X

Her şey tamam, bir motivasyon eksikse: Üç motivasyon türünü keşfedin

#EVDEKAL günleri çıkageldi! Önce biraz garipsedik ama sonra hızla alıştık gibime geliyor. Bize gelmeden önce başka ülkelerden haberini almaya başladık. Kapımızı çaldığında ise, dışarıda çalışmak zorunda olmayanlarımız sanki çoktan adapte olmuştu. Karantinada olmayanlarımız bile havaya girmiş, gönüllü karantinayı benimsemişti.

Eş zamanlı olarak, özellikle sosyal medyada iki tür bombardıman başladı: Bir yanda tavsiye listeleri, yemek tarifleri, evde yapılabilecek egzersizler, ücretsiz hale gelen abonelikler, online kurslar ve dersler, dünyanın müzeleri, yerli-yabancı sanatçılardan konserler, uzman konuk ağırlanan canlı yayınlar, kişisel gelişim hizmetleri. Bunlar biraz da evde kalmak zorunda olduğumuzda ya çok sıkılacağımız ya da ne yapacağımızı bilemeyeceğimiz varsayımı barındırıyordu. İyi de oldu şüphesiz, ilgi alanlarımızda ulaşabileceğimiz yeni kaynaklar ve ücretsiz etkinlikler bulmak az şey mi?

Diğer yanda da sosyal çevremizin neler yaptığı, evdeki zamanını nasıl doldurduğu bilgisi akmaya başladı. Görüntülü sohbet yazılımları aracılığıyla arkadaşlar, aileler hasret gidermeye, iş ortakları toplantılar yapmaya başladı. Online oyunlar oynanıp, beraber filmler izlenmeye devam edildi. Evde yapmayı başardığımız her ne varsa, örneğin mutfak hünerleri, çok heyecan verici bulduğum ev içinde uzun mesafe koşu kampanyaları ve daha niceleri sosyal medyayı kapladı. Böylesi bir dönemde, insanlarla bir şeyleri paylaşma ihtiyacımız da doğal olarak tavan yaptı.

Tüm bunlar boş durmamayı, ilerlemeyi, aktif kalmayı, bugünlerde her zamankinden çok ihtiyacımız olan modumuzu yüksek tutmayı amaçlayan ve sağlayan şeyler. Bu trene binen bindi. Oransal büyüklüğünü bilemesem de, bir kesimin ise hafiften paralize olduğunu biliyorum. Belki bazılarımız daha yoğun, bazılarımız da zaman zaman hissetti bunu. Ancak bu duygunun, farklı dozlarda olmakla birlikte herkesi şöyle bir yoklayıp geçtiğine eminim: “TAMAMEN BANA AİT BİR ZAMANIM VAR! Şimdi bununla ne yapmalıyım?” 

Alternatiflerin çokluğu ve zamansal kısıtlardan arınmış olmak, alışılmadık bir özgürlüktü. Bazılarımızı zorladı. Kimileri için de, ne yapmak gerektiğine başkasının değil, kendisinin karar vermesi zorlayıcı olmuş olabilir. Kendimizi motive etmek, hayatta her alanda sürdürülebilir bir denge için gerekli. Çok sık rastlanan ve düştüğümüz bir tuzak, zamanımızı planlamanın, çizelgeler hazırlamanın bizi motive edeceğini düşünmek! Oysa planlama yapmak, harekete geçmeyi veya o planlara sadık kalmayı pek sağlamıyor. O halde ne yapalım?

Neyle ve nasıl motive olduğumuza biraz daha yakından bakmak fikir verebilir. Bunları kendiniz kadar, motive etmek istediğiniz başkaları varsa, onlar için de kullanabilirsiniz.

Motivasyon tipleri ve etki düzeyleri

Dış kaynaklı motivasyon 

Ödül ve ceza yöntemleri, insanlara kendilerine kalsa asla tercih etmeyecekleri şeyleri yaptırmak için geliştirilmiştir. İşe yarar mı? Yapılması istenenin yapılmasını sağlama anlamında, evet. Ancak, istemediğimiz şeyleri yaparken daha az mutluyuzdur ve beyin daha az dopamin salgılar. Araştırmalar gösteriyor ki, az miktarda kafa yorma ve yaratıcılık gerektiren eylemlerde bile, dış kaynaklı motivasyon, performansı düşürüyor. Bunun bir örneği, sevmediğimiz bir işe sırf maaş ve yan haklar iyi diye gitmektir. Sadece maddi fayda için yaptığımız ve sevmediğimiz bir işi mükemmel ve çok iyi yapıyor olma ihtimalimiz oldukça düşük.

Hedef temelli motivasyon 

60’larda Edwin Locke’nin ortaya koyduğu motivasyon teorisine dayanıyor. Bu motivasyon tipi, bizi teşvik ederek ve hedeflerimiz için sıkı çalışmamızı sağlayarak, eninde sonunda onlara ulaşmamızı sağlıyor. Hedefe ulaştığımızda ise, yoğun keyif hissettiren tek seferlik dopamin salgılanıyor. Hemen ardından ise hedonik adaptasyon olarak adlandırılan durum gerçekleşiyor. Yani, elde ettiğimiz hedeflere beklenmedik şekilde alışıyor ve duyarsızlaşıyouz. Hedefe ulaştıktan bazen birkaç dakika, bazen birkaç gün sonra, hedefle ilgili olumlu duygular kayboluyor. Ben bu duyguların tamamen unutulduğunu da gözlemliyorum.

Bazen danışanlarımdan geçmişteki başarılarını hatırlamalarını istiyorum ve hiçbir başarısı aklına gelmeyenler oluyor. Oysa karşımda oturan ve hikayesini anlatan bu kişilerin neleri başardığını görüşmemiz sırasında ben objektif olarak görmüş oluyorum. Bu nedenle, kalıcı değil, geçici etki bırakan bir motivasyon tipi. Ve aynı nedenle, kendine hedefler koyarak motive olacağını ve sorunlarını çözeceğini ummak şeklindeki yaygın inanış, çoğunlukla başarısız sonuçlanıyor.

Gerçek motivasyon 

Anlam ve vizyon, uzun süreli ve tatmin edici motivasyon sağlıyor. İnsanlar, yaptıklarındaki amacı gördüklerinde, hatta özellikle bunları gerçekte de yapmak istediklerinde en güçlü motivasyon tipi oluşuyor: Esas, gerçek veya içten gelen diyebileceğimiz, yolculuk temelli motivasyon. Bu motivasyon tipi, kişisel vizyon sahibi olmaya bağlı. Hedefleri kovalamaktan farklı olarak kişisel vizyon, kalıcı bir şeyin ifadesidir. Hayatımızda zamanımızı nasıl geçirmek isteyeceğimizin de cevabıdır. Sonuçlara değil eylemlere, hedefe değil yolculuğa odaklanır.

Bir işyerinde, benzeri pozisyonda ve kıdemdeki çalışanları düşünün. Aralarında pek çoğu yöneticiliğe terfi etmek istiyor olabilir. Genellikle rakipler arasından sıyrılıp o konuma gelen kişi, aslında bir süredir zaten yönetici gibi davranan, kendince bu rolü adeta “giyinmiş” gibi olan olur. Bunu zaman zaman terfi etmek isteyenlere verilen tavsiyeler arasında da duyarsınız. İstediğiniz yere gelmeden önce nasıl davrandığınız, genel tutumunuz, o yere gelebilme durumunuzu belirler.

Klasik düşünce, bir pozisyonu/ünvanı elde ettikten sonra onun gereğini yerine getirmektir. İnsan, yönetici olduktan sonra yöneticilerin yaptıklarını yapmaya başlayacağını düşünebilir ve bu mantıklıdır da. Ancak bu şekilde olduğunda yol çok daha uzun, yorucu ve bazen de hüsranla dolu olacaktır. Burada elbette “mış gibi” yapmaktan bahsetmiyorum. Kastettiğim, elde edilmek istenen gerçekliği hayal ederek, içten gelerek, isteyerek yaşamak ve davranışlara yansıtmak, bu durumun enerji verici olmasıdır.

Bu ayrıca içinizdeki isteği test etmek için de iyi bir fırsat olabilir. Hedeflediğiniz şeyi elde etmek uğruna, onu zaten elde etmiş gibi davranmak size rol yapmak gibi geliyor ve üstünüze oturmuyorsa, belki gerçekten istediğiniz o değildir. Düşünmeye değer.
Corona günlerine geri gelecek olursak… Eğer sizin de bugünlerde zamanınız çoğaldıysa, yapmak istedikleriniz çok, ancak motivasyonunuz düşükse, yukarıdaki satırların size ne söylediğine bir bakın derim. Hatta bir kişisel vizyon çalışması eşliğinde, çok daha isabetli keşifler ile kendi yolunuzu çizmenin tam zamanı olabilir.

Kaynakça:
https://procrastination.com/what-is-procratsination
https://www.managementstudyguide.com/goal-setting-theory-motivation.htm

İlginizi çekebilir: Gelişim için en önemli adım: Gelişime açık olmak

Ece Ağabeyoğlu, ACC: 1998 – 2014 arasını kapsayan tam zamanlı kurumsal çalışma döneminde sigorta ve bankacılık sektörlerinde satıştan risk analizine, oradan eğitmenliğe ve koçluğa uzanan yerli ve küresel kurumlardaki yolculuğunda giderek iş tatmini ve insana merak saldı. Örgütsel Psikoloji alanında danışmanlık, profesyonel koçluk, eğitmenlik, iş ve meslek danışmanlığı şapkalarını taktı. Son yıllarda denge kavramına ilgi duyuyor. Ece, kurumsal eğitimler vermenin dışında, kendi yolunu kendi çizmek isteyen bireylere meslek seçimi, kariyerdeki adımlar ve iş tatmini gibi konular etrafında destek veriyor. Öğrenmeyi ve paylaşmayı seviyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale