X

İlişki doktoru 2: Bu ilişkide sesimi duyan var mı?

Geçtiğimiz haftalarda “ilişki doktoru” başlıklı bir yazı paylaşmıştım. Bu yazım üzerine sizlerden çok pozitif geri dönüşler aldım. Bana ulaşan yorumlarınızda genellikle bu bakış açısının çok doğru olduğunu paylaşmıştınız.

Bugün bu yazımın devamı olarak özellikle son dönemde sıkça rastladığım erkek ve kadınlardan ayrı ayrı dinlediğim sorunların “ortak” noktası olan “karşıdaki kişiyi dinlememe” veya bizlerin “sesimi duyan var mı” noktasına gelmesine neden olan beni hiç anlamadı beni dinlemedi diyerek ilişkilerimizde bizleri hızla kopuş anına sürükleyen bu “algı” hatasından/durumundan/döngüsünden bahsetmek istiyorum…

Bu konuyu iki bölümde inceleyeceğiz sizlerle, birinci kısımda “kendimizden” başlayacağız neden dinlemeyiz sorusuna yanıt vermeye çalışacağız. Sonra neden “dinlenmiyoruz” bunu değerlendireceğiz, neden dinlenmemiş fikirlerimize önem verilmemiş veya değersizleştirilmiş hissediyoruz? Ve bu hislerle birlikte ilişkimizdeki dengelerin sarsılmasına da tanıklık ediyoruz…

Neden dinlemeyiz? Yanıt oldukça basittir; duyacaklarımız işimize gelmemektedir… Evet, kaçmayalım, ve dobra dobra cevap verelim… Belki gerçekten kabahatliyiz, belki hata yaptık, belki yanlış anladık, belki saygısızca davrandık… İşte ne zaman teslim gereken bir nokta olsa dinlemeyi reddederiz çünkü duyacaklarımız işimize gelmemektedir… Neden teslim olmak bu kadar zordur? Ego dediğimiz sevgili “diğer ben” çıkar ve “ben mi özür dileyeceğim” der, “ben mi hatalıyım” der “tek yanlış yapan ben miyim ki” der…

Oysa bu yapıcı olmayan bir yaklaşımdır… Durumu tersine çevirdiğimizde gerçekten özür dileyecek kadar alçak gönüllü davranabildiğimizde, gerçekten özür dileyebildiğimizde ve gerçekten yaptığımız hatayı kabul edebildiğimizde akışı değiştirmek oldukça kolay olur… Evet, dinleriz “işte o zaman karşımızdakini” tüm çıplaklığımızla tüm kalbimizle dinleriz… Çünkü dinleyebilmeye açık hale gelmişizdir. Bize hatalı yanlarımızı, görmek istediklerini, yapabileceklerimizi, değiştirebileceklerimizi söylerken onu can kulağı ile dinleyebiliriz… Buna açık olduğumuz zaman, söylenenler bizi değersizleştirmek, kötülemek, kabahat bulmak veya azarlamak için söylenmiş olmaz. Ancak ve ancak kıymet vermek üzere bize daha yakın hissetmek ve ilişkimizin diğer parçası olan o en yakınımızın “görüşleri” olarak bize ulaşır…

Neden dinlenmeyiz? Karşımızdaki birey neden bizi dinlemez ve biz sonunda sesimi duyan var mı diye inleriz? İşte bu nokta sizin değerlendirmelerinize kalmış ama ben bazı sebepleri burada paylaşmak istiyorum. Birincisi yukarıda belirttiğim “hatalı” olduğuna inanmayı reddeder ve biz onu suçladıkça daha da kapanır. Bu yüzden erkek veya kadın olmamamız fark etmez, eğer bir kişiye bir hatasını veya değiştirebileceği bir şeyi iletiyorken “yapıcı” olmak kalp kırmamak karşıdaki kişiye kendini eksik hissettirmemek en önemlisi sevilmediğini bildirmemek oldukça önemlidir…

Diğer bir olası neden ise o kişinin o konuya bizim kadar değer vermiyor olmasıdır… Şöyle düşünelim bizler için örneğin yemek yapmak ne kadar kolay ise erkekler için de örneğin maç izlemek kolaydır. Bir kadının maç izlemeye verdiği değer ile bir erkeğin verdiği değer farklıdır. Bu yüzden her iki birey için de ilgili konuya ne kadar çok değer verdiğimizi karşı tarafa anlatmak elzemdir. Ancak bunu paylaştığımızda ve aktardığımızda “ortak” bir paydada ortak bir farkındalıkta buluşabiliriz… Diğer taratan bizler “değer verilmiyor” saygı görmüyor gibi hissederken aslında ortada böyle bir durum yoktur… Sadece kendi kendimize hatırlatmamız gereken karşımızdaki bireyin bu konuya verdiği değer ile bizim verdiğimiz değer arasında fark olduğu gerçeğidir…

Bir diğer olası durum ise, iki birey arasındaki “birikmiş” konuşulmamış açıklanmamış elektriktir… Bu durumda her iki birey de birbirlerine “ön yargılı” yaklaşacaktır. Bir konuda dinlenmediğimizi hissettiğimizde aslında daha önce “neyi içimize attığımızı” sorgulamamız gerekir… Şunu daha iyi anlamamız bu durumu iyi açıklayacaktır; hiçbir şey hiçbir his dışarıdan bizlere zerk edilemez… Aslında bu hissi yaratan yine bizim kendi kendimize yaptıklarımızdır. Daha önce “aman huzurumuz bozulmasın” diye her iki bireyden biri kendini ifade etmediklerinde, bu gibi “anlaşma” konuşma hallerinde “patlama” dediğimiz sinir boşalmasını yaşarlar… Bu ilişkide bireyler arasında konuşulmayan içe atılan “aman” diyerek hasır altı edilen tüm duyguların düşüncelerin ortaya çıkışıdır…

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen, ilişkinde sık sık “sesimi duyan var mı?” noktasına mı gelmektesin? Sevdiğine sürekli “beni dinlemiyorsun” diye yakınmakta mısın? İlişkinde bakman gereken yer kendin. Başkasını değiştirmek yerine bakış açını, sinirlendiğin noktaları, paylaşımlarını, hataları aktarma şeklini en önemlisi şartsız sevgini karşındaki kişiye aktarabilirsin… Evet, bugün bambaşka bir yenilikle bu “iletişimi” değiştirebilirsin… Unutma, sesini duyabilecek tek kişi var o da sensin; önce sen senin sesini duymaya gönüllü ol, sonra diğerlerine karış…

 

İlginizi çekebilir: İlişkilerde her an aranan huzur: Peki nerede?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale