Kendi varoluşunuza sahip çıkıyor musunuz?

“Sahip olmak istediğiniz değil, sahip olduğunuz çocuğu yetiştirin” diyorlar.
Yani, sahip olmak istediğiniz hayatı değil, sahip olduğunuz hayatı yaşamak önemli.
Yani, sahip olmak istediğimiz duyguların değil, sahip olduğumuz duyguların farkında olmak ve onlarla kalabilmek kıymetli.

Ne zaman kendimizle, kendi bedenimizle, ihtiyaçlarımızla ilgilenebiliyorsak o kadar temas halindeyiz, o kadar o andayız. Gerçeklikteyiz.

Ama önemli olan kendi varoluşumuza sahip olmak değil mi?

Kendini hatırlamanın insanda uyandırdığı ilk his “Ben buradayım” olmaktadır. “Ben burada bu durumun ya da bir durumun içindeyim” ifadesi ya da anlayışıdır. Ancak bu durumu, bu temas halini gerçekleştiren insan, etrafını, olayları ve duygularını hakiki bir nesnellik içinde gözlemleyebilir. Terk edebildiğiniz kadar zamanı, olayı, size ait olmayan kavramı terk edip kendinizle buluştukça varoluşunuzla temas kurabilirsiniz.

O yüzden biz neye sahibiz acaba ya da neye sahip olmaya çalışıyoruz ve çabalıyoruz? Bu ara bunları gözlemlerken buluyorum kendimi…

İlginizi çekebilir: 

Fatma Nur Bilgin
Fatma Nur Bilgin, beden rehabilitasyonunu kişisel dönüşümün adımı olarak görüyor ve bir bütün olarak beden-zihin-ruh dengesini hedefliyor. Beden rehabilitasyonunda Pilates, Dorn-Breuss terapisi ve KranyoSakral ... Devam