X

İçsel yolculuk: Tutkunun peşinden gitmek

Tutku,

Beklenmedik olanın heyecanında, ateşle harekete geçme arzusunda ve bir hayali gerçekleştireceğini kesin olarak bilmekte. Tutku, hayatımıza işaretler gönderir. Tutkunuzla ilgili bir cevap arıyorsanız, çocukluğunuza bakın derim. Ama önce o çocukla bağ kurmalısınız: Ne severdim? Ne isterdim? Ne düşlerdim?

Bu uzun bir süreçtir. Sabır ister. Ama o çocuk, zamanı geldiğinde size gösterecektir neye ihtiyacınız olduğunu. Ona giden yol, kendini tanımadan geçilen dar bir patikadan başlar. İlk bakışta “Cehennem böyle bir yer galiba.” dersiniz. Yüzleşmek gerekir. Deneyimlemek. Sonra da yeniden kendini yaratma cesareti.

Bir sürü sorumluluk ister; yani bu yüzden de berbat bir yerdir. Bizim beyinlerimiz en kolay yoldan hayatta kalmak üzerine programlıdır. Öyle bir patikaya kolay kolay, asla girmez. İşte bu yüzden, çoğu insan o patikayı görür görmez kaçar. Bahaneleri hazırdır: Çok yaşlıyım. Çok gencim. Çok tembelim. Çok güçsüzüm. Yeterli değilim. Güvende değilim. Yalnızım. Ve daha niceleri.

Bazılarıysa o yolun varlığından bile habersizdir. Ama o patikaya adım atıp da yürümeye cesaret edenler… Onlar kaşif olur ve kaybolurlar. Ve evet, bence kaşifler daima kayıptır. Çünkü gittikleri yerlerde daha önce hiç bulunmamışlardır. Zaten onlar, tam olarak nerede olduklarını bilmeyi amaçlamazlar.  Bana sorarsanız, onların en büyük hüneri: hayatta kalacaklarına ve yollarını bulacaklarına dair bir iyimserlik taşımalarıdır.

Kaşifler bir anda ortaya da çıkmazlar; onlar kendilerini oluştururlar.

Bir gün, o patikanın dar girişinden içeri bakarken bulursanız kendinizi, oraya kadar gelebilmişseniz eğer, söz veriyorum: Tutku sizin için bir ışık yakacak. O ışığı takip etmeye karar verdiğinizde bir müzik sesi yükselecek içerden kulağınıza doğru. Bu eşsiz bir piyano sesi olabilir. Ve eğer biraz şanslıysanız -müziğin sesini hala kısmadıysanız, ölmesine izin vermediyseniz ki bu gerçek yaşamda da ölmekle eşdeğer bence- tutkunun ana kaynağına, o patikadan çıkışa ulaşırsınız.

Peki, o ulaşacağınız yer nasıl bir yer, bilmek ister misiniz?

Hadi, bu patikaya giden yolları birlikte döşeyelim. Bir yol var çünkü. Ben de seve seve sana o yolda eşlik etmeye hazırım.

Sevgili okuyucu, bir sonraki yazımda bu yolları ve ihtiyacımız olan her şeyi konuşacağız.

Dilerim sen de ihtiyacını olanı bulacaksın.

Sevgiyle…

Leela Gizem Köse: Gizem, bir kız çocuğu olarak doğdu. Sokaklarda çıplak ayakla gezmeyi ve dans etmeyi hep çok sevdi. Evlerinin karşısındaki çorak tarlada en yakın arkadaşıyla macera yaşama tutkusuyla hep çukurlar açtı. Orada bir dünya yaratmayı düşledi. Orada başlayacak büyülü bir hikayesi vardı çünkü. Bu dünya ile orayı birbirine bağlaması gerekiyordu. Bunu daha o yaşlar da kendine bir amaç edinmişti. Gizem, saniyenin milyonda bir geçen bir zamanında nasıl olduysa fark etmeden büyüdü ve çocukluğuna düşlediği her şeyi vermekle meşgul... Hayatın sahnesinde farklı roller deneyimlemiş, birçok “paralel evrende” farklı kimliklerde ve mesleklerde bulunmuş bir yolcu oldu. Şu an yarı zamanlı bir gezgin, aynı zamanda psikoloji eğitimine hazırlanan bir öğrenci adayı. Dünyayı keşfederken aslında en çok kendi iç dar sokaklarını keşfetmeye inanmış bir kaşif. İçsel yolculuğunu seyahatleriyle, kendi ve başkalarının hikayeleriyle, gözlemleriyle harmanlayıp farkındalıkla buluşturan biri. Hayatında özgünlüğe, derinliğe ve gerçek bağlara yer açıyor; “başka türlü bir yaşamın mümkün olduğunu” kendi adımlarıyla keşfediyor ve bunu paylaşmayı yeni yeni öğreniyor. Tekrar merhaba, ben Leela Gizem. Yıllar sonra kendime bir isim daha verdim. Bir kitapta okumuştum bir Maya atasözü 'In LA KESH' diyordu. Aynen böyle. Ben başka bir senim. Yani benim deyimimle benim aslında kendimi anlatmama gerek yok. Ben senin, senin gibiyim. Beni en iyi sen biliyorsun kendinden. Ben senin başka bir versiyonunum sadece. Bizler aynı ana rengiz. Sıradanız. Tonlarımız farklı sadece , aynı tondan bir tane daha yok. Öyle de eşsiziz. Ben bugün burada kendimi anlatarak kendi tonumu size bulaştırmaya, sizinkileri de kendime katmak için yazıp durdum ve tanıştığıma memnun oldum. Leela Gizem.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale