X

İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak, gerisine ne oluyor?

Son zamanlarda okuduğum, Pascal Mercier’e ait bir cümle geziyor zihnimde: “İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşayabiliyorsak, gerisine ne oluyor?” Belki ilk bakışta basitmiş gibi gözüken ancak biraz üzerine düşünmeye başlayınca insanı içine çeken ve bana sorarsanız katman katman başka soruları da içinden çıkarabildiğimiz bir soru.

Çoğu zaman içimizden yükselen arzuları, duyguları, ihtiyaçları dışarıya yöneltirken adeta bir süzgeçten geçiriyoruz. Giderek sağaltıp, bir kısmının ipince süzgeç deliklerinde hapis kalmasını da sağlayarak, dışarıdan “kabul edilebilir” bir yoğunlukta -seyreltide demek daha doğru esasen- olanı koyuyoruz ortaya. Peki ya, geride kalanlara ne oluyor hakikaten?

Onlarla hangi süzgeçler tıkanıyor acaba?

Akışı kesilen hangi duygu ya da olgu başka suretlerde yeniden karşımıza çıkıyor?

Mesela denir ki, bir şeyden korkuyorsanız, muhtemelen başka bir şeyden korktuğunuz içindir. Öyle ki, kök korkunun adını hiç koyamayınca, başka yerde varlığını hissettiren bir korkunun sebeplerini araştırsak ne işe yarıyor? Tabii ki, bir başlangıç noktası kaynağın kendisi olmak durumunda değildir, zamanla kaynağa varmak mümkündür. Ancak bu yola çıkmadığımızda ve kaynağa ulaşmadığımızda verdiğimiz cevaplar da yeterli olmuyor.

İçimizde olan her ne ise, -bir potansiyel olarak duran- onu harekete geçirmediğimiz için zamanla zayıflıyor ve sonunda yok mu oluyor acaba? Kas gibi mi davranıyor bu haliyle, yoksa hiç kaybolmuyor da onu yaşatmadığımız için bize olan küskünlüğünü içimizdeki “hep bir şeyler eksik” adıyla mı tanıyoruz?

Peki, neden içimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşıyoruz ki? Ya başka türlüsü mümkünse?

Bunu anlamak için, şöyle bir içimize bakmamız gerekiyor. Zira her zamanki gibi, cevaplar içerde duruyor. Belki de bazı sorularla çıkabiliriz yola: Hayatımızda nerelerde kendimizi engelliyoruz? Şu an hissetmekten kaçındığımız için hangi duyguyu erteliyoruz? “Şöyle olsaydı böyle olurdu ama öyle değil ki” diye hangi bahanelerin arkasına saklanıyoruz? Bütün bunları yöneten bir korkumuz mu var esasen? Yoksa o hep karşımıza çıkan, gelişmemizin ve ilerlememizin önündeki en büyük engel olan “konfor alanında” rehavete kapılmış durumda mı yaşıyoruz?

Soruların içinden yeni soruları çıkarabildiğimiz bir matruşka var artık elimizde. Herkes istediği katmanda duracaktır, kimisi de ilerleyebildiği kadar ilerlemeye çalışacaktır. Ancak tek bir soru bile kendimize doğru attığımız büyük bir adım olduğundan sormaya değer.

İlginizi çekebilir: İstanbul Modern, aidiyet ve kaygan zeminler

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale