X

Dengeli yaşam sanatı Lagom’dan kadın-erkek eşitliği üzerine: Latte Babaları

İsveçliler’in yaşamın her alanında dengeli olmayı odağına alan Lagom felsefesi, dengeli yaşam sanatının hayatın her alanında olduğu gibi kadın-erkek eşitliği ve toplumsal rollerin bu iki cinsiyet üstündeki dağılımı konusunda nasıl yansımaları olabileceğini, somut olarak görebildiğimiz bir yaşam tarzı. Lagom: İsveçlilerin Dengeli Yaşama Sanatı kitabında bahsedilen latte babaları kavramı da kulağa hoş geldiği kadar içinde de Lagom felsefesinden tatlı anlamlar barındıran bir ebeveynlik pratiği.

Lagom’dan “latte babaları”

Peki, kimdir latte babaları? Ebeveynlik izninden faydalanıp evde kalarak çocuklarının bakımını üstlenmeyi tercih etmiş babalar için latte babalar kavramı yaygın bir şekilde kullanılıyor. Bir elinde kahveleri ile dışarıda çocuklarıyla zaman geçiren babaların sayısı İsveç’te oldukça fazla. Bu nedenle İsveç, ebeveynler için “ütopya” olarak tanımlanıyor. Çocuk bakımında olduğu gibi ev işlerinde de eşit görev paylaşımı yapılan evlerde, çocukların ve ebeveynlerin mutluluğunun daha çok artabileceği söyleniyor.

İsveç, 1974 yılında anneye özel doğum izninin yerine “ebeveynlik iznini” getiren ilk ülke oldu.

Eşitlikçi çiftlerin çocuklarının okul başarısı da daha yüksek oluyor. Aynı zamanda, yapılan araştırmalar cinsiyet eşitliğinin desteklendiği ülkelerdeki mutluluk oranının da daha fazla olduğunu da gösteriyor. İş yerleri de bu durumdan olumlu sonuçlar elde ediyor. Kısaca, cinsiyet eşitliği hem mikro hem makro düzeyde bireylere, ülkelere, ekonomilere katkı sağlıyor.

Türkiye’de alışık olduğumuz örneklerin aksine; baba, ebeveynlik rolünden sıyrılmıyor, ayrı tutulmaya çalışılmıyor, tüm sorumluluk anneye yüklenmiyor veya anne kendi iş yaşantısından kopmak zorunda kalmıyor. Erkek adam ne anlar.” , “Aman sen karışma, sen nereden bileceksin.”  gibi söylemlerin yanı sıra “Sen uyu, ben çocukla ilgilenirim.” veya tam tersi “Ben çalışıyorum, çocukla sen ilgilen.” tarzındaki diyaloglar ne yazık ki çocuklu bir evde en sık yankılanan cümleler… Bu noktada, çocuk bakımında daha fazla rol almak isteyen babalar da benzer söylemlerden dolayı süreçten uzaklaşabiliyor. Üzerine çevrenin baskısı da eklenince, böyle düşünüp hissetmeyen anne-babalar da kendilerini benzer bir döngünün içinde bulabiliyorlar.

Evde eşitlik, işte eşitlik, toplumda eşitlik: Dünyada eşitlik

Cinsiyet eşitliğini ilke edinmiş iş yerleri de kadınlara çocuk sahibi olduklarında (doğum yaptıklarında veya evlat edindiklerinde) ücretli izin imkanı tanıyarak çalışanının uzun yıllar çalışabilmesine olanak yaratıyor, bu sayede aynı iş yerinde daha az personel değişikliği yaşanıyor. Kadınlar, zor seçimler yapmaya mecbur bırakılmıyor. Aynı şekilde babalara da hak tanıyan sistem, çocuklar 8 yaşına gelene kadar kullanılmak üzere toplamda 480 gün izin veriyor.

İsveç, aynı zamanda %78.3 ile Avrupa Birliği’nin en yüksek kadın çalışan oranına sahip. Çocuk sahibi olduklarında eşlerinden yeteri kadar destek gören kadınlar, hiçbir olumsuzluk yaşamadan işlerine devam edebiliyorlar. Benzer bir şekilde anne, ücretli izne ayrılıp bu süreçte çocuğunun bakımını da üstlenebiliyor, öyle bile olsa babaların desteği, ev işlerindeki ortak paylaşımı sürmeye devam ediyor. Evde eşitlikçi ortama şahit olan çocuklar da cinsiyet eşitliğine saygı duyan bireyler olarak yetişiyor ve onlar da ileride kendi aile yaşantılarında benzer alışkanlıkları sürdürmeye devam ediyorlar. Saygılı bireyler olarak topluma karışıyor, aynı şekilde kendi çocuklarını da yetiştirerek geniş çapta bir gelişimin temelini oluşturuyorlar.

İlginizi çekebilir: İsveçlilerin lagom felsefesiyle tanıştınız mı: Lagom felsefesiyle yaşam için 6 öneri

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale