X

İlişki doktoru 12: Bir anlık sinirle söylenenler sevdaya dahil mi?

“Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur…” 
Hz. Ali

Öyle zamanlar gelir ki canımızın yandığı gibi o karşımızdaki “sevdiğimiz insanın da” canı en az bizimki kadar yansın isteriz… Onun da aklından bizim olduğu kadar çok şey aynı anda geçsin, o da üzülsün, o da bizim kadar endişelensin, o da bizim kadar zarar görsün, o da en az bizim kadar düşünsün isteriz. O da en az bizim kadar pişman olsun! O da en az bizim kadar keşke desin!

İşte böyle anlarda o çok seven halimiz bir kenara bırakır bizi, içimizden adeta farklı bir kişilik çıkar… Öyle bir çıkar ki toz duman kalmaz estirmedik. Kırıcı sözler, hakaretler, savaş, harp hali, kılıçlar, kalkanlar derken; biz buraya nasıl geldik diye sorgularken buluveririz kendimizi… Nasıl oldu da bu sözler ağzımızdan çıktı deriz. Nasıl oldu da ben bu kadını veya bu adamı bu kadar çok kırabildim? Nasıl oldu da ben kendimi adeta kaybettim? Nasıl oldu da ben sevdiğimi unuttum ve bir tek onun da canı benim kadar yansın istedim?

Bugün sizlerle birlikte bu anlarımıza odaklanalım istiyorum. Hani ilişkilerde genel olarak bir üzülen, bir söyleyen taraf vardır. Söyleyen kırılacağını bile bile söylemeye devam eder. O güne kadar karşısındaki kalmıştır, dinlemiştir, üzülmüştür ama daha fazla büyütmemek için devam etmiştir… Peki ya o yanımızda kalanlar bir gün çıkıp da “Ben gidiyorum, senin bu sözlerini daha fazla dinleyemeyeceğim” dediklerinde? Peki o ya bugüne kadar üzülmüş olanlar bir gün gelip de “Ben daha fazla bu ilişkide kalamıyorum” dediklerinde? Peki o bugüne kadar biz ne dersek diyelim “olur, tamam, peki” diyerek sineye çekmiş olanlar bir gün gelip de “Yeter artık, hayat benim hayatım ve değer görmeyi hak ediyorum” diye yaptıklarımızı suratımıza çarptıklarında ne olacak?

İşte bu yazı sevdaya dair olanlar üzerine. Önce kırdığımız, kırmakla kalmayıp adeta paramparça ettiğimiz o güzelim kalpler bizi karşılıksız affederken, biz durmadan, yeniden ve yeniden kırmaya devam ediyorsak ve bunu hala “sevdaya dahil” zannediyorsak orada bir yanlışımız var demektir! Öylece bakakalırız bazen “Ben ne yaptım da bu oldu?” “Bu kadın beni neden terk etti?” “Bu adam hayatımdan neden böyle çekip gitti?” diye… Sorularımızın cevabı kendimizdedir. Bir kez durup gerçekten kendimize bakmamız gerekir ki ne yapmaktayız? Söz söylerken kalp kırmaya yetiyor mu, dilimiz varıyor mu söyleyeceklerimizi öyle bıçak gibi saplamaya? Bir kere söylemek yerine farklı yolları var mı? Güzel güzel, kırmadan dökmeden anlatmanın hiç yolu var mıdır diye düşünebiliyor muyuz?

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız kırdığınız ve kırıldığınız o anlara odaklanmanızı isterim. Ne daha farklı olabilirdi? Kalpleri kırmak yerine kollayarak söylemek de mümkündür… Güzel sözler sevdaya dahildir, kötü sözler değil. Güzel duygular sevdaya dahildir, kaşımızdakini kırmak, acıtmak ondan üstün hissetmek, egomuzu tatmin etmek için yermek değil! Çünkü sevdaya dahil olan “ama gerçekten sevda olan” ne varsa sevgiden geçer, ayrımdan, küçük görmekten, hor görmekten, kırmaktan, dökmekten değil!

İlginizi çekebilir: İlişki doktoru 11: Neden huzuru birbirimizde bulamıyoruz?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale