X

İyileşme öyküleri: Sonunda buldum seni

Sevginin, hak etmem gereken bir şey olduğuna inandım yıllar boyunca. Ancak çok çalışkan, çok üretken, çok başarılı, çok güzel, çok güçlü, kısacası mükemmel olursam sevilebileceğime. Mükemmel olmak için çabaladım durdum. Tabii, bu, kendi kendimi hayal kırıklığına uğratmaktan başka bir işe yaramadı sonunda.

Çocukluğunda koşulsuz sevgiyi tatmak yerine, sevilmesinin birtakım koşullara bağlı olduğunu hissetmiş bireylerde bende olan türden bir mükemmeliyetçiliğin var olduğunu biliyordum bilmesine de, bu işi nasıl çözeceğimi bilemiyordum, işte.

Terapi, davranışımın altında yatan sebepleri görmeme ve bu konuda farkındalık geliştirmeme yardımcı olmuştu ama kendimi mükemmel olma sevdasından nasıl kurtaracağımı öğretmemişti bana. Bunu tek başıma başarmak zorundaydım. Sonunda, bir cevap arayıp durmak yerine, bir soru sormaya karar verdim ben de.

Güneşli bir pazar sabahı meditasyona oturmuşken, tam da nefesime odaklanmayı başarabildiğim anda, kedim Yoko teklifsizce kucağıma gelip oturdu ve mutlulukla yalanmaya başladı. Gözlerimi açtım, ona baktım, sonra da elimde olmadan gülümsedim. Yoko da bana baktı ve ağzını kocaman açıp esnedikten sonra, mırıl mırıl mırlayarak keyifle yalanmaya devam etti.

O an çok önemli bir şeyin farkına vardım: Ben sırf sevilebilmek için kendimi mükemmel olmaya adamışken, kedim bunu hiçbir şey yapmaksızın, sadece var olarak başarıyordu. Sadece kendisi olarak, sadece var olarak, sadece Yoko olarak. Ve bir an durup düşündükten sonra, şöyle sordum kendime: “Sadece var olduğum için sevilmeyi başarabilir miyim ben de?”

Sonra gözlerimi kapattım ve meditasyon yapmaya devam ettim kucağımda kedimle. Ama bu soru uzun süre aklımdan çıkmadı. Bir yandan nefesimi dinlerken, bir yandan da kalbimin üzerine götürdüm elimi nazikçe. Ve şöyle sordum bu sefer de: “Sadece var olduğum için kendimi sevmeyi başarabilir miyim ben de?”

Başkalarından koşulsuz sevgi talep edemeyeceğimi biliyorum artık. Çocukluk geride kaldı ve yetişkinler birbirlerini koşulsuz olarak sevemezler, sevmemeliler de zaten belki de. Evet, bazen ben de yetişkin olmaktan istifa etmek istiyorum ama durum böyle.
Ve durum böyleyken, aslında hiçbir koşula bağlı olmaksızın, daima ve sonsuza dek bizimle olduğundan emin olabileceğimiz tek bir sevgi türü var hayatta, o da kendimize duyduğumuz sevgi. Kendimize duyduğumuz sevgi hep içimizde bir yerlerde bizimle ve onunla temas kurmayı başarırsak, bir daha asla yalnız hissetmeyiz kendimizi.

Evet, o sabah elimi kalbime götürdüğümde ve kalp atışlarımı avcumun içinde hissettiğimde, ne pahasına olursa olsun kendim olduğum için teşekkür ettim kendime. Ve o anda, “kendimi” koymaya karar verdim “mükemmel”in yerine. “Mükemmel değil, otantik olmak istiyorum” dedim yüksek sesle. “Mükemmel değil, kendim olmak istiyorum. Ve kendimi olduğum gibi yeterli görüyorum.”

Eskiden mesafeliydim böyle şeylere. Bu türden olumlamaları yüksek sesle söylemek komik ve tuhaf gelirdi bana. Ancak bunları içten bir biçimde, gerçekten inanarak söylediğimde, kendimi çok daha mutlu ve huzurlu hissettiğimi fark ettim zaman içinde. İşe yaradıklarını gördüm bir şekilde. “Şu wellness gurularının bir bildikleri varmış!” dedim kendi kendime.

Şimdilerde, tıpkı kedim Yoko gibi, sadece var olduğum için sevilmeyi hak ettiğimi söylüyorum her gün kendime. Dahası, sevginin hak edilecek bir şey olmadığını ve ne olursa olsun onun daima içimde, benimle olduğunu. Kedilerden öğreneceğimiz ne çok şey olduğuna ise şaşırıyorum her seferinde.

Dışarıdan gelecek hiçbir şey mutlu edemez bizi bizim kadar, çok iyi biliyorum bunu. Aynı zamanda, biliyorum ki, kendimi keşfetme ve sevme yolculuğumda bana katılmak isteyen başkaları da var bu dünyada. Onlar beni zaten çok çalışkan, çok üretken, çok başarılı, çok güzel, çok güçlü, kısacası mükemmel olduğum için değil, sadece var olduğum için seviyorlar aslında.

Mükemmel bir yerde yaşamıyor sevgi. O hayatım boyunca karmaşık, dağınık, kusurlu, melankolik, kaotik bir yerde bekledi beni. Kendi kalbimin derinliklerinde, yani. Bu yüzden, meditasyonumu bitirirken son kez kalbime dokunuyor ve şöyle fısıldıyorum ona: “İşte, sonunda buldum seni.”

İlginizi çekebilir: İyileşme öyküleri: Kaktüs çiçekleri

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale