X

Hemen keşfetmek isteyeceğiniz İstanbul’a yakın 9 kaçamak rotası

Üstünüzdeki üşengeçliği bir kenara bırakın ve hafta sonları İstanbul’a yakın, doğayla iç içe yerlere kaçarak iş hayatına kısa molalar verin. Aracınızla en fazla üç saat içerisinde ulaşabileceğiniz bu destinasyonlarda nerede kalınır, ne yer, ne içilir, neler yapılır merak ediyorsanız, tüm cevaplar bu yazıda yer alıyor.

AĞVA

İstanbul’dan kaçış söz konusu olduğunda ilk akla gelen yerlerden biri Ağva. Hem ulaşımı kolay, hem de kendinizi cennette gibi hissedeceğiniz bir doğaya sahip. Denize girip, dere kenarında leziz yemekler yerken keyif yapabileceğiniz bir konuma sahip.

Ağva’ya birkaç günlüğüne gitmeyi düşünüyorsanız, Göksu Nehri’nin kıyısındaki Park Mandalin Hotel’de nehir manzaralı odalarda kalabilir, sabahları açık büfe kahvaltının ve akşamları da geleneksel yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz. Dere üstündeki bir diğer konaklayabileceğiniz mekan ise Piccolo Mondo Otel. İtalyancada “küçük dünya” anlamına gelen otelde, hem dağ hem de nehir manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Sandal ve deniz bisikletleriyle nehirde turlayabilir, sabahları ise güne köy kahvaltısıyla başlayabilirsiniz. Ayrıca içinizde küçük bir gezgin varsa, Ağva’ya kadar gitmişken, Saklı Göl, Kilim Koyu ve Gelin Kayası’nı da ziyaret etmenizi öneririz. Bu arada vakit ayırıp cuma gününden Ağva’ya gitme olanağınız olursa, bu bölgede yaşayanların kendi ürettikleri, hormonsuz taze sebze ve meyvelere kurulan halk pazarından ulaşabilirsiniz.

RİVA

Yeşille mavinin bir diğer buluşma noktası Şile yolu üzerindeki Riva. Eski bir Rum köyü olan Riva, doğa yürüyüşleri için ideal. Riva Nehri kıyısındaki Cam Ocağı’na özellikle uğramanızı öneririz. Camdan objelerin yapımına şahit olabilir, nehir kıyısında oturup kuş seslerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Doğayla iç içe olmayı seviyorsanız, Riva’ya oldukça yakın olan Mahmut Şevket Paşa Köyü’ndeki Kulindağ Dağ Evi’nde kalabilirsiniz. Biraz daha maceracı bir ruha sahipseniz ve kamp yapmayı seviyorsanız, Elmasburun Koyu’nda kamp kurabilir ve piknik yapabilirsiniz. Riva’ya kadar gitmişken, koruma altına alınmamış olduğundan bir harabeye dönüşmüş olsa da, Riva Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

MAŞUKİYE

Sapanca, İstanbulluların hafta sonları için öncelikli olarak tercih ettiği rotalar arasında yer alıyor. Maşukiye’de dağ havasını içinize çekerken, Alabalık Vadisi’ndeki restoranlarda leziz alabalıkların tadını çıkartabilirsiniz. Sapanca Gölü’nün kıyısı ve Kartepe’nin eteklerinde yer alan Maşukiye’de ağaçların arasından yürüyerek Kuzu ve Kiraz Yaylası’na gidebilirsiniz. Köy meydanına da uğrayıp bir çay için. Sabahları ise Şelale Restaurant’da köy kahvaltısıyla güne başlayın. Tam da zamanı gelmişken, Maşukiye’nin meşhur kirazının da tadına bakmadan dönmeyin.

Sapanca’nın bu kadar yakınındayken, bir gece NG Güral Sapanca Wellness’da kalarak masaj ve spa keyfini de yaşamanızı öneririz. Konaklama için Sessiz Ev Çiftlik Hotel ve Cevizdibi Hotel’i de tercih edebilirsiniz.

ŞİLE

İstanbul’a oldukça yakın ve ulaşımı kolay olan Şile’de denize girmek ya da plajda uzanmak yerine yapabileceğiniz pek çok şey var. Mesela, Şile’nin dünyanın en büyük ikinci fenerine ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz? Fener’e doğru giderken, Ağlayan Kayalar’ı ziyaret etmeyi unutmayın. Kumbaba Tepesi’ne gidip kumlarda doğal fizyoterapinin tadını çıkarabilirsiniz. Yeniköy’e uğrayıp ormanlarda gezinebilir, Osmanlı Hamamı’na ve Kilise Kalıntısı’na uğrayabilirsiniz. Şile bezinden yapılmış elbiseleri şimdiden alışveriş listenize ekleyin. Yapay bir baraj gölü olsa da sessiz, sakin ortamı ve temiz havasıyla huzur veren Saklı Göl’e keşif rotanızda yer verin.

“Hafta sonu kaçamağı yapmak ve sadece dinlenmek istiyoruz.” derseniz, Ulupelit Köyü’ndeki Casa Lavanda Butik Otel’de kalabilirsiniz. Burada özel spa merkezinden faydalanarak hem vücudunuzu hem de ruhunuzu dinlendirebilirsiniz.

KIYIKÖY

Kırklareli’ne bağlı olan Kıyıköy, bir sahil kasabası. Balıkçı köyü olarak da bilinen bu şirin kasaba dünyanın en eski taş oyma manastırlarından biri olan Aya Nikola Manastırı’na ev sahipliği yapıyor. Günübirlik geziler için daha uygun bir yer; ancak konaklamak isterseniz, Aya Nikola yolu üstündeki Marina Konaklama’da kalabilirsiniz. Balık, salata ve köy ekmeği keyfini Köşk Restaurant’da yaşayabilirsiniz. Dokuzuncu yüzyıldan kalma Bizans döneminin ruhunu yansıtan Mağara Manastırı’nı ziyaret etmenizi öneririz.

Bir de Kıyıköy’e doğru gitmişken, Kastro’ya mutlaka uğrayın. Altın rengi kumlarda yürüyüş yapmanın keyfi bir başka çünkü. Havalar ısınmaya başlamışken, koruma altındaki milli parkta denize de girebilirsiniz.

İĞNEADA

Trakya’nın incisi olarak bilinen İğneada; saklı dereleri, longoz ormanları, deniz ve gölleriyle bu ismi hak ediyor. Buraya gittiğiniz zaman çevre turu için orayı bilen bir rehberle yola çıkmanızda fayda var. Çünkü keşfedilip gezilecek çok yer var. Yanınızda mutlaka yağmur ya da balıkçı çizmelerinizi götürün, çünkü longozlarda gezinmek apayrı bir keyif olacak. Kamp yapmak isterseniz, meşelerin arasındaki Mert Gölü ve liman yolunda bulunan Erikli Gölü kıyısı bunun için ideal. Beğendik Köyü’ne de mutlaka uğrayın. Bölgede üretilen organik ballarla bir köy kahvaltısı yapmayı da ihmal etmeyin.

“Kamp bana göre değil” derseniz, İğneada Resort Hotel & Spa’da konaklayabilirsiniz. Ama size tavsiyemiz, otele kapanıp kalmamanız ve bu muhteşem doğayı keşfetmeniz.

ACARLAR LONGOZU VE TARAKLI KASABASI

Ormanlara suların basmasıyla oluşan longozları hala keşfetmediyseniz, Türkiye’nin ikinci büyük longozu olan Acarlar Longozu’na doğru yola çıkın. Nesli tükenmek üzere olan birçok bitki ve hayvana ev sahipliği yapan bu longozda, kendinizi tam anlamıyla doğanın içinde hissedeceksiniz. Söz konusu konaklama olduğunda ise, buraya çok yakın olan Taraklı Kasabası’nı tercih etmenizi öneririz. Osmanlı’dan kalan tarihi evleri ve dar ara sokaklarını arnavut kaldırımlarının süslediği bir yer burası. Kasabaya gittiğinizde, buraya özgü olan yöresel keşkek, nohutlu et, köpük helvası ve uhut tatlısını deneyin.

Kadirler Konağı’nda ya da evini pansiyona çeviren ve sizi sımsıcak karşılayan ailelerin yanında da kalabilirsiniz. Tarihi han ve hamamları gezerken, Yusuf Bey Mahallesi’ndeki 700 yıllık çınar ağacının altında bir mola vermeyi de ihmal etmeyin.

POLONEZKÖY

Hafta sonları ziyaretçisi çok olsa da, Polonezköy yine de şehirden biraz uzaklaşmak ve kafanızı dağıtmak için çok güzel bir yer. Öncelikle Polonezköy’e giderken yolunuzun üstündeki Cumhuriyet Köy’de kısa bir mola verin. Piknik alanında mangal yapabilir ve meydandaki eski fırından köy ekmeği alıp tadını çıkarabilirsiniz. Yürüyüş parkurlarında zaman geçirebilir, ata binebilir ya da bisikletle keşfe çıkabilirsiniz. Polonezköy’e gitmişken, Leonardo Restaurant’ta kahvaltı yapmanızı öneririz. Türk, Slav, Polonya, Avusturya ve Fransız mutfağının izlerini menüsünde taşıyan restoranın kahvaltısı dillere destan. Polonezköy’ün hemen girişinde yer alan Meryem Ana Kilisesi’ni ziyaret edin ve o güzel bahçede geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.

Konaklama konusunda neredeyse hiç sıkıntı yaşamayacağınız bir yer Polonezköy, ama Village Park Resort & Spa ve Legend Park Hotel’i tercih edebilirsiniz.

KEFKEN

Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı olan Kefken köyü, hem tarihi hem de doğasıyla keşfedilmeyi bekleyen bir yer. Kefken, pembe kayalarıyla meşhur. Osmanlı döneminde birçok yapı ve camide kullanılan bu kayalar görsel bir şölen sunuyor ziyaretçilerine. Deniz manzarasına şahit olmak ve gün batımının keyfini çıkarmak isterseniz, Kumcağız Koyu’na gitmenizi öneririz. Organik yiyeceklere merakınız varsa, pazar günleri Kefken’de kurulan pazara uğrayıp yöreye özgü sebzeleri keşfedebilirsiniz. Bu arada meşhur Kandıra yoğurdunun da tadına bakmayı unutmayın.

Yolunuz buralara düşmüşken, küçük bir balıkçı köyü olan Kerpe’ye de uğrayın. Kandıra’ya vardıktan sonra çam ormanının içinden geçerek buraya ulaşıyorsunuz. Kerpe’nin en büyük özelliği ise Karadeniz’in sert dalgalarının çarpa çarpa oluşturduğu kayaları. Adeta birer heykele benzeyen bu kayalar bir doğa harikası. Konaklama için Kandıra ve Kerpe arasındaki küçük koylardan istediğiniz birini seçip kamp kurabilir, Kandıra’nın meşhur etlerinden alıp mangal yapabilirsiniz ama bir çatı altında kalmak istiyorsanız, Kerpe Güneş Apart Hotel’de konaklayabilirsiniz.

 

Zeynep Sipahi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale