X

İyi beslenmede ‘alkali’ yaklaşımı ve Mealkaline deneyimim

Pandemi döneminde hayatınızda değişen şeyler nelerdir diye sorsam; pek çoğunuzun cevapları arasında ‘beslenme alışkanlıkları’nın da yer alacağına neredeyse eminim. Bazılarımız ilk kez mutfağa girdik; çok büyük bir kısmımız evde ekşi mayalı ekmek yapmayı denedik; pek çoğumuz ise tartıya çıktığımızda ‘pandemi kiloları’ kavramıyla tanıştık.

İtiraf ediyorum; pandemide kilo alanlardan biri de benim. Evden çıkmadığımız bu dönemde, daha az hareket etmenin yanı sıra daha da çok yedim. Herkes gibi ben de yeni tarifler denedim; ama yediklerime pek de dikkat etmedim. Düzenli egzersizi rutin haline getirmeye çalıştım -uzun bir süre de devam ettim- ancak yemekten de asla vazgeçmedim. Üzerine bir de uzun süren kış eklenince tartıda artı 15 kiloyu görmem kaçınılmaz oldu.

Hayatımın uzunca bir bölümünde düzenli spor yapmış olsam da, sıkı ya da zorlayıcı bir diyet hiçbir zaman uygulamadım. Ancak daha sağlıklı olmak ve kendimi daha iyi hissettiğim ‘pandemi kiloları’ öncesi döneme dönebilmek için hem sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanacağım hem de yediklerimin tadını çıkarabileceğim bir arayış içerisindeydim. Tam da bu dönemde karşıma Mealkaline alkali beslenme paketleri çıktı.

Öncelikle alkali beslenme nedir, kısaca ondan bahsedeyim. Tükettiğimiz gıdalar vücudumuzda toksinlerin birikmesine neden olurken, asidik yiyecekler de bedenimizin ideal pH derecesini düşürerek dengeyi bozuyor. Alkali beslenme ise, en kısa tanımıyla, vücudumuzun asit ve alkali dengesini korumaya yönelik bir beslenme tarzıdır. Beslenmemizde yer alan asidik besinleri alkali besinlerle değiştirerek pH dengesini korumayı hedefler. Hayvansal besinler, şeker, trans yağ, glutenli ve paketli ürünleri hayatımızdan çıkararak, sağlıklı kalmamızı ve vücudumuzun ideal ağırlığına kavuşmamızı sağlar.

Gelelim Mealkaline deneyimime. Mealkaline beslenme paketleri, her sabah evime bırakılıyor. Kahvaltı, öğlen yemeği ve akşam yemeği olmak üzere 3 ana öğünün yanı sıra, ara öğün olarak tüketebileceğimiz 2 farklı juice da paketin içerisinde geliyor. Paketin içinde ayrıca Amerikan servis, çatal bıçak, tuz-karabiber de çıkıyor. Dolayısıyla gün içindeki tüm beslenme ihtiyacınız, bu kutuya sığmış oluyor. Mealkaline kutuları da oldukça kaliteli; yiyecekler ezilmiyor, kokular karışmıyor ve öğünler ayrı ayrı paketlenmiş halde getiriliyor.

Mealkaline öncesi ve sonrası

Mealkaline ile beslenmeye başlamadan önce birkaç hedefim vardı; daha sağlıklı beslenmek, gün içerisinde mutfakta geçirdiğim zamanı azaltmak ve bir de kilo vermek. Aslında düzenli tartılan biri değilim; ancak yeni beslenme düzenimin etkisini görmek için de oldukça heyecanlıydım.

Deneyimlediğim paket zayıflama paketi olmasına rağmen hiç aç hissetmedim; ilk gün bile asla diyete girmiş ya da beslenme tarzımı değiştirmiş gibi bir zorluk yaşamadım. Değişim ise gözle görülür şekilde ve tartıda da fark edildi. Gün içerisindeki hareket ve egzersiz miktarını hiç artırmamama rağmen; sürecin ilk iki haftasında 66.95’ten 64.95 kilograma kadar indim. Bu süreçte muhtemelen glütenden sürekli şişkin olan karnım düzleşti, tuvalet alışkanlıklarım düzene girdi. Akşamları atıştırma ihtiyacım azaldı ve bağımlısı olduğumu düşündüğüm şekerle de arama mesafe girdi 🙂

Bu süreçle ilgili bedenimin temizlenmesi ve kilo vermem dışında en çok hoşuma giden şey ise çok çeşitli besinler tüketmek ve hatta bir araya gelebileceğini bile düşünmediğim malzemelerle hazırlanmış hem leziz hem de sağlıklı şeyler yemiş olmak. Beluga mercimeğinden vegan lazanyaya, glütensiz harika lezzetlerden, sebzeleri ‘sıkıcılıktan kurtaran’ yaratıcı tariflere, pek çok farklı tarif, her gün Mealkaline paketiyle evime ulaştı. Siyah pirinç salata, portakallı zeytinyağlı kereviz, ananaslı guavalı marmelat, karabuğday arancini, ızgara enginarlı sebze şişleri ve özellikle tatlı kahvaltılar, lezzetiyle ön plana çıkan ve tadı damağımda kalan yemeklerden birkaçı.

Özetle Mealkaline diyet psikolojisine girmeden ve sağlıkla kilo vermek, farklı lezzetler denemek, yoğun çalışma temposu arasında mutfakta geçirdiği vakti farklı şeylere ayırmak isteyenler için denenmesi gereken bir seçenek. Mealkaline Zayıflama Paketi’yle tanışmak için web sitelerinden bilgi alabilirsiniz.

Merve Uvut: Meraklı, detaylara takıntılı, ince işçiliğin hayranı. Merak etmekle kalmıyor; araştırmayı, öğrenmeyi ve öğrendiklerini paylaşmayı seviyor. Uplifers'la birlikte yeni şeyler deneyimlemeye, öğrenmeye ve büyümeye devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale