X

İlişki doktoru 9: Çabalayan ve emek veren taraf neden sadece benim?

“Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa, güle dokunmanıza çok az kalmıştır.” 
Mevlana Celaleddin Rumi

Neden benim kadar anlayışlı değil? Neden benim kadar düşünceli değil? Neden benim kadar öngörülü değil? Neden bana yardımcı olmuyor? Neden varlığı ile hayatımı daha da kolaylaştıracağı yere daha da zorlaştırıyor? Neden benim verdiğim emekleri görmüyor? Neden o da en az benim kadar çabalamıyor? Neden her şeyi ben yapmak, düşünmek ve sağlamak durumunda kalıyorum?

Bu sorular ve daha fazlası… Bugün sizlerle birlikte çiftlerin tek başlarına düştükleri en derin kuyuları açığa çıkartacağız. Çift olmaktan, yani iki kişiden biri olmaktan çıkıp ta “tek” olduğumuz o anlara bakacağız hep birlikte. “Ben her şeyi yapıyorum ama ‘o’, işte o diğer kişi, neden benim kadar emek vermiyor?” sorusunun temeline ineceğiz. Yani kutuplaşmaya, suçlamaya, ayırmaya gideceğiz.

Aslında bu konuyu şöyle ele alabiliriz. Hani hepimizin iyi bildiği çuval yarışları vardır. Şimdi iki kişinin bir çuvala girdiğini düşünelim. İleri gidebilmeleri için ne yapmaları gerekir? Öncelikle aynı yöne zıplamaları. Ve aynı şekilde, aynı zamanda zıplamaları, yani hareketleri ve yönelimlerinin ortaklaşması. Bu olmadığında ne olur? Hiçbir yöne doğru gidemezler ve hatta ikisi de düşer.

Şimdi iki kişiyi yeniden hayal edelim; siz ve sevgiliniz, siz ve eşiniz. Evet, hayatımız bir çuval yarışı gibi ve yol almak istiyoruz. Bir şeyleri birlikte başaralım istiyoruz. Ne yapmamız gerekir? O çuvalın içinde bizimle birlikte olmaya yüreklenmiş, bu zor olayda bize eşlik etmeye cesaret etmiş bir kişi var yanımızda. Öncelikle bu ağır ve kıymrtli (!) görevin farkında olarak ilerleyeceğiz. Evet, yanımızdakini suçlamamız, ona bir işe yaramadığını hissettirmemiz, onun “zıplamak” için olan heves ve hayallerini kırmamız bize yarayacak mıdır?

Eğer bir adım öteye gidebilmeyi istiyorsak, ilişkilerimizde de durum bu şekildedir. Biz yerimizden şunu düşünürüz: Ben çok çalışıyorum, o bu kadar yorulmuyor, ben çok çabalıyorum, o bu kadar emek vermiyor… Peki aynı çuval yarışında 10 zıplama sonunda ayağımızı, bileğimizi incittik, ne olacak? Bizi kim taşıyacak? Zamanı geldiğinde o diğer kişi, o sevdiğimiz, o canımız liderliği almayacak mı? O bizim yaptığımız emeklerimize yine emekle destek vermeyecek mi? Veya bugün küçümsediğimiz, görmezden geldiğimiz etkisi bu kadar kolayca yadsınabilecek bir şey midir? Yani bir insan hür isteği ile hayatını bizimle geçirmek “cesaretini”, dürüstlüğünü gösterdiğinde bu bile büyük bir emek (!) değil midir?

Fakat biz ne yaparız? Bugün olduğumuz yerden bakarak görmek istediklerimizi görmeye devam ederiz. Emek vermeyi tek formda düşünürüz; belki işe gitmek, belki çalışmak, belki buluşmak için zaman ayırmak, belki kendine özen göstermek… Ama emek vermek sadece bizim tanımımızla mı oluşur? Kimisi güzel söz söyler, bu bir emektir, kimisi küçücük bir hediye ile karşılar ve bu da yine bir emektir… Kimisi ateşlendiğimizde başımızda bekler, bu bir emektir, kimi durumda da merak eder ve bu daha değişik bir emektir.

İşte tüm bunlar bir ilişkiyi güzelleştiren, iki kişiyi bir yapan düşüncelerdir. Bu yüzden eğer bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, ilişkinizdeki bu yargılamalarınıza daha az veya çok olarak nitelendirdiklerinize daha yakından bakmanızı dilerim. Asıl olan “samimiyettir”, asıl olan az da olsa emek vermeyi, vefa etmeyi bilmektir… Bugün siz daha çok emek vermek noktasındasınızdır, yarın ne olacağı, nasıl olacağınız veya neye ve kime muhtaç olacağınız henüz yaşanmamıştır…

O yüzden, bir ilişkide eğer gerçekten sevgi var ise emek mutlaka vardır!

İlgilinizi çekebilir: İlişki doktoru 8: Anlaşılmadığınızı mı düşünüyorsunuz?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale