X

Kaosun ortasında herkesin mutlu olduğu eşsiz yer: Goa’da yaşam

Hayat hiçbir zaman planladığımız gibi gitmez, değişir ve dönüşür. Önemli olan o değişirken hoşumuza gitmeyen şeylere ne kadar uyum sağladığımızdır. Senelerdir çıkamadığım tatile çıktım! Hindistan, GOA’ya aşık oldum! Arkasında sevdiği adamı bırakmış kadınlar gibi kalbim orada kalarak döndüm! Tatilin üçüncü gününden sonra kaza geçirdim ona rağmen bunları yazıyorum.

Uçak yolculuğu

İstanbul’dan Goa’ya tek uçuş yok! Aktarmalı neredeyse 10 saati bulan bir yolculuk yapmak zorunda kalıyorsunuz. GOA havaalanından Arambol’de kalacağımız yere ulaşmak için taksi ile birkaç saatlik yol gittik! Yani her güzel şey gibi Goa’ya gitmek emek ve sabır istiyor!

Yaşam nasıl?

Türk parası orada çok değerli! Yemekler, kıyafetler buradaki fiyatlarla kıyaslarsak çok ucuz kalıyor… Atm’lerden rupi olarak para çekebilirsiniz ama ben çekmek istediğimde kendi bankamın güvenlik önlemi olarak hesabım bloke oldu. Hesabınızın yurt dışı ayarlarını açmalı ve bankanıza danışmanızda yarar var.

Evet, kaldırım yok, trafik lambası yok! Arabalar, motorlar aynı anda hareket ediyorlar. Ve yol olmadığı için aynı anda gelip gidiyorlar. Mekanlarda Hint motifleri ya da kendi inanışlarını simgeleyen figürleri görmeniz mümkün.

Yemekler nasıl?

Biz hep çok güvenilir yerlerde yedik. Ve çok güzeldi. Özellikle buz ve sudan mikrop kapma olasılığınız var. O yüzden güvenilir, belki biraz daha pahalı yerlere gittik.

Doktor var ama oradaki halkın bile haberi yok!

Orada ufak ama ciddi olabilecek bir kaza geçirdim. İlk yaptığım eczaneye gitmek ve yardım istemekti ama kurallar gereği yardım etmediler. Doktora yönlendirdiler. Ama orada doktoru bulmak da maalesef ayrı bir konu.

Mutluluk var!

Tüm kaosun ortasında herkes mutlu. Dilenciler gülümsüyor. O kadar fakirliğe rağmen halkta anlayamadığınız garip bir şükran duygusu var.

Evet, ülke pis!

Evet, yollardan geçerken burnunuza sürekli farklı kokuların gelmesi çok olası. Baharat kokusu başta olmak üzere keyifli ya da pis birçok kokuya sarılmış bir ülke GOA.

İnsanları çok samimi

Dükkanlarda satıcılarla yoga ve meditasyona dair sohbet edebiliyorsunuz. Herkes sizi gülümseyerek karşılıyor. Hele namakaram diyerek onları karşılıyorsanız çok mutlu oluyorlar.

Hayat orada hep yavaş!

Şehrin doğası gereği olan koşturma burada hiç yok, her şey yavaş. Bize temizliğe gelen ablanın bir yerden bir yere yürüyüşündeki yavaşlığı başta hiç anlamamıştım. Goa, sizi yavaşlatıyor. Olması ya da yapmanız gerekenler diye bir şey yok, her şey orada shanti shanti akışında oluyor. Akışa çok güveniyorlar, inanıyorlar.

Orayı neden bu kadar çok sevdim?

Bir düzen yok, çok güzel bir binanın yanında hemen harabe bir yer görebilirsiniz. Ortalık yerlerde bitmeyen pislikler görmeniz de mümkün. Yollarda zaten düzen yok ama arkadaşlar oradaki sıcaklık, samimiyet ve özgürlük hissinin güzelliğini anlatamam. Bu ülkede sürekli anlaşılamama sorunu yaşayan ben, ilk kez görüldüğümü ve olduğum gibi kabul edildiğimi hissettim. Bu dünyalara bedeldi.

Ve hayatımda ilk kez zihnim tamamen orada boşaldı. Okyanus kıyısında güneşin altına uzanmak, bazen Hindistan cevizinin suyunu içmek, bazen boş boş ufka bakmak… Bana boşluk çok iyi geldi, bir şey yapmaya çalışmaktan vazgeçmek…. Oh! Tüm bunlara rağmen geçirdiğim kaza okyanusa girmemi, yoga yapmamı, dans etmemi vs. hep engelledi. Bacağımı sürekli uzatmak zorunda kaldım. Halen bu yazıyı yazarken uzatıyorum. (Kaza da başka yazının konusu.)

Canım GOA, biliyorum yeniden buluşacağız, o zamana kadar…

İlginizi çekebilir: Hayat, susadığımızda su içmek kadar basit olabilir ama biz zorlaştırmayı seviyoruz

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale