X

İnsanlığın ortak ihtiyacı: Sevilme ve yakınlık ihtiyacını sahiplenmek

İnsan evrimi üzerine yakın tarihli çalışmalarda araştırmacıların bir kısmı, insanın evrim yolculuğunda “düşünme” pratikleri ile birlikte “ilişki kurma” pratiklerinin de çok önemli olduğunun altını çizmeye başladı. Doç. Dr. Zümra Atalay’ın “Şefkat” isimli kitabında bu bilgi ile karşılaştığımda önce şaşırdım. Yıkıcı erilin bakış açışıyla kurulan ve sürmesi için her alanda çeşitli yalanlar inşa eden bu sistemde bir sorun olduğunun uzun zamandır farkındaydım.

Sürekli birileriyle rekabet etmemi, aynı anda bir sürü işi yürütmemi, sebat etmemi ve sürekli daha başarılı olmanın peşinden koşmak zorunda kalmanın doğal olmadığını biliyordum. Ancak bu farkındalık ve içsel rehberlik, feminist teoride okuduklarımla, kızkardeşlerimle konuştuklarımız ve kendimize koyduğumuz sınırlarla çelişiyor gibiydi. Sevilmeye, yakınlığa, ilişki kurmaya içsel bir çekim, hatta ihtiyaç duyuyor ama bunu kimseyle paylaşamıyordum. Bir yandan da bu arzunun ve ihtiyacın kadınlıkla mı ilişkili olduğuna dair soru işaretlerim vardı çünkü bu, bana mantıksız geliyordu. Bu alanda okumalar yaparken, sevilme ve yakınlık ihtiyacının sadece kadınlara değil, türümüze ait olduğunu öğrendim ve meseleye bakışım değişti. Yakın İlişkiler kitabında Dr. Harriet Lerner da bu konuya dikkat çekiyor: “Bir şeyler yanlış gittiğinde genellikle tepki veren, acıyı hisseden ve değişimi başlatmaya çalışan ilk kişiler biz oluruz. Bu, kadınların ilişkilere erkeklerden daha fazla ihtiyaç duyduğu anlamına gelmez.”

Sevilme ve yakınlık ihtiyacının sadece kadınlara özgü olmadığını, türümüzün ortak meselesi olduğunu konuşmanın tam da zamanı.

Feminist kadınların sevilme ve ilişki kurma ihtiyaçlarına ve bunu inkârın bizi sıkıştırdığı duygulara dikkat çeken okuduğum ilk kitap, bell hooks’un “Duygu Yoldaşlığı” kitabıydı. Bu kitapta bell hooks, feministlerin güçlü olmak ve sistemin karşısında yer almak için feda ettiği duygusallığa, sevme-sevilme ihtiyacına ve kırılganlığa farklı bir açıdan yaklaşıyordu.

İnsanlar, daha geniş bakacak olursak memeliler, yakın ilişkilere ihtiyaç duyuyor. Hayatta kalmak ve varlığımızı sürdürmek için nasıl yemek yemeye ihtiyacımız varsa, yakın olmaya ve sevildiğimizi hissetmeye de ihtiyacımız var. Bu, benim yorumladığım bir bilgi değil, gerçek. Almanya’da yürütülen bir deneyde fizyolojik ihtiyaçları karşılanan ancak sevgi, şefkat ve fiziksel temastan mahrum bırakılan elli bebeğin ellisinin de kısa süre içerisinde hayatını kaybettiği görülüyor. Bebekler, fizyolojik ihtiyaçları karşılanmış olmasına rağmen, hayatlarını sürdüremiyorlar. Sevilmek ve yakınlık, hepimiz için hayati. Bunların yokluğu, büyük bedeller ödememize neden olabiliyor.

Yakın ilişkiler, yakınlık ve bu alanda ihtiyaçlarımızı kabul etmeye ve kabul edemediklerimizi değiştirme cesaretine kavuşmaya dair yeni bir kitap okudum ve bu yazıyı doğuran da o kitap oldu: Öfke Dansı, Bağlantı Dansı gibi kitaplarıyla tanıdığımız Harriet Lerner’in “Yakın İlişkiler Dansı: Kadınlar İçin Kilit İlişkilerde Cesur Değişimler Rehberi.” Lerner, olaylara, durumlara bakış açısına hayran olduğum ve yorumlarıyla içimde yeni kapılar açan, beni daha önce düşünmediğim biçimde düşünmeye davet eden bir yazar. Dünyada kadın psikolojisi ve aile ilişkileri konusundaki uzmanlığı ile tanınıyor ve bu konuda gerçekten çok başarılı.

“Yakın İlişkiler Dansı”, ilişkiler üzerine çalışmanın, yakınlığı geliştirmenin kadınların alanı olarak görüldüğü mevcut dünya düzenine itiraz ediyor ve şunu soruyor: Bu gerçekten kadınların işi mi? Kadınlar olarak çocukluğumuzdan itibaren birilerini memnun etmek, onaylanmak, alkış toplamak ve ilişkilerde sorumluluk üstlenmek (“yuvayı dişi kuş yapar”) yönünde teşvik ediliyoruz. Bunun temelinde şu var, erkekler biri olmak için teşvik edilirken kadınlar birini bulmak için teşvik ediliyor. İnanılmaz değil mi! Kaç ilişkide, elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı bilmek için çabalayıp durdunuz? Kaç ilişki, sizin çabalarınız sayesinde devam etti? Bundan daha iyisini hak etmiyor muydun?

Biz için ben’i feda etmeyi öğrenerek büyüdük, sevilme ve görülme ihtiyaçlarımız genellikle fark edilmedi ve yaralarımızı da büyüterek yetişkin olduk. Peki bu yaralarla yaşamak zorunda mıyız? Hayır. Yaralarımızla vedalaşmak ve güvenli, yakın ilişkiler kurabilmek için öncelikli ihtiyacımız, değişime kucak açmak ve kırılganlığımızı fark etmek. Bununla birlikte, sistemin bizi iteklemeye çalıştığı rollere, durumlara, kabullere karşı farkındalık geliştirmek ve mümkünse tüm bunlar üzerine konuşabileceğimiz, duygularımızı paylaşabileceğimiz insanlarla bir arada olmak da hepimize iyi gelebilir.

* Bu yazıda “kadınlık” biyolojik cinsiyet ile sınırlandırılmamıştır. Kendisini kadın olarak tanımlayan (trans, çift cinsiyetli, queer, non-binary vb.) tüm bireyler, bu yazıya dahildir.

İlginizi çekebilir: Yas nerede başlar, şefkat nereden doğar?

Özge Uysal: Ben Özge Uysal. İstanbul'da doğdum, büyüdüm. Lisans eğitimimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde tamamladım. Kitap editörüyüm, aynı zamanda kitaplar ile ilgili hazırladığım yazılar çeşitli mecralarda okuru ile buluşuyor. Yaklaşık 4 yıldır yoğun ve derin olarak reiki, meditasyon, Şamanizm, yoga ve mindfuness ile ilgileniyorum. Usui reiki ve kundalini reiki master'ıyım ve yoga eğitmeniyim. Hawaili şamanların kullandığını araçlardan oluşan kadim öğreti ho'oponopono eğitimlerine de devam ediyorum. Yazılarımın kalbinizi ve zihninizi şefkatle beslemesini diliyorum. AHO.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale