X

İlk CrossFit yarışmamın heyecanı: Battle of Bosphorus

Gözde Mimiko Türkkan

CrossFit sevdamın 4. ayında katılacağım ilk yarışmanın eleme antrenmanını yaparken gerçek anlamda ilk defa kendime “CrossFit’çi” diyebilecek gibi hissettim. Daha önce ciddiye almamış olduğumdan veya heves olduğunu düşünmemden değil, ama ne zaman kağıt kalem çıkıyor ve iş bir ölçüm yapmaya geliyor, o zaman işin rengi değişiyor.

İstanbul’da bu bahar arka arkaya iki resmi yarışma yapılıyor: CrossFit 1453‘ün ev sahipliğindeki Battle of Bosphorus ve CrossFit 34CrossFit 1453‘ partnerliğindeki İstanbul Throwdown.

İlk olarak açıklanan İstanbul Throwdown’a kaydımı yaptırırken, 3 eleme antrenmanındaki skorlarına göre yalnızca ilk 10’a giren kadınların 15 Haziran’da BJK Çilekli Tesislerinde yapılacak olan finalde yarışacak olmaları heyecanımı artırmıştı.

Benden bir Wall-Ball atışı

Daha bilmediğim veya yapabilmek için 40 fırın ekmek yemem gereken hareketlerden dolayı, bu yarışmayı eksiklerimi görme ve deneyim kazanmak için bir fırsat olarak gördüm.

Kısa bir süre sonra ise Battle of Bosphorus yarışması açıklandığında biraz daha ümitlendim, çünkü sadece 2 eleme antrenmanın skorlarının sonucunda ilk 20 kadın (ve ilk 50 erkek) 3 Mayıs’ta Suadiye sahili, Caddebostan aktivite alanında gerçekleşecek olan finale katılabilecekler.

Arkadaşlarımla katılmak için kayıt yaptırıp, hastalandığım için yarışamadığım Urbanatlon’la benzer şekilde açık alanda ve seyirciye açık şekilde yapılacak olan bu yarışmada final deneyimini yaşamayı çok istiyordum. İşte finalden önceki sürece dair izlenimlerim:

 

 

Battle of Bosphorus 14.1, yani ilk eleme WOD’u şöyleydi:

-10 dakika AMRAP

– 7 Deadlift (Erkekler 80 kg / Kadınlar 50 kg)

– 14 Wall Ball (Erkekler 9 kg / Kadınlar 7 kg)

– 21 Double Under

AMRAP, As Many Reps As Possible’ın kısaltması, yani belirlenen süre boyunca, o seti tekrar edebildiğiniz kadar çok tekrar etmeniz gerekiyor. Skor ise yapılan tüm hareketlerin her bir tekrarı için 1 puana tekabül edecek şekilde hesaplanıyor. Örneğin bu setin 1 round’unu tamamlamak 42 puan ediyor (7+14+21). Ayrıca görebileceğiniz gibi CrossFit’te genelde kadın ve erkek kategorisinin ayırt edici parametresi ağırlık (atlama-zıplama-fırlatma gerektiren daha az sayıdaki egzersiz için yükseklik). Eleme WOD’ları birer hafta arayla Çarşamba akşamları yayınlandıktan itibaren, katılımcıların skorlarını onaylatmaları için o haftanın Pazar akşamına kadar süre tanınıyor.

14.2 ise 8 Dakika boyunca:

– 20 Bar Facing Burpees

– 20 Cleans (Erkekler 50 kg / Kadınlar 30 kg)

– 20 Box Jump (Erkekler 60 cm  / Kadınlar 45cm)

– 20 Shoulder to Overhead (Erkekler 50 kg / Kadınlar 30 kg)

– 20 Toes to Bar (Time Break)

–  ve kalan sürede (kalırsa) maksimum tekrar Clean & Jerk (Erkekler 60 kg / Kadınlar 40 kg)

Ceren’den 30 kg ile Shoulder to Overhead

Şahsi tecrübeme gelirsek, Çarşamba akşamlarının ertesi günü ilk denememi gerçekleştirdiğimde daha önce hiç 50kg ile Deadlift yapmamıştım ve halen “Double Unders” çalışmaya çalışıyordum. Sıra 14.2’ye geldiğinde ise daha önce “Toes-to-Bar” denememiştim. Her iki WOD için Checkmat İstanbul’dan elemelere katılan antrenör, atlet, amatör CrossFitter’lar hep birlikte skorlarımızın onaylanması için Cumartesi’leri soluğu CrossFit Pars’ta aldık.

Aylin’den antrenörünün gözetiminde takdire şayan Toes-to-Bar

Checkmat İstanbul’dan katılan hemcins arkadaşlarım Ceren ve Aylin’le beraber eleme antrenmanı sıralarımızı beklerken ne kadar heyecanlandığımızı konuşuyorduk. Gerçekten ilginç bir şey; kendi kendinize veya grup olarak normal bir ders saatinde aynı antrenmanı yapsanız hiç böyle hissetmezsiniz. Aynı şeyi dövüş sporlarında ringe çıkmadan önce hissedersiniz, hatta bu konuda önceden uyarı bile alırsınız: “Ringe çıkmadan çok heyecanlanabilirsin, rahat ol, yoksa enerjinin bir kısmını heyecana harcayacaksın.” Daha eleme sırasında skorları giren Judge ve beraber box’a geldiğimiz arkadaşlarımın karşısında bu kadar heyecanlanıyorsam, halka açık yerde nasıl olacak bu iş diye düşünmeden edemiyorum. Ama tabii sahne korkusu da ancak sahneye çıkana kadar.

Unutmadan; CrossFit yarışmalarında her ne kadar başkalarına karşı yarışıyor olsanız da, asıl yarış kendinize karşı: Amaç kendi performansını geliştirmek, geçmek ve sınırlarını zorlamak. Bu bakımdan aslında benim daha çok hoşuma giden bir rekabet biçimi ve daha önemlisi bir dayanışma-yardımlaşma var.

İşte hem antrenmanlarda, hem yarışmalarda sıkça görebileceğiniz “CrossFit Brotherhood”. Tabii “CrossFit sisterhood”u da unutmayalım.

Buradan eleme puanlarına ve sıralamaya ulaşabilirsiniz. Sadede gelmeyi unutuyordum neredeyse:

24 kadın arasından 15. olarak ben de 3 Mayıs’ta yarışmaya hak kazandım. Yani şimdi o tarihe kadar bol bol tekrar yapma, eksikleri gidermeye çalışma ve sahne korkusunu gidermeye çalışma çabaları zamanı. Ve tabii ki 3 Mayıs’ta bizleri desteklemeye hepinizi bekliyoruz!

Istanbul Throwdown’da izleyici değil de yarışmacı olmak artık bir başka bahara.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Gözde Mimiko Türkkan: Gözde Mimiko Türkkan, fotoğraf, sanatçı kitabı, video gibi çeşitli medyumları kullanarak toplumsal olarak inşa edilmiş kimlikler ve cinsiyet rolleri üzerine çalışmalar üretir. Eserleri, 2010’da Londra’da Central Saint Martins’de güzel sanatlar bölümünde yüksek lisansını tamamladığından beri yurtiçi ve yurtdışında çalışmaları sergilenmektedir. Öte yandan 15 yıl kadar önce başladığı dövüş sporlarına olan ilgisini ve deneyimini paylaşmak için Muay Thai ve CrossFit temelli dersler verdi. Ayrıca İstanbul’un ilk amatör koşu gruplarından olan İstanbul Koşu Kuvvetleri’nin ve Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği BoMoVu’nun kurucularından. Muay Thai haricinde partneriyle beraber hayatlarında düzenli yer edinmiş snowboard, dalga sörfü, CrossFit, koşu ve yoga gibi sporlar ve bedensel aktivitelerini @sync.riders hesabından paylaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.

Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları

Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale