X

Heybeliada: İstanbul’un en gözde adasında huzurlu bir kaçamak

Heybeliada İstanbul’un en yeşil ve doğal kalabilmiş büyük adalarından bir tanesi ve bu nedenle günümüzde hem şehrin sakinleri hem de şehir dışından gelenler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor. İçerisinde devamlı olarak yaşayan yerli halk da mevcut ve bu nedenle zaman zaman biraz fazla kalabalık olabilse de, İstanbul’a çok yakın mesafede dinlendirici bir gezinti yapmak için en iyi tercihlerden bir tanesi olacaktır.

On altıncı yüzyıla dayanan tarihiyle Heybeliada, her dönem farklı gelişmelere gebe olmuş ve bu nedenle hepsinin izlerini adada görmek mümkün. Bir dönem hastalıklardan kaçınılabilecek bir karantina adası olurken, başka bir dönem ise Hristiyan din adamlarının yetiştirildiği bir ada olmuş. Günümüzde bu amaçların ikisi için de kullanılmıyor ve temel olarak bir sayfiye yeri haline geldiği söylenebilir. Adada dolaşırken köklü tarihini gördüğünüz her yerde fark edeceksiniz ve ayrıca doğanın size sunduğu imkanlardan da faydalanacaksınız. Dilerseniz lafı çok uzatmadan en temel bilgilere geçiş yapalım.

Heybeliada nerede ve ulaşım nasıl olur?

Heybeliada İstanbul’un Prens Adaları olarak adlandırılan adalarının en büyük ikincisi durumunda ancak yeşillik ve temizlik bakımından en iyisi olduğu söylenebilir. İçerisinde görülebilecek çok şey var ve ayrıca denize girme, güneşin tadını çıkarma fırsatını da sunduğu için ayrı bir yeri var. Konum olarak Maltepe’nin hemen karşısında bulunuyor ancak tabii ki denizde olduğu için ulaşım biraz meşakkatli.

Adaya ulaşmak için ya Avrupa yakasında Kabataş, Eminönü veya Beşiktaş’tan, ya da Anadolu yakasından Bostancı ve Kadıköy iskelelerinden vapura binmeniz gerekiyor. Avrupa’dan gelenler için varış süresi bir buçuk saati bulabiliyor ancak Anadolu’dan gelecekseniz bir saatten daha kısa sürede adaya varabiliyorsunuz.

Vardığınız zaman ziyaretçilerin temel olarak yayan veya bisikletli şekilde adayı gezdiğini göreceksiniz ancak faytonlar kaldırıldıktan sonra onların yerine gelen elektrikli dolmuşları kullanarak da ada içerisinde istediğiniz yerlere ulaşabilirsiniz.

Heybeliada’ya ne zaman gitmeli?

Heybeliada yaz kış ne zaman isterseniz görmekten keyif alabileceğiniz nadide adalardan bir tanesi. Ancak özellikle yaz aylarında ve resmi tatiller ile hafta sonlarında biraz fazla kalabalık olabildiğini unutmayın. Bu kalabalık süreç daha iskeleye vardığınızda başlıyor ve gün boyunca devam ediyor. Bu nedenle kalabalık günlerde en erken seferle ulaşmanız kalabalığa kapılmadan daha rahat dolaşmanıza müsaade edecektir.

Eğer ilkbaharın ilk ayları ve sonbaharın son aylarını tercih ederseniz daha sakin, huzurlu ve amacınıza uygun hale gelmiş bir adayla karşı karşıya kalacaksınız. Bu dönemde artık kalabalık çok kalmıyor ve turistik satışlar yapan işletmelerin de bir kısmı kapandığı için adanın tarihini daha kolay bir şekilde koklamak mümkün oluyor.

Kış aylarında gezmek de mümkün ama soğuk ve yağmurlu olmayan günleri tercih etmeniz daha uygun olur. Fakat adaya biraz da deniz keyfi için geliyorsanız, bunun en iyi zamanı yaz ayları olacaktır. Çünkü diğer aylarda biraz Karadeniz iklimine kayabildiği için suyu soğuk olabiliyor.

Heybeliada’da kalınacak yerler

Heybeliada da tarih kokan eski oteller, ayrıca yeni ve daha uygun fiyatlı pansiyonlar ve bir iki butik otel bulunuyor. Ancak konaklama olanakları bakımından çok geniş imkanlar beklememek gerekiyor. Kamp kurmak isteyenler için maalesef pek bir imkan yok ve bu nedenle bu olanakların daha iyi olduğu diğer adaları tercih edebilirsiniz.

Adada çok fazla yerleşim alanı olmadığı ve gelenlerin genelde günübirlik gelmelerinden dolayı konaklama anlamında çok gelişmiş olmadığını belirtmek gerekiyor.

Heybeliada’da nereleri görmeli?

1. İsmet İnönü Evi

İsmet İnönü’nün Cumhuriyet’in kuruluşunun bir yıl sonrasında rahatsızlanması, doktorların ona sakin ve sessiz bir yerde istirahat önermesine sebep oldu ve kendisi de Heybeliada’nın Refah Şehitleri Caddesi üzerinde bulunan bir köşkü eşyalı olarak kiralamıştır. Ev daha sonrasında yine İsmet İnönü tarafından satın alınmış ve eşyalar ise Atatürk tarafından kendisine hediye edilmiş. Ev hala o zamanlardaki haliyle görülebiliyor ve İsmet İnönü’nün adadaki hayatına daha yakından göz atabiliyorsunuz.

2. Deniz Lisesi

Heybeliada Deniz Lisesi’nin tarihi 1700’lü yıllara dayanıyor ve Osmanlı İmparatorluğu zamanından beri denizciler yetiştirmek üzere kullanılmış olan deniz lisesi, hem eski hem de yeni bir binadan oluşuyor ve özellikle eski binanın sizi yıllar öncesine götüreceğinden emin olabilirsiniz. Artık binada herhangi bir eğitim verilmiyor ve okul kapatıldı ancak turistler için ziyarete hala açık olduğunu belirtelim.

3. Ruhban Okulu

Kaynak: Vikipedi

Uzun adıyla Heybeliada Rum Ortodoks Ruhban Okulu, bin yılı aşan bir geçmişe sahip ve bu nedenle bölgedeki en eski ve köklü yapı ile kurumlardan da bir tanesi. Bizans İmparatorluğu döneminde hem dini hem de genel olarak eğitim amaçlı olarak kullanılmış olan bu okul, pek çok Ortodoks din adamının yetişmesine vesile olmuş. Ancak 1971 yılının gelmesiyle birlikte Türkiye’deki tüm okulların devlete bağlanması, ruhban okulunun da sonunun gelmesine sebep olmuş. Dönem dönem okulun tekrar eğitim vermesi için tartışmalar ortaya çıkıyorlar ancak bunlardan bir sonuç alınabilmiş değil. Yine de ziyaret etmek isterseniz sizi çok farklı bir ortamın ve havanın beklediğini göreceksiniz.

4. Sanatoryum

Sanatoryumlar özellikle de bulaşıcı ve tedavi etmesi zor hastalıkların yaygın oldukları dönemlerde hastaların daha rahat etmeleri ve tedavilerinin izole bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için kurulmuş olan sağlık kurumları olarak karşımıza çıkıyorlar. Heybeliada da bir ada olmasından dolayı Atatürk’ün emriyle bir sanatoryuma sahip olmuş. 1920’lerin başından 2000’lerin başına kadar aktif olarak varlığını sürdürmüş olan bu sanatoryum, sonrasında kapatıldı ve artık gezintiler ve film çekimleri gibi şeyler için kullanılıyor.

5. Süslü Mezar

On dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan bir İngiliz soylusunun kendisi ve eşi için yaptırmış olduğu anıt mezar, görkemiyle ziyaretçileri yüz yıldan uzun süredir etkilemeyi başarıyor. Mezarın önünde içerisinde yatanların bir hikayesini okuyabiliyorsunuz ve ayrıca sonrasında önüne inşa edilmiş olan kuyudan hala su çekmek mümkün. Ruhban okuluna çok yakın mesafede olduğundan aynı gün içerisinde görebilirsiniz.

6. Değirmenburnu

Kaynak: degirmenburnu.com

Değirmenburnu Heybeliada’da ulaşabileceğiniz pek çok piknik alanı ve koydan bir tanesi ancak içlerinde en geniş, en çok imkan barındıran ve rüzgara karşı da en korunaklı olan olduğu için, özellikle bahar ve yaz aylarında herkesin favorisi haline geliyor. Eğer adada keyifle piknik yapmak, güzel manzaralar seyretmek isterseniz kesinlikle gözden kaçırmayın. Plaja da sahip olması nedeniyle aynı gün içerisinde denize girerek su ve güneşin tadını da çıkarabilirsiniz.

7. Aya Yorgi Uçurum Manastırı

Herkesten ve her şeyden uzak bir şekilde inzivaya çekilmek isteyen Ortodoks din adamlarının yüzyıllardır gelmiş oldukları Aya Yorgi Uçurum Manastırı, on beşinci yüzyıldan yirminci yüzyıla kadar bir izolasyon noktası olmayı başarmış. Her ne kadar bazen yaşanan yangınlar nedeniyle büyük hasar almış olsa da, o dönemlerden kalma pek çok esere ulaşmak mümkün. Günümüzde eskisi kadar izole bir noktada olmadığı için elbette bu işlevini kaybetmiş durumda. Yine de ziyaret etmekten keyif alabilir ve eski keşişlerin hayatlarını gözünüzde canlandırabilirsiniz.

8. Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze Evi

Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın adada 30 yıl boyunca yaşadığı ev, günümüzde bir müze olarak hizmet veriyor ve içerisinde yazarın sahip olduğu kişisel eşyaları, eserlerini ve el yapımı çalışmalarını görebiliyorsunuz. Dönem dönem bakım için kapatıldığından dolayı girmeniz mümkün olmayabilir ancak açık bir anına denk gelirseniz kesinlikle göz atmadan geçmeyin.

Heybeliada’da ne yenir?

Heybeliada’da her damak tadına uygun ürünler sunan restoranlar veya büfeler mevcutlar. Ancak özellikle balık restoranlarına uğramayı ve Marmara’nın enfes manzarasını izleyerek yemeğinizi tüketmeyi unutmayın.

Bunun yanında çok hoş konsept kafeler mevcutlar ve bu nedenle tarih kokan kafelerinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Özellikle sahilde ormanların yanında konuşlanmış olan bazı kafeler ise bir yandan ağaçların uğultusu, bir yandan da dalgaların sesi ile sohbet etmeniz için size olanaklar sunacaklar.

Heybeliada’da gece hayatı nasıl?

Heybeliada’nın nüfusu ve ayrıca turist kapasitesi yaz aylarında çok yükseliyor ve bu nedenle geceyi geçirebileceğiniz mekanlar da aktif hale geliyorlar. Adada çok kısıtlı miktarda alan olduğu için elbette bir Bodrum hayatı beklememek gerekiyor fakat çeşitli kafelerde müzikle beraber tatlı bir akşam geçirebilirsiniz. Özellikle zaman zaman canlı müzik imkanları da olduğu için hoşunuza gidecektir. Bunun haricinde çok hareketli, dans ve DJ’ler ile dolu geceleri Heybeliada’da beklemenin pek de doğru olmayacağını belirtelim.

İlginizi çekebilir: İstanbul’un incisi: Huzur dolu Adalar’da doğaya kaçışİstanbul’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale