X

Reddedilen iş başvurularınızın arkasındaki sizinle ilgili olmayan sebepler

İş aramak, çok zorlu bir süreç olup hem işsizlik kaygısını tetikliyor hem de mülakatlara hazırlık için fazlasıyla zaman gerektiriyor. Bu süreç, aynı zamanda reddedilen iş başvurularını da ön plana çıkararak birçok insanın endişelerini artırıyor. Bu endişeler, adayların kendilerini sorgulamalarına, eksiklerini aramalarına ve ‘’Neyi yanlış yaptım?’’ sorusunu cevaplandırmaya çalışmalarına yol açıyor. Bahsi geçen tepkilerin hepsi çok doğal olsa da reddedilen her iş başvurusunun sadece adayla, yeteneklerle veya deneyimlerle ilgisi olmuyor. Bu yazımızda, bireysel kontrolün dışında kalan ve iş başvurusu reddine sebep olabilen üç yaygın sebebi ve bu sebepler karşısında yapabileceklerinizi sizlerle paylaşıyoruz.

Reddedilen iş başvurularının arkasında bulunan adaydan bağımsız nedenler

Kişisel başarısızlık anlamına gelmeyen reddedilen iş başvuruları, kontrol dışı birçok faktör sonucunda ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden, her olumsuz cevabın bir öğrenme deneyimi olarak kabul edilmesi büyük bir önem taşıyor. Şimdi, iş başvurularınızın reddedilmesine sebep olabilen sizden bağımsız nedenleri açıklamak istiyoruz.

Bütçe kesintisi ve değişen ihtiyaçlar

Her şirket, her zaman sabit bir iş gücü planlamasına sahip olmuyor. Bir başka deyişle, bazı dönemlerde bütçe kesintileri açığa çıkabiliyor ya da çeşitli mali sebepler bazı pozisyonların geçici süreliğine iptal edilmesine yol açabiliyor. Aynı zamanda, birleşme ve yeniden yapılanma gibi kritik süreçler de bazı pozisyonların kapanmasına neden olabiliyor. Eğer görüşmeniz çok iyi geçtiği halde bir şirketten olumsuz bir dönüş aldıysanız bu durumun arkasında finansal bir durumun olabileceğini unutmamalısınız.

Pozisyonun değiştirilmesi

Bazı şirketler, açık olan pozisyonlarını başka görevlerle birleştirerek genişletebiliyorlar. Buna ek olarak, stratejik önceliklerin değişmesiyle bazı pozisyonlar askıya alınabiliyor. Ayrıca, iş ilanı yayınlandıktan sonra bazı pozisyonların yetenek setlerinin ya da sorumluluklarının değişebildiğini de belirtmeliyiz. Başvurularınızın tamamen pozisyonla alakalı sebepler yüzünden reddedilebileceğini kabullenmelisiniz.

İç aday tercihi

Pek çok şirket, yeni bir pozisyon açıldığı zaman kendi bünyesindeki çalışanları değerlendiriyor. Örneğin, yeni bir pozisyon için içeriden birisi terfi ettirilebiliyor veya farklı bir departmana geçirilebiliyor. Aynı zamanda, bazı çalışanlar da yeni bir rol üstlenmeyi ya da sorumluluklarını başka bir çalışana devretmeyi isteyebiliyorlar. Bu tarz durumlar, şirketler için genellikle maliyet açısından avantaj sağlıyor. Bu nedenle, dışarıdan gelen başvurular ne kadar iyi olursa olsun iç adaylar daha öncelikli olabiliyor.

Reddedilen iş başvuruları karşısında ne yapabilirsiniz?

İlk olarak, reddedilmenin herhangi bir eksikliğinizden kaynaklanmayabileceğini fark etmelisiniz. Olumsuz dönüşlerin iş arama sürecinin doğal bir parçası olduğunu unutmadan iş başvurusu yapma motivasyonunuzu koruyabilirsiniz.

Kişisel algılamamaya ek olarak, reddedilme nedeniniz sizden bağımsız olsa bile bu durumu bir fırsat olarak değerlendirebilirsiniz. Bu fırsat doğrultusunda, başvurduğunuz ilanlardaki anahtar kelimeleri öz geçmişinizde yeteri kadar kullanıp kullanmadığınızı inceleyebilirsiniz. Ayrıca, başvuru dosyalarınızdaki metinleri de net ve pozisyona özgü olacak şekilde düzenleyebilirsiniz.

İş arama sürecinin kilit noktası olan networkingi de aklınızdan asla çıkarmamalısınız. LinkedIn gibi profesyonel platformları aktif bir şekilde kullanarak sektörünüzdeki profesyonellerle bağlantı kurabilirsiniz. Aynı zamanda, sektörel etkinliklere katılarak ve uzmanlarla görüşmeler ayarlayarak ağınızı genişletebilirsiniz. Genişleyen ağınız sayesinde de görünmeyen pozisyonları hızlıca yakalayabilirsiniz.

Son olarak, olumsuz cevap aldığınız şirketlerden nazikçe geri bildirim isteyebilirsiniz. Aldığınız geri bildirimler sayesinde gelecekteki başvurularınıza daha etkili bir şekilde hazırlanabilirsiniz.

Doğru işin ve şirketin doğru bir zamanda karşınıza çıkacağını unutmadan kariyer yolculuğunuza devam etmelisiniz. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz sebepleri bilerek içinizi rahatlatabilirsiniz fakat bu durumlarla başa çıkmaya da özen göstermelisiniz.

İlginizi çekebilir: Geleneksel iş anlayışları yok mu oluyor: Geleceğin meslekleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale