İç mekana karakter katacak vintage dekorasyon fikirleri
Ruhu ve karakteri olan yaşam alanları kurmanın sırrı iç mekan dekorasyonunda gizlidir. Yenilenmiş ikinci el eşya kullanımından çok daha fazlasını tanımlayan vintage dekorasyon, yaşam alanına hikaye ve derinlik katmanın en kolay yoludur. Modern dünyanın soğuk ve keskin çizgileri karşısında daha akışkan parçalardan oluşan vintage dekorların her biri, kendi içinde farklı bir yaşanmışlık barındırır. Bu yaşanmışlığın doğru kullanılması ise yaşam alanlarına samimi bir sıcaklık ve kişisellik kazandırarak, geçmiş ile gelecek arası köprü kurabilir.
Eğer siz de iç mekana eklediğiniz her bir parçanın özenle seçilmiş, yaşayan parçalar olmasını istiyorsanız, evinize zarafet ve karakter kazandıracak bu vintage dekorasyon fikirlerine göz atmak isteyebilirsiniz.
1. Denge

Vintage, genellikle 20 ila 100 yılık geçmişe sahip parçalar için kullanılan bir terimdir. Sıklıkla antika ile karıştırılmasına rağmen iki terim aynı anlamı taşımaz. Nitekim antika, 100 yıldan daha yaşlı objelere verilen isimdir. İç mekanda vintage dekorasyon kurmaya çalışırken dikkat edilmesi gereken temel kriter parçaların müze değeri taşıması değil, yaşanmışlık hissi barındırmasıdır. Dolayısıyla tercih edilen eşyaların yaşından bağımsız olarak hissettirdikleri ön plandadır. Bazen eski bir ahşap konsol, ucu kırık pirinç bir çerçeve veya rengi solmuş bir berjer, mekana yenilenmiş ve tertemiz görünen parçalara kıyasla daha fazla kimlik katar.
Vintage dekorasyondaki yaygın hataların başında bu temel prensip farkını anlamamak ve mekanı sadece eski göstermeye çalışmak gelir. Oysa ideal bir vintage görünüm için sade vintage parçalar ve modern eşyalar arasında denge kurmak gerekir. Örneğin; nötr renkli duvarların önünde eskitme objeler kullanmak veya vintage bir koltuğu modern bir kahve sehpasıyla tamamlamak, odanın donuk müze görünümünden sıyrılmasına yardımcı olarak karakter kazanmasını sağlar.
2. Dokular
Vintage ürün kullanımında mekana kimlik kazandırmanın en kolay yolu, farklı dokuları birleştirmekle sağlanır. Keten ve kadife gibi doğal dokuların ön planda olduğu parçalar yaşanmışlık hissini destekler. Bu tür dokulu yüzeylerin modern ve geometrik mobilyalarla birlikte kullanımı ile katmanlı mekanlar oluşturulabilir. Örneğin; kadife bir kanepenin önüne Mid-Century döneminden kalma geometrik bir sehpa koymak, mutfak dolaplarının kulplarını bakır detaylarla değiştirmek, iç mekanın duygusal hissettirmesini sağlar. Modern bir koltuğun altına desenli bir Fas kilimi sermek veya kırlentleri renklendirmek de benzer şekilde dokusal derinlik katar.
3. Renk paleti

Vintage dekorasyon, genellikle doğadan ilham alan renkler ve desenler barındırır. Çiçek ve bitki motifleri, deniz dalgaları gibi desenler sıklıkla bej, soluk yeşil, toz pembe, kiremit gibi tonlarla birlikte kullanılır. Doğadan ilham alan yumuşak tonlar hem mekana sıcaklık katar hem de eski parçaları daha çok öne çıkarır. Parlak neon ve canlı renklerin kullanımı ise bu hissin zayıflamasına neden olur.
Vintage parçalarda farklı renkleri ve desenleri çarpıştırmak zevkli olsa da aşırıya kaçan uygulamalar fazla karmaşa yaratabilir. Bu nedenle belirli bir renk paletine sadık kalmak ve desenlerde temel dönem seçmek daha doğrudur. Örneğin; ana desenlerde 1920’lerin Art Deco’su veya 1970’lerin Bohem dönemi tercih edilebilir. Böylece mekandaki tutarlılık korunurken çeşitlilik zenginleşir.
4. İşlevsellik
Vintage, her zaman geleneksel olmak zorunda değildir. Bazen vintage eşyaları modern yaşam alanına işlevsel şekilde entegre etmek daha doğru bir yaklaşımdır. Eskiden kullanılan eşyaların işlevini değiştirmek, onlara yeniden hayat vermek için harikadır. Ayrıca mekana yaratıcı bir hava katmaya da yardımcı olur. Örneğin; eski valizleri istifleyerek üst üste koymak ve sehpaya ya da masaya dönüştürmek, oldukça yaratıcı bir tercihtir. Benzer şekilde eski bir merdiveni banyoda askılık olarak yeniden işlevlendirmek de oldukça estetik biçimde sonuçlanabilir.
5. Ana parça seçimi

Vintage dekorasyonda kullanılan her bir objenin ilgi çekici olmasına gerek yoktur. Bazen eski bir büfe, koltuk veya büyük bir ayna kullanmak yeterli olabilir. Mekanın yıldızı olabilecek tek bir güçlü parça seçmek oldukça efektif bir yöntemdir. Mekanın diğer unsurlarını modern ve sade tutarak, odağı tek bir noktaya kaydırdıktan sonra çevredeki minik dekorlarla katmanlı bir zenginlik yaratılabilir. Üstelik bu tutum, odaların fazla kalabalık ve sıkışık görünmesine de engel olur. Eski kitaplar, çerçeveli siyah-beyaz fotoğraflar, seramik vazolar veya retro plaklar bu duyguyu aktarmada kullanılacak en ideal dekoratif ürünlerdendir. Ama bunları rastgele değil, bilinçli şekilde yerleştirmek çok daha dengeli ve hisli mekanlar kurmaya yardımcı olur.
İç mekana kimlik ve karakter kazandıracak vintage dekorasyon, geçmişle bugünü dengede tutma çabasına odaklanır. Doğru parçaları uyumlu renkler ve desenlerle birlikte kullanarak, evinizde çok daha zamansız ve sıcak bir atmosfer kurabilirsiniz.
Kaynak: decoist, apartment therapy
İlginizi çekebilir: Evde yeni yıl ruhu: Yılbaşı dekorasyonu için ilham veren öneriler



