X

Kan grubu diyeti nedir: Hangi kan grubu nasıl beslenmeli?

Kan grubu diyeti veya kan grubuna göre beslenme neredeyse son 20 yıldır popüler bir konu. Bu diyetin savunucuları kan grubunuzun, sağlığınız için hangi yiyeceklerin en iyi olduğunu belirlediğini öne sürüyor. Kan grubuna göre beslenmeyle alternatif tıpta kilo vermeyi teşvik etmek ve hastalıklarla savaşmak amaçlanıyor. Alternatif tıp, tipik olarak bir bireyin biyokimyasal benzersizliğini tanımayı ve buna göre tedaviyi uyarlamayı amaçlıyor. Kan grubu diyeti de kısaca optimal sağlığa ulaşmak için tüketmeniz gereken yiyecekleri kan grubunuzun belirlediği teorisine dayanıyor. Peki bunun arkasındaki bilimsel temel ne ya da bu diyetin bilimsel bir dayanağı var mı? Kan grubu diyeti nedir? Hangi kan grubu nasıl beslenmeli? Kan grubuna göre beslenme hakkında tüm merak ettikleriniz yazımızda.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kan grubu diyeti nedir?

1996 yılında natüropatik bir doktor olan Peter D’Adamo, insanların nasıl daha sağlıklı olabileceklerini, daha uzun yaşayabileceklerini ve kan gruplarına göre beslenerek ideal kilolarına nasıl ulaşabileceklerini anlattığı “Eat Right 4 Your Type” isimli bir kitap yayınladı. Kitap kısa süre içinde en çok satanlar listesine girmeyi başardı ve insanlar kan gruplarını öğrenerek beslenme, egzersiz ve sağlıkları hakkındaki düşüncelerini değiştirmeye başladı.

Kan grubu diyetine göre dört farklı kan grubu, sağlığınız ve zindeliğiniz için doğru beslenmeyi belirlemek adına teorik olarak kullanılabilecek bir belirteç. Bu diyetin arkasındaki fikir, kişinin kan grubuyla uyumlu olmayan lektinli (bir tür protein) gıdaları yemenin aglütinasyon adı verilen kan hücresi kümelenmesine neden olabileceği ve kalp, böbrek hastalığı gibi sağlık sorunlarına yol açabileceği. Ancak halen bu iddiaları destekleyecek bilimsel kanıtlar yeterli değil.

Peter D’Adamo ayrıca, bir kişinin kan grubunun, farklı kan gruplarıyla ilişkili sindirim salgılarındaki farklılıklar nedeniyle çeşitli yiyecekleri sindirme yeteneklerini etkilediğine inanıyor. Örneğin 0 kan grubuna sahip kişilerin, yüksek düzeyde mide asidi nedeniyle eti iyi sindirdiği düşünülüyor. Buradan hareketle D’Adamo, kan grubunuz için tasarlanmış bir beslenme programını izleyerek yiyecekleri daha verimli bir şekilde sindirebileceğinizi, belirli lektinlerin olumsuz etkilerinden kaçınabileceğinizi; bunun sonucunda kilo verebileceğinizi ve genel sağlığınızı iyileştirebileceğinizi öngörüyor.

Kan grubu diyetinin arkasında bilimsel bir kanıt var mı?

Kan gruplarıyla ilgili araştırmalar, özellikle son 10 yılda hızla ilerledi. Günümüzde artık belirli kan gruplarına sahip kişilerin bazı hastalıklara yakalanma riskinin daha yüksek veya daha düşük olabileceğine dair güçlü kanıtlar var (*). Örneğin, O kan grubunun kalp hastalığı riski daha düşüktür, ancak mide ülseri riski daha yüksektir (1, 2). Ancak bunların diyetle ilgisi olması gerektiğini gösteren bir çalışma bulunmuyor.

1.455 genç yetişkinle yapılan büyük bir gözlemsel çalışmada, A kan grubuna uygun bir diyet (birçok meyve ve sebze) yemek, daha iyi sağlık göstergeleri ile ilişkilendirildi. Ancak bu etki sadece A tipi kana sahip bireylerde değil, A tipi diyet uygulayan herkeste görüldü.

Araştırmacıların binden fazla çalışmadan elde edilen verileri incelediği 2013 tarihli büyük bir incelemede ise kan grubu diyetinin sağlık üzerindeki etkilerini inceleyen iyi tasarlanmış tek bir çalışma bile bulunmadı. Dolayısıyla varılan sonuç, kan grubu diyetinin sözde sağlık yararlarını doğrulamak için şu anda elimizde hiçbir kanıt olmadığıydı.

Hangi kan grubu nasıl beslenmeli; hangi kan grubu ne yememeli?

Kan grubu diyetinin yaratıcısı Peter D’Adamo, kitabında herhangi biri için en uygun diyetin kişinin kan grubuna bağlı olduğunu iddia ediyor. Buna göre her kan grubu, atalarımızın genetik özelliklerini temsil ediyor, buna hangi diyetle gelişmek için evrildikleri de dahil.

Kan grubu diyeti, belirli yiyeceklere ve farklı kan grupları için egzersiz planlarına vurgu yapıyor. Bununla birlikte kan grubu ne olursa olsun, bütün gıdaları tüketmeyi ve işlenmiş gıdaların alımını en aza indirmeyi öneriyor. İşte kitaptan kan grubuna göre beslenme önerileri:

A kan grubu nasıl beslenmeli?

D’Adamo’ya göre, A tipi kana sahip insanlar kalp hastalığına, kansere ve diyabete daha yatkınlar. Yoga ve tai chi gibi sakinleştirici, merkezleme egzersizlerinde; organik, vejetaryen bir diyette ise daha başarılılar. Dolayısıyla bitkiler açısından zengin ve kırmızı etten neredeyse tamamen arınmış bir beslenme programı benimsemeliler. Benimsemeleri önerilen diyet, vejetaryen bir diyete çok benziyor.

B kan grubu nasıl beslenmeli?

D’Adamo’ya göre B tipi kanı olan kişiler, güçlü bir bağışıklık sistemine ve toleranslı bir sindirim sistemine sahipler ve diğer kan türlerine kıyasla daha uyumlular. “Çok yönlü” bir diyetle birlikte orta derecede fiziksel egzersiz ve denge egzersizleri yapmalılar. Diyetin arkasındaki teoriye göre ise bu kan grubundaki kişiler kronik yorgunluk, lupus ve multipl skleroz gibi otoimmün bozukluklara daha duyarlılar. Bu insanlar bitkileri ve tavuk eti hariç etleri, süt ürünlerini tüketebilirler. Ancak buğday, mısır, mercimek, domates gibi bazı gıdalardan uzak durmalılar.

AB kan grubu nasıl beslenmeli?

D’Adamo’ya göre AB kan grubuna sahip insanlar biyolojik olarak diğer tiplere göre daha karmaşıklar. Bu inanca göre bu kan grubundaki insanlar et tüketimini sınırlandırmalı, A ve B türleri için geçerli olan egzersizler ve diyetlerin bir kombinasyonunu uygulamalı. Bu kan grubunun daha düşük alerji riskine sahip olduğuna inanılır; ancak kalp hastalığı, kanser ve anemi gibi hastalıklara daha yatkındır. Tüketebilecekleri besinler arasında deniz ürünleri, tofu, süt ürünleri, fasulye ve tahıllar bulunur. Barbunya, mısır, sığır eti ve tavuktan ise uzak durmalılardır.

0 kan grubu nasıl beslenmeli?

Kan grubu diyeti teorisine göre, O kan grubuna sahip kişiler yoğun fiziksel egzersiz ve hayvansal proteinler bakımından zengin bir diyet benimsemeli. Süt ürünleri ve tahıllar sorunlara neden olabileceği için ise bu tür gıdalardan uzak durmalı. Bu kan grubundaki insanlar için glüten, mercimek, barbunya, mısır ve lahana kilo alımına neden olabilir. Tip O ile ilişkili sağlık koşulları arasında astım, saman nezlesi, diğer alerjiler ve artrit bulunuyor.

Kan grubu diyetinin faydaları ve zararları

Tüm popüler diyetler gibi, kan grubu diyetinin de olumlu ve olumsuz yönleri olabilir. Bu noktada artılarına ve eksilerine daha yakından bir bakış atmakta fayda var.

Kan grubu diyetinin faydaları

Kan grubu diyeti, felsefesi gereği egzersizi teşvik eder. Araştırmalar, sağlıklı bir diyetle birlikte düzenli egzersizin kilo kaybını ve dolayısıyla kilo yönetimini destekleyebileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, etkili bir kilo verme stratejisi olarak kan grubu diyetini destekleyen herhangi bir araştırma bulunmuyor.

Her bir kan grubuna ait beslenme listesi, işlenmiş gıdalar yerine sağlıklı bir seçim olan tam gıdaları seçmeniz gerektiğine vurgu yapıyor.

Her kan grubunun kendi yasaklı besinleri olmasına rağmen, beslenme listesinin tamamına bakıldığında sağlıksız ve düşük kalorili bir diyet olmadığını görüyoruz. Özellikle B ve AB grupları için beslenme listeleri daha kapsamlı ve dengeli bir diyet için gerekli olan besin maddelerinin çoğunu içeriyor. Bununla birlikte, A ve O grupları için önerilen beslenme listeleri, çoğu insan için uzun vadede mantıklı olmayan bazı sağlıklı gıda gruplarını kısıtlıyor.

Kan grubu diyetinin zararları

Kan grubuna beslenme, daha önce de belirttiğimiz gibi bilimsel kanıtlara dayanmıyor. Mevcut araştırmaların hiçbiri henüz bu diyetin sağlığınız için daha faydalı olduğunu kanıtlayan nitelikte değil.

Sağlıklı bir yaşam tarzı için herkese uyan tek bir yaklaşım olmadığını unutmayın. Beslenme programının bireyselleştirilmesi için kişinin mevcut sağlık koşullarını dikkate alması gerekir. Yeni bir beslenme düzenine geçmeden önce, özellikle altta yatan bir sağlık durumunuz varsa, doktorunuza veya uzman bir diyetisyene danışın.

Uplifers Sağlıklı Beslenme Koleksiyonu’nu incelemek için tıklayın.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

İlginizi çekebilir: Diyet yaparken mutlaka dikkat etmeniz gereken 10 püf nokta

Kaynak: Healthline

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale