X

İrem Bali’nin Keşif Köşesi: Radio Taiso, Sabah Sayfaları, Sıkılmanın Hediyeleri ve Palo Santo

Merhaba! Ben İrem. Kendini aldığı eğitimden, mesleğinden ve benzeri detaylardan önce tutkularıyla, hayata dair merakları ve heyecanlarıyla tanımlayan bir insanım. Tam bir keşif tutkunu ve doğa aşığıyım. Merakım, ilgim her şeye ve herkese. Hikaye peşinde koşarım, keşfettiklerimi paylaşmak benim için en büyük mutluluk! Seyahat, gastronomi; yoga, meditasyon, farkındalık ile ilgili konular, doğa, sinema, sanat, müzik… Aklınıza gelebilecek her konuya bitmek tükenmek bilmez bir merakım var.

Instagram’daki @irembali hesabımda topluyorum tüm keşfettiklerimi. Bu köşede ise, iyi yaşama dair keşfettiklerimi paylaşıyorum: farkındalık pratikleri, ritüeller ve çok daha fazlası. Şu an okuduğunuz yazı her ay yeni keşiflerle güncelleniyor, hep taze, hep yeni kalıyor!

Hadi başlayalım…

1. Radio Taiso

Radio Taiso, Japonların her sabah, özellikle okullarda ve iş yerlerinde, toplu olarak yaptığı 5-10 dakikalık bir egzersiz serisi.

Orijinali çok hoş bir piyano müziği eşliğinde, NHK World adlı radyo kanalından yayınlanıyor. Araştırmalara göre, Japonların %30’u her sabah bu ritüeli gerçekleştiriyor.

Hareketler her ortamda yapılmaya uygun ve belli bir ekipman da gerektirmiyor. Radio Taiso’nun amacı güne taze bir başlangıç yapmayı sağlamak!

Güne başlarken vücudu harekete geçiriyor, kan akışını hızlandırıyor, eklemleri gevşetiyor; yalnızca hareketlere odaklanmanızı sağlayarak zihinsel anlamda da sizi yeniliyor, sakinleştiriyor.

2 aydan fazla zamandır her sabah yapıyorum. Bende en öne çıkan etkisi, sabahları vücudumun nasıl olduğunun, rahat ve limitli hissettiği noktaların farkına varmak oldu. Öneriyorum!

2. Sabah Sayfaları

Yaklaşık bir yıl önce, Julia Cameron’un Sanatçının Yolu (The Artist’s Way) adlı kitabı sayesinde tanıştığım dönüştürücü bir egzersiz.

Cameron’un tanımıyla Sabah Sayfaları, “akla gelen her şeyin yazıldığı üç el yazısı sayfa”. Tek ihtiyacınız, A4 boyutlarında en az üç sayfa ve tükenmez kalem.

Cameron diyor ki, sabah gözünüzü açar açmaz, eliniz telefona gitmeden, yazmaya başlayın ve hiçbir yazdığınızı silmeyin. 

Aklınıza yazacak bir şey gelmiyor mu? “Aklıma yazacak bir şey gelmiyor” yazın. Önemli olan olduğu gibi, aktığı gibi, çabasızca yazmak; neyi, nasıl yazdığınızın hiçbir önemi yok.

Göreceksiniz, gün içinde kendinizle, potansiyelinizle, yaratıcılığınızla aranızdaki tüm engeller kağıda dökülecek. Özgürleşecek, hafifleyeceksiniz. 1 yılı aşkın zamandır hayatımda. İstiyorum ki, siz de deneyin!

3. Sıkılmanın Hediyeleri

En son ne zaman şöyle yan gelip sıkıldınız? Soruyorum çünkü, can sıkıntısı, üretkenlik ve yaratıcılığı tetikleyen çok güçlü bir araç. Central Lancashire Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma söylüyor bunu. 

Sebebi şu, beyniniz sıkılmaya başladığında onu tatmin edecek sinirsel uyarıcılar aramaya başlıyor. Siz kendinize sıkılmak için izin verdiğinizde ise, tabii ki bulamıyor. Ne mi yapıyor? Kendi yaratıyor! Ve böylece harika fikirler gelmeye başlıyor aklınıza.

Oysa biz sıkılmaktan ne kadar korkuyoruz… Her anımızı doldurmaya, kendimizi hep bir şeylerle meşgul etmeye çalışıyoruz. “Bak, bak zamanımı hiç boşa harcamıyorum!” dercesine..

Benim bir ‘sıkılma kum saatim’ var. 30 dakikalık (Farklı seçenekleri de var). Çeviriyorum tersine, oturup sıkılıyorum. 

Önerim siz de hafta sonları sıkılmaya zaman yaratın ya da başlangıçta, en azından sıkıldığınızı hissettiğinizde kendinize alternatif aktiviteler bulmaya çalışmayın.

4. Palo Santo

Palo Santo, Orta ve Güney Amerika2da yetişen bir ağaç türü. İspanyolcada “kutsal ağaç” anlamına geliyor, botanik adı “Bursera Graveolens”.

Benim için ise Palo Santo, sabahların vazgeçilmezi, huzurun kokusu.

Palo Santo’nun tatlı, yumuşak ve ılık notalardan oluşan bir kokusu var ve bu koku, ona muazzam bir meditatif etki kazandırıyor. İnsanı rahatlatan, ortamı olumsuz enerjilerden arındıran, iyileştirici ve arındırıcı bir etki bu… Eski zamanlardan bu yana şaman ayinlerinin ve şifa çalışmalarının vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilmesinin sebebi de bu olsa gerek… 

Peki nasıl kullanılıyor? Yapmanız gereken tek şey, odun parçasının ucunu 30 saniye kadar tutuşturup, minik bir alev oluşmasını sağlamak ve sonra hafifçe üfleyerek alevi söndürmek. Yaklaşık 1-2 dakika boyunca çubuk tütmeye devam ederek kokusunu bulunduğunuz ortama yayacak…

Dilerim en kısa zamanda Palo Santo’yu hayatınıza dahil eder, kokusundaki bilgeliği hissederek, yenilenmeyi deneyimlersiniz.

 

İrem Bali’nin Keşif Köşesiİrem Bali’‘ne Instagram profilimizden ulaşabilir, her hafta Pazar günleri yeni keşiflerini takip edebilirsiniz.

İrem Bali: İrem ben! Tam bir keşif delisiyim. Hayattaki en büyük tutkum yazmak, diğeri de yaşadığım yeni deneyimleri paylaşmak. Instagram’da, @irembali adlı bir keşif hesabım var, orayı beslemeyi çok seviyorum! İlgi alanların ne derseniz, sınırı yok... Yoga, meditasyon, mekan keşifleri, gastronomi, seyahat, müzik, sanat, kitaplar, filmler... Hayata dair ne varsa kabulüm. Merakım her şeye, herkese. Mesleğim, içerik üreticiliği ve sosyal medya uzmanlığı. İyi ki buradayım!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale