındalıklarım oldu, büyük travmalarımı gördüm. Kimini gördüm, kimini çözdüm derken, gerçekten bir şeyler yapıyorum aslında.

Fakat öyle bir noktadaydım ki ne birini görüyordum, ne yaptıklarımdan kendimi kutluyordum, ne ne yaptığımı, ne kadar değerli şeyler yaptığımın farkındaydım. Sanki hiçbir şey yapmayıp öylece oturuyordum. Hayatta başardıklarıma kıymet vermiyordum, gözümde basitleştiriyordum ve kendime öfkelendikçe öfkelenmeye başladım:

-Sen zaten ne yapıyorsun ki?

-Bak herkes neler yapıyor, sen hala yerinde say!

Bir dakika Gamze bir dur! Nefes al! Aynı yerde saymak mı?! Yukarıda bahsettiklerin sadece son 3 senede yaptıklarının bazıları. Nasıl bu kadar kör olabilirsin, nasıl kendini ciddiye almazsın, nasıl kendi değerini bu kadar alçaltırsın? Nerede şefkatin? Nerede bakan gözlerin, duyan kalbin? Nasıl bu kadar kör ve acımasız olabiliyorsun kendine karşı? Neden herkesi yüceltirken kendini yeriyorsun? Neden?

Ve tüm bu soru silsilesinin ardından sonunda asıl soruya ulaştım: Gamze, sen kendinden bu kadar büyük ne bekliyorsun ki hiçbir şey seni tatmin etmiyor?

Sonra da koca bir oh çektim. Zihnim tam olarak neyi beklediğini bilmese de soruyla beraber gelen beklentinin tüm ağırlığını hücrelerimde hissetmiştim. Ve o ağırlığın varlığını kabul etmemle ağırlığın üzerimden uçması ve hafiflemem neredeyse birebir aynı zamanda gerçekleşti. Rahatlamıştım.

Sonra kendime kendimce nasıl büyük bir misyon yüklemiş olduğumu fark ettim. Öyle kocamandı ki sonunda kendi yarattığımın altında kendim kalmıştım. Nasıl da acımasız bir kısırdöngü yaratmıştım kendime. Kendine beklenti yükle, o beklentinin ne olduğunu bile bilmeden ulaşmaya çalış, çırpın, ne yaparsan yap ulaşama, kendine öfkelen, kendini aşağı çek, ufal ufal, o beklentinin altında ezil ve yetinmeyip biraz daha beklenti yükle. Ve bu böyle sürüp gitsin…

Of! Yazarken bunaldım! Ben ne yapmışım kendime! Bir noktasında da evrene kızmak vardı tabii kendime sinirim dışında. “Neden bana yardımcı olmuyorsun, hani biz bir ekiptik?” isyanlarım ve hayal kırıklıklarımı da unutmamalı.

Siz de gördünüz mü benim gibi sınırsız gücümüz olduğunu yukarıdaki örnekte? Öyle büyük gücümüz var ki nasıl da inandırmışım kendimi beklentilere, başarısızlıklara. Nasıl da yarattığım hikayelere kendimden daha çok inanmışım? Hem de körü körüne.

Aramızda benden başka bunu yapanlar varsa diye yazıyorum: Lütfen dikkat edin. Durun ve yakalayın zihnin yalanlarını. Yoksa bu hayat gerçekten çekilmez bir hal alıyor. Daha da kötüsü o çekilmez hali yaratan bizzat kendimiz oluyoruz.

Şimdi sıra döngüyü kırmakta. Kırmak ve ardından da hayatıma hafif gelecek döngülere evirmekte. İş çok. Kendimizle işimiz hiç bitmez. Ama hayat da bu demek değil mi zaten? Bu yüzden gelmedik mi buralara kadar?

İlginizi çekebilir: Mutluluk uzaklarda mı: İstanbul’dan gitmedim ama, kendi evimi kurdum

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale