İyileşme yaşamdan uzakta değil tam aksine yaşamın içinde olur

Son dönemde öğrencilerimde, etrafımda çok gördüğüm bir durum var. Yaşadıkları sağlık sorunları yüzünden fiziksel yoga pratiklerine ara vermek zorunda kalıyorlar! Bu durum da onları kırgın ve yorgun hissettiriyor!

Dürüst olmak gerekirse ben de çok yaşadım! Kırgın hissetmenin nasıl tek başına bir yer olduğunu çok iyi biliyorum! İlk temel yoga eğitimimi alırken belimden yaşadığım sağlık sorunları yüzünden çok zorlanmıştım. Rahatlıkla yapabildiğim şeyleri yapamıyor olmak ve eğitime herkes gibi dahil olamamak kolay değildi. Kırgınlığın derin halini anlatacak kelime yok cebimde. Ama biliyor musunuz o gruptan yoga eğitmenliğini meslek olarak yapan tek kişi de ben çıktım! Bunu kendini beğenmiş bir yerden yazmıyorum, lütfen öyle algılamayın!

16 senedir yoga hayatımdaysa en temel nedeni ona olan adanmışlığımdır!

Dolayısıyla çok kalpten söyleyebilirim ki; neye kalbinizi verirseniz, eninde sonunda çiçek açacaktır!

En sert yoga matından uzaklaşma dönemim beyin ameliyatına girmem gerektiğini öğrendiğim zamandı. Yoga pratiğini bırak, yaşayabilecek miyim sorusu çok daha sarsıcıydı.

Ameliyattan sonra iyileşme döneminde yine hayat çok sert vurdu! Bu kadar büyük bir ameliyat geçirmiş olmanın ağırlığı bedenimde, ruhumda gezinirken kendimi daha rahat hikayesi olanlarla çok kıyasladım.

Hayatın tüm süreçlerde inatla öğretmek istediği; izole ederek kendimi iyileştiremeyeceğim oldu! Çünkü doğal iyileşme süreci, yaşamdan uzak değil, tam aksine yaşamın içindeydi!

Ve kendimi kırık hissedersen yaşama atlamak, insanların arasına dahil olabilmek, yapabildiğim en ileri yoga pozum diyebilirim!

Yapamıyor olmak, çok yorgun bir yer arkadaşlar! Ama biliyor musunuz çok da öğretici!

En sert öğretmenlerim yaşadığım sağlık sorunlarıyla “kırgın, değersiz” hissetmeme vesile olan hislerimdi.

Yapamamayı bırak, burada olamama olasılığının içinden geçmek zorunda kalmış olduğumdan karanlık tünelin ucunun ne kadar derin olduğunu da biliyorum!

Yapamıyor olduklarımdan kendimi çok da hırpaladım ama yapabiliyor olduklarım güneş görmeyen zamanlarımın dayanaklarıydı!

Onlar sayesinde devam edebildim!

Onlar sayesinde bu yazıyı okuyorsunuz, inanın alternatif bir olasılıkta sadece kanepede yatabilirdim.

Dolayısıyla öyle bir yerden geçiyorsanız,

İster fiziksel yoga pratiğinden uzaklaşmak zorun kalın ister günlük rutinlerden ya da başka şeylerden…

Lütfen;

Kendinize acımak ya da kendinizi başkasıyla kıyaslamak yerine yapabildiklerinize odaklanın!

Bulunduğunuz yerden yapabildiğiniz ne mümkünse onu yapın!

Kırılmış, kırgın yerlerinizi saklamayın,

Açın camları, yaşayın ki güneşin erişmediği kırgın karanlıklar kalmasın…

Sevgimle…

İlginizi çekebilir: Neden kendimizin en iyisi olabilecekken, başkalarının ikinci versiyonları olalım?

Özde Çolakoğlu Yoga Eğitmeni
Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ... Devam